Akdeniz’in iki büyük adalarından… Girit ve Kıbrıs. İkisinde de Türkler ve Rum’lar birlikte yaşardı. İkisinde de Rumlar tarih boyunca enosis ateşiyle yanardı!

Osmanlı ile Yunan arasındaki Makedonya savaşında Türkler galip gelmişti… Ne varki,

Avrupalı güçlerin gayretiyle, Girit 1897’de Yunan’a… masada kaybedilmişti!

***

Orhan Kilercioğlu, bir generaldi. Kıbrıs Türk Alay Komutanlığı yaptı. Kıbrıstan da sorumlu Bakan oldu. “Haykırış” adlı kitabından da, Gazeteci Nurten Akyazılılar’ın “Anahtar” adlı kitabından da ve de diğer kaynaklardan da yararlandığımıza göre ;

Kıbrıs’da, 1571 de Venedik Cumhuriyetinden alınmıştı. 308 yıl Türk egemenliğinde kaldı. 2.Abdülhamit zamanında, 1878’de yapılan bir andlaşma ile İngilizlere kiralandı…

Gel gelelim ki… İngiliz’ler kira ödemedikleri gibi… Osmanlı Devleti 1.Dünya Savaşında Almanya’nın yanında yer alınca, bunu bahane ederek, 1914 yılında Kıbrıs’ı tek taraflı ilhak etti. Osmanlı’lar bunu… Protesto etti!

***

Rumların içlerindeki korlaşmış enosis ateşi yeniden alevlenmişti 1950’lerde… “Megali İdea” hedefi içinde enosis baş köşedeydi!

İngiliz’lerden plebisit yapılmasını istiyor, onlar da kabul etmiyordu. Ama onları dinlemediler, fiilen plebisit yaptılar. Kıbrıslı’ların % 96’sı enosisi güya kabul etti dediler!

Aslında Rumlar, 1821’de karar vermişti enosis’e… Kıbrıs Türk halkı zorunlu göçlerle 1960’larda 100 bine kadar düşmüştü. Rumlar bunu bile istemiyor, adada sıfır Türk istiyorlardı!

Bunun için de : Akritas ve İphestos(Volkan)-74 soykırım planını devreye soktular. Nazi soykırım planının bir kopyasıydı.. EOKA örgütü de bunun katliamcısıydı! Zaten Eoka Lideri Grivas diyordu ki, “Ateşle su, cennet ile cehennem bir araya gelmeden… Türklerle dost olunmaz!

Türkler ezelden karşıydı enosise… O yüzden de katılmamıştı oylamaya. Hatta, taa… 1911 de Mehmet Şevki Bey üç miting bile düzenlemişti ki, bu enosise karşı bir haykırıştı!

Bunun üzerine harekete geçti Rumlar…

Dağlara taşlara “ enosis “ yazdılar. Zaten Papaz Makarios da, 1949’da “ Enosis verilemez, ancak sürekli mücadele yoluyla kazanılır “ demişti!

Soykırıma başladılar... 21 Aralık 1963 günü ‘Kanlı Noel’ oldu. Dr. Binbaşı Nihat İlhan’ın evini bastılar. 37 yaşındaki karısını ve çocuklarını saklandıkları, gördüğümüz küvette katlettiler! Daha da neler neler yaptılar…

***

1974’de Yunanistanın Albaylar cuntasının desteğinde, enosise yönelik ve kalan Türkleri temizlesin diye de, Nikos Sampson’a darbe yaptırdılar... Türkiye’de andlaşmalardan doğan garantörlük hakkıyla, 20 Temmuz 1974’de Kıbrıs Barış Harekatını başlattı... Kahraman silahlı kuvvetlerimiz, hedefi kuzeyi kurtardı.

Kıbrıs Türk halkı, serf determinasyon (kendi kaderini tayin) hakkına dayanarak, yaptığı halk oylaması sonucunda, federe devlet yerine, 1983’de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” adı altında Devletleşti.

Laik bir Anayasa ile çok partili demokratik bir düzen kurdular. Anayanın sağladığı haklar içinde… mesut mutlu yaşamaya başladılar.

Her zaman olduğu gibi, son seçimlerde oyları ile, iktidarı değiştirdiler. Sol eğilimli Tufan Erhürman’ı, büyük oy farkıyla Cumhurbaşkanı seçtiler… Sağ eğilimli Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a da, bekleme önerdiler!

***

Seçim sonuçlarından Ülkemizin kimi siyasetçileri memnun olmamışlar ki, özetle ve yaklaşığıyla Kıbrıslı’lılardan ; az katılımlı seçim sonuçlarını kabul etmesinler, Meclislerini derhal toplayarak, 82.İlimiz olarak anavatana katılma kararı versinler gibi… isteklerde de bulundular!

Bizim Anayasamızın değiştirilemez

ilk 4 maddesine kısmen benzer ; Kıbrıs Anayasasında da, ilk 3 madde hükümleri

olsa da, çok bir açıklık da yoktu…

Ancak, büyük yurtsever rahmetli Rauf Denktaş’ın, “Bağımsız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yaşatılmalıdır.” şeklinde vasiyet gibi sözleri de var ki… Bu, Akritas’ın korkunç soykırım planına karşı bir tepki olmalıydı.

Zaten de iki Devlet, fiilen tek Devlet !

İyi Pazarlar…