Kurultaydan 8 gün önce… CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gazeteci Fatih Yapar’a ;

“Partimiz kurultaya gidiyor, delegeler de geleceklerdir. Partilerini düşünerek oy kullanacaklardır.” Diyor. Delegeler de geldiler. Partilerini düşünerek oy verdiler… Bir değişim gerçekleştirdiler!

Herkesin de… Bu akılcı sonucu içine sindirip, kabullenmesi gerek. Zira, ana akım varken, yan akımlara kapılmanın boş bir hayal olduğu…Geçici bir süre ayak bağı olmaktan öte, bir işe yaramadığı da… çok denenmiş bir gerçektir!

***

Önceki gün CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Gazeteci İsmail Küçükkaya’ya, sonra da, Yazar Tolga Şardan ve arkadaşlarına konuştu ;

*Mevcut belediye başkanları için…

Kamuoyu araştırmalarıyla, vatandaşın gönlünde, seçildiğinden daha iyi yere gitmiş olanlar göreve devam edecek. Daha kötüye gitmiş olanlar da, görevi devredecek… diyor.

Geçmişte de bunlar hep söylendi de…

Yoklama yapıldıysa eğer, çoğunlukla sonucu da açıklanmadı. Yapılan kimi yerlerde de, Genel Merkezin istemediği aday çıktıysa eğer, ona da uyulmadı!

Bir örnek olmak üzere ; 2014 yerel seçimlerinde Aliağa’da Hakkı Ülkü, büyük farkla önde çıktı. Ama aday gösterilmedi... Yerine gösterilen de, seçilemedi!

O yüzden de örgüt, geçmişte yaşadığı olumsuzluklarla dolu olarak, sütten ağzı yananın yoğurdu üfleyerek yemesi gibi, yoklamalara, şüpheli gözlerle bakar oldu.

Gerçi Genel Başkan, “… doğru örneklemlerle, güvenilir şirketlerle, çapraz kontrollerle ve herkesin inceleyebileceği objektif anketlerle yapacağız.” diyerek yüreklere su serpse de…

Yine de, geçmişten gelen ve gelebilecek spekülasyonların ve yakınmaların önünü kesebilmek için : takvimin her zamanki azizliği ile(!), önseçim olamasa bile, hepsi için, sonucuna uyulacak aday yoklaması, ille de yapılmalı…

*Hiç kimseye kurultay odaklı verilmiş bir başkanlık sözümüz yok. Kongredeki tutumlar bizim için bir ölçüt değil : kongrede karşımdaymış, başarılı ise listede! Kongrede yanımdaymış, başarısızsa müsaade et de!

Bu çok doğru bir yaklaşımdır. Aksi durum ; tıpkı pervanelerin ışığa koşması gibi Ankara’ya koşanlara… Değişimin konum kazandırması olur ki, bu da siyasette transfer bedeli olarak algılanır…

Bu hem toplum için kötü bir örnektir, hem de örgütün ve üyelerin hak ve hukukunu gözden ırak tutmaktır. Ayrıca “gelen gideni aratır” sözüne de… hak vermek demektir.

Oysa özgürlük, hiç kimsenin tuzağına düşmemektir. O yüzden Genel Başkanın ; değişimle kendisine piyango vurdu sananlar için… Gözünün yaşına bakmayız anlamına alınabilecek bu sözleri… çok kıymetlidir!

*Gençleşme, daha çok kadına alan açma,

eşit temsil konusu da önemli… Garanti pozisyonların erkeklere dağıtılması gibi bir şey de yok. Bazı önemli ilçelerde güçlü kadınları koysak…

Geçmişte CHP’nin tercihleri olmuş ama yeterli değil. Bu işleri cesaretle yapacağız. Kimsenin endişesi olmasın…” diyor.

Yine eskiye dönersek…

Özellikle Genel Başkan rahmetli Deniz Baykal, seçim zamanları Tv.lere çıkar, o ünlü belagatı ile, öyle bir aday tarifi yapardı ki, herkes o tarif içinde kendine yer bulurdu… Ama listeler açıklanınca da pek çoğu, liste dışında olurdu!

Önceki kimi Genel Başkanlar da, kadınları çok önemsediklerini söylerlerdi ama, dönemlerinde, İzmir Büyükşehirde dahil, çok İlçelerinde…

Ve, hele de Türkiye’de bile, en başlarda kadına çok yakışan ve yaşamımızı geçirdiğimiz bir yer olarak Karşıyaka’da ; CHP’nin hiç kadın adayı ve başkanı olmamıştır. Konak, Urla, Selçuk ve Karaburun ilçelerinde, o da birer kere olmak üzere, kadın başkanları olmuştur. Bir de, o da sui generis (kendine özgü) haliyle, Balçova’da!

***

Özgür Özel, genç yaşta, CHP gibi 100 yıllık köklü bir partinin Genel Başkanı oldu. Önünde yüksek hedefli… Mevsimlik değil uzun ömürlük, siyaset yılları var.

O yüzden de gerçekçiliğin ; adı gibi O’nu, özgürleştiren şey olacağına ve sözlerini tutacağına… güçlü inancımız var.

Hem de, İsmet İnönü’nün “Siyaset adamı , sözüne güvenilir adam olmalıdır.” sözü var!

İyi Pazarlar…