14 Ağustos'ta yazmıştım; 'muhalefetin hem kolay, hem zor sınavı' diye.
48-52 mağlubiyeti getiren 'partiler arası ittifak' yerine 'güçlü, sevilen, sayılan adaylarla toplumsal bütünleşme' diye.
Dün bir araştırma okudum, bazı köşe yazarları da değindi; vatandaşa sormuşlar; 'yerel seçimde neye göre oy vereceksiniz?' diye.
Yüzde 75'lik büyük çoğunluğun yorumu açık: 'Adaya göre'...
Önemli bir saptama. Benim son seçimden sonra dile getirdiğim hep bu; yani yerel seçim 'çantada keklik' değil…
Zorlu geçecek…
Elbette iktidar tüm kozlarını yine oynayacak; algı operasyonları, medya gücü, erki elinde tutma avantajları, vs..
O zaman muhalefetin silahı belli; kaliteli, sevilen, güçlü adaylarla 'sandıkta birleşme'.
'Yok; biz parti ittifakı yapalım' denirse; açık söyleyelim; sonu hüsran!..
Geçmiş yerel seçimlerde çokça örneği olduğu gibi her kesime hitap eden, yerli ve saygın isimler muhalefet için 'büyük şans' olacaktır.
Hiç kimse oradan - buradan anahtar uydurmaya çalışmasın; kilidi açacak anahtar belli; 'Gönüllerdeki isimlerle zafer'…
'İzmir bir prensestir' diye güzelleme yazan ünlü yazar Victor Hugo'nun hatırlamamız gereken bir başka sözü daha vardır; çok severim:
'Kalabalıklar hep tehlikelidir. İçlerinde mutlaka ruhlarını ucuza satan alçaklar vardır…'
Nereye çekersek çekelim!
Halk gerçeği görüyor ve söylüyorsa 'başka arayış' niye!
Haa 'iz kaybedelim, topluca yok olalım' diyen olacaksa; orası sözün de bittiği yerdir!
Ne diyelim!