2025 yılı şehirlerin ve ilçelerin nüfus bilgileri yayınlandı. Bunu fırsat bilerek son üç yazımıza sosyolojik temel olması ve ayrıca İzmir’e yönelik yeni göç eğilimlerini izlemek için bu verileri ilçe ilçe değerlendirmeyi uygun bulduk.

İzmir, aldığı göçün karakteri ve bu göçün ilçelere dağılımı bakımından Ankara ve İstanbul’dan belirgin olarak farklılıklar göstermektedir. Daha doğrusu bu üç büyük kent, kendine özgü bir demografik yapı sergilemektedir.

2025 nüfus bilgilerine göre İzmir toplam nüfusu 4.493.242 olarak tespit edilmiş. Otuz ilçe içinde ilk sırayı Buca alırken ikinci ve üçüncü sıralarda Karabağlar ve Bornova yer almış.

İzmir’in Cumhuriyet tarihindeki ve hatta Osmanlıdan başlayan önemli kitlesel göç dalgası, Balkan Savaşları ve Mübadele ile gerçekleşen Balkan ve Adalardan gelen Müslüman nüfus göçleridir. Uzun yıllar İzmir’de belli bir ağırlığa sahip olan bu kesim Muhacirler ve Mübadiller olarak anılmıştır.

Daha sonra Romanya ve Bulgaristan göçleri de, İzmir’e yönelen dış göç dalgası içinde yerini almıştır.

Mübadiller ve Muhacirler olarak anılan göçmenler neredeyse dördüncü ve beşinci kuşak düzeyine ulaştı. Dolayısıyla son 50-60 senedir iç göçlerle şehre yoğun nüfus kitlesi geldiğinden, onlar artık belli ölçüde yerli statüsü kazanmışlardı. Dolayısıyla göçmen/muhacir kimliğini iç göçle şehirlere akan kitlelere devretmişlerdi.

İzmir toplam nüfusunun yapısında dikkat çekici çok sayıda özellik bulunmaktadır. Halen İzmir’de İzmir doğumlular, göçle gelenlere göre belirgin olarak daha fazladır. Bu durum otuz ilçe için de geçerlidir. Hatta Ödemiş, Tire ve Bergama gibi bazı ilçelerde yerli nüfus oranları %80’leri aşmaktadır.

İzmir diğer büyük kentler gibi ülkenin her yerinden göç almakla birlikte, en çok göç aldığı iller sıralamasında Manisa’nın belirgin bir ağırlığı bulunmaktadır. Manisa’yı Mardin, Erzurum, Konya ve Ağrı izlemektedir.

Ellili ve altmışlı yıllarda başlayan göç dalgasında ağırlıklı olarak Mardin ve diğer bazı Doğu illerinden göç alan İzmir, daha sonraları Ege Bölgesi ve İstanbul’dan da yoğun göç almaya başlamıştır.

Dikkat ederseniz ilk dönem Mardin göçü, şehrin merkezindeki çöküntü alanı benzeri özellikler gösteren Kadifekale’de yoğunlaşmış. Daha sonra gecekondulaşma şehrin çeperlerine yayılmıştır.

Mardinliler’in adeta bir hemşehrilik mesleğine dönüştürdükleri midyecilik da Mübadele ile buraya yerleştirilen Giritli komşularından öğrenilmiştir. Bunu bir not olarak düşelim.

Merkez ilçe Konak’ta göçle gelen nüfusun doğum yerine göre dağılımına baktığımızda Mardin, Manisa ve Konya ilk üç sırada yer almaktadır. İlk sırada yer alan Mardinliler, ilçenin yaklaşık %13’lük bir kesimini oluşturmaktadır.

Konak’tan ayrılarak kurulan Karabağlar’da ise ilk üç sırayı Mardin, Konya ve Sivaslılar oluşturmaktadır. Merkezde Manisalıların daha fazla yer aldıklarını düşünürsek, Konak ile aralarında fiziki ve sosyal mesafe olarak Karabağlar arasında biraz fark bulunmaktadır.

Alsancak ve Güzelyalı gibi semtlerde İzmir’e daha yakın yerlerden göç alma eğilimi daha yüksektir.

İzmir’in en büyük ilçesi Buca’da ilk üç sırayı Manisa, Konya ve Erzurum alırken, Bornova’da yine ilk sırada Manisalılar yer almakta, onları ise, Ağrılılar ve Konyalılar izlemektedir.

Merkezdeki üst orta sınıf ilçeleri olan Balçova, Güzelbahçe ve Karşıyaka’da da ilk sırada Manisalılar bulunmaktadır.

Bu verilerin en ilginç sonuçlarından biri Karşıyaka’nın göçle gelen nüfusu içinde ilk sıradaki Manisalılar’ı, Aydınlılar ve Balıkesirliler’in izlemesidir. Yani komşu iller. Bu çok önemli sosyolojik bir sonuçtur. Daha önceki yazılarımızda da hatırlattığımız gibi, fiziki ve sosyal mesafe azaldıkça, metropol ortamında gelinen yöreye göre dayanışma ihtiyacı azalır.

Bunu destekleyen diğer bir veri, son yıllarda İstanbul’dan İzmir’e yönelen göçün kıyı ilçelere yönelmesine karşılık, İstanbullular’ın merkezde tercih ettikleri ilçenin Karşıyaka olmasıdır. Karşıyaka’ya yönelen göçte Manisa, Aydın ve Balıkesir’den sonra İstanbulluların dördüncü sırayı alması çok anlamlıdır.

Bütün bunlar seçmen davranışlarına yansıdığı gibi, yerel siyaset ve kent yönetimlerini belirleyen dayanışma ağları yaratmaktadır. Belediye yönetimleri ve parti yerel örgütleri bu ilişkiler etrafında şekillenmektedir.

Çevre ilçelere yönelen göç ve hemşerilik dağılımını da gelecek yazımızda ele almaya çalışacağız...