Dünyanın üzerinde yine kara bulutlar.
İsrail’in “nükleer tehdit” iddiasıyla İran’a saldırmasıyla başlayan savaş, boyutlarını büyütüyor.
Ortada büyük bir “dünya savaşı” tehlikesi var.
Yazık! Günah!
Bu; dünyanın bir çok yerinde 25-30 yıl sarılamayacak yaralar demek.
Büyük ekonomik krizler, açlık, sefalet demek.
Ocaklara düşen ateş demek.
Hüzün, gözyaşı demek.
Ve sınırsız korkular!
Olay körfez ülkeleri ile genişleyip bir “dünya savaşı”na dönüşür mü? Bu olasılık ciddiye alınmalı..
O zaman süper güçler devreye girer mi?
Bir yanda ABD, İsrail ve bazı Batı’lı müttefikler, bir yanda İran’la 20 yıldır ekonomik, askeri ve jeopolitik, stratejik işbirliği yapan Çin ve Rusya..
Hatta belli bilinmezlikleri olan Kuzey Kore..
(Eyvah ki ne eyvah)
Nükleer tehlike kapıda! Kullanırım, kullanmam! Ya nükleer sızıntı?
İnsanlığın felaketi olmaz mı?
Tebriz’le birlikte Türkiye’ye yaklaşan bir tehdit var mı?
Türk halkının hassasiyetleri ile oynanıyor mu?
Bu “Büyük Ortadoğu projesi” ve Türkiye’ye tehdit konusunda tatmin edici açıklamalar niye yok?
Toplu intihar saldırıları olursa dünya birbirine girmez mi? 11 Eylül korkuları herkesi tedirgin ediyor!
Daha bir çok sancı!
Akla gelmeyen; sağduyu..
Kullanılmayan; uzlaşı ve barış.
Özellikle nükleer silahların sınırlandırılması konusunda hemen devreye girilmeli.
Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere dünya liderleri “barış” için her şeyini ortaya koymalı..
Bu süreçte dünya savaşı sadece bir tehlike değil; bir çok ülke ve insanlık için de “kapanmaz yara” demek...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’in barış ve sağduyu çabaları önemli ve değerli; desteklenmeli.
Bir kez daha dünyaya ve saldırgan devletlere büyük Önder Atatürk felsefesi; her zaman, her yerde “Yurtta barış, dünyada barış”...