Türkiye nice sıkıntılı dönemden geçti ama bu kadar kötüsünü hiç yaşamadı. Adaletsizlik ve vicdani yoksunluk birbirini üretiyor.
Derinleşen yoksulluk, ülkenin en ağır koşullarda yaşadığı savaş yıllarını aratmıyor. Adaletsizlik, otoriter yönetimler ileadeta yarışıyor.
AKP’yi var eden koşullar, kimilerinin söylediği gibi 1950 seçimlerine dayanmaz. Cumhuriyet’in kuruluşundan 1980 darbesine kadar, kuruluşta yer alan kadrolar arasında “merkez sağ-merkez sol” mücadelesi olmuştur. Ama kuruluş felsefesinin temel ilkeleri tartışma konusu yapılmamıştır.
Cumhuriyet’in getirdiği değerlerin tasfiyesi 80 darbesiyle başlamış ve AKP iktidarıyla islamcı rejim döneminin kapıları açılmıştır.
Nitekim, 23 yıllık AKP iktidarında, ülke gele gele Arap-Kürt-Türk Federasyonu fikrine geldi. Osmanlı İmparatorluğu’nun son 250 yılında öne çıkarılan ve İmparatorluğu yıkan Emevî İslamı fikrinin yeniden dayatılması…
Bu zihniyetten adalet beklemek, naif bir beklentidir. Ne vicdan ne adalet! Hedefe ulaşmak için acımasız olmaya mecburlar. Çünkü gemileri yaktılar.
NATO-Pentagon hattında kabul gördüğü kuvvetle muhtemel Türkiye operasyonu üzerine CHP yönetiminin ne söylediği, nasıl düşündüğü ise muğlak.
İktidarın CHP’li belediyelere yaptıklarıyla sınırlı itiraz, CHP’yi iktidara taşımaya yeter mi, orası biraz karışık. Yönetim, CHP’nin yüzyıldır temsil ettiklerine oldukça yabancı. Atatürk’ün koltuğu da olmasa ne yaparlardı, merak ediyorum.
Öte yanda, Kemal Kılıçdaroğlu’na CHP yönetiminin reva gördüğü muamele, Alevi camiasında büyük rahatsızlık yaratıyor.Kopuş koşullarını bu kadar da zorlamak... Akıl alacak gibi değil.
CHP, Türkiye’nin içinden geçtiği kritik süreçte çözüm üretmek istiyorsa, kişi kültünü terk etmeli ve sosyal demokrat kadro hareketi olmanın bilinciyle hareket etmeli.
Kendi içinde mutabakat sağlayamayan CHP, Türkiye’nin toplumsal mutabakat arayışlarına nasıl öncülük edecek?
Adalet arayışlarının hayatın bütün alanlarında hayati önem kazandığı bir vakıa. İktidar grubu, yönetim zafiyeti nedeniyle kamusal alanda çözülmelerin kamu otoritesini nasıl zayıflattığınıgörüyor. Bu durum, yönetimi günbegün otoriterleştiriyor.Yanı sıra, sabrı taşan ana muhalefete hata yaptırmak için büyük baskı var.
Siyasal alanda bütün bu olan bitenin açıklaması, radikal bir dönüşüm hazırlığı olmalı; Yeni Türkiye, ‘en üst kimlik İslam’a dayalı federasyona dönüştürülecek.
Seksen darbesiyle başlatılan dönüşüm süreci, son aşamasında…
Akıllardaki soru; İran’dan sonra, Türkiye sırada olabilir mi?
Hal böyle olunca, “Yeni Türkiye” inşasında, ilk feda edilen tabii ki adalet oldu.
“Hak Hukuk Adalet” sloganı, Cumhuriyet devriminin ortadan kaldırıldığı sürece itirazın dile gelişidir.