Sonunda gerçek oldu; körün fil tarifi, meseleleri ele alış biçimi oldu.
Medyada veya sosyal medyada, sorunu tuttuğu yerden saçmalamak suretiyle tarif etmek, yeni trend…
Büyükşehir 1030 kişiyi işten çıkaracağını açıklayınca, devrimci ruhumuz şahlandı. Vestel iki bin işçiyi işten çıkarıyormuş, devamı da gelecekmiş… Kimin umurunda!
İster iki yüzlü ahlak deyin ister çifte standart… Ben buna, her şeyin ucuzuna teşne olma hali, diyorum.
Özel sektör çalıştırdığı işçi sayısını hızla aşağılara çekmeye başladı. Ekonomik kriz nedeniyle veya yapay zekâ ile üretime geçtiği için… Ama kesin olan şu ki sistem sürekli erör veriyor, istihdam politikaları çıkmaz sokak...
Batı, uzun yıllar kullandığı ucuz iş gücü açığa çıkınca, göçmenlerden kurtulmanın yollarını aramaya başladı. Muhtemelen, iç savaşlar çıkararak bu meseleyi halletmeyi planlıyor.
Kapitalist sistemin tarihsel sonu yaklaştıkça, yeryüzünde kıyamet alametleri çoğalıyor. Sistem dengeden çıktı ve galiba, geri dönüş yok. Ortadoğu’da büyük savaş provası başladı bile…
Gel gör ki, işçi sınıfını var eden koşullar ortadan kalkarken, elinden oyuncağı alınmış çocuk misali ciyak ciyak bağıran devrimcilerin bu mesele üzerine kafa yormaya hiç niyetleri yok.
8 milyar nüfusun dörtte üçü yoksul. Aç insan sayısı bir milyara yaklaşıyor. Ve her gün açlıktan ölen insan sayısı 20 binden fazla. Savaş çıkararak öldürülen insan sayısı belli değil. Dünya’dan insan manzaraları…
Sistem bütün ahlaki normları tüketmiş. İnsanlığa sadece acı veriyor. Her şeyi tenezzül eden bir yapı, seçilmiş veya atanmış, bütün sığlığı ve ucuzluğuyla insanlığa musallat…
Ne var ki böylesinetrajik insanlık halleri dahi vicdanları ve ortak aklı harekete geçiremiyor. Tükeniş bütün hızıyla sürüyor.
“Ne yapmalı?” Cevabı bilinen fakat gereğini yerine getirecek yürek kimsede olmadığı için bilmezden gelinen sorudur, bu.
Belki de bu yüzden, tükenişin tetiklediği savaş naraları her yerden yükselmeye başladı.