Müzik Önerisi: Runaway Baby – Bruno Mars
Bazı atasözlerinin neden söylenmiş olduğuna çok takılıyorum. Özellikle insanın iyi taraflarını törpülemeye çalışan bu atalardan gelen nasihatlerin yaygın kullanılmasına da üzülüyor ve aksini kanıtlamak için epey çaba sarf ediyorum.
İyilikten maraz doğar!
Bu atasözü yapılan iyiliklerin kötü niyetli insanlarca suistimal edilebileceğini anlatır. Yaptığın iyiliğin bir noktada sana dert getireceğini, dayanılmaz güç bir durumun içine sürükleyebileceği uyarısını yapar. Aslında sadece uyarı da kalsaydı iyiydi ancak peşin hükümlü bir atasözü bu!
İyilik yaparsan kesin başına dert alırsın…İyilik yaptığında karşılığını alamaz, hatta bu iyilik bir türlü sana bela olarak döner. Bin pişman olursun…
O yüzden hiçbir şeye bulaşma! Aman sana ne, dünyayı kurtarmak sana mı kaldı?
Bilimsel olarak aksini kanıtlayan çok veri var. İyilikten maraz değil gerçekten mucize doğuyor!
Birine bir iyilik yaptığınızda vücudunuzda serotonin ve oksitosin gibi hormonlar harekete geçiyor. Böylece daha mutlu bir ruh haline kavuşuyorsunuz. Başkalarını sevindirmek kendini sevindirmekten çok daha yüce bir duygu.Başkalarını mutlu etmek, kendini mutlu etmekten kolay.
Hormonlarla devam edersek, iyilik yaptığınızda stres hormonunda da bir düşüş gerçekleşiyor. Bu düşüş kalp ve ruh sağlığınıza iyi geliyor. Daha huzurlu hissediyorsunuz. Düzenli iyilik yapan insanların daha uzun yaşadığına dair ciddi istatistikler var.
İyilik yaptığınızda kendinizi daha değerli buluyorsunuz, öz saygınız artıyor. Başkalarını sevmek önce kendini sevmekle başlıyor ve iyilik yaptıkça kendinize sevginiz de başkalarınasevginiz de çoğalıyor.
Tüm bu hormonların aktivasyonu bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Tansiyon ve kalp hastalıkları risklerini azaltıyor. Uzun ve sağlıklı bir yaşama daha büyük bir olanak sağlıyor.
Bunlar bireysel getiriler…
Peki yapılan iyiliklerin sosyal getirilerine ne demeli?
İyilik bir yardımlaşma eylemi. İnsanlar arasındaki empati ve dayanışma duygusunu artıran, farklılıkları göz ardı edip duygudaşlığı merhamet duygusunu ön plana çıkaran bir vicdan hesaplaşması.
Önyargıları kırıp barışçıl ortamı sağlayan bulaşıcı bir virüs.
Ekonomik eşitsizliği bir nebze olsa da gideren, imkansızlığı ortadan kaldıran, fırsat yaratan, şanssızlığı kaderi şaşırtan görünmez bir kudret.
Gelecek nesillerin dna kodlarına da işlenebilen, içselleştirme imkanı veren bir miras.
İyilik bir sadaka. Dini bir ibadet. Günahlarından arınma imkânı. Cennete bilet.
İyilik hem bizi hem yaşadığımız toplumu hem de dünyayı iyileştiren bir mucize…
Hem bünyeye hem topluma bu kadar fayda sağlayan şeyden maraz mı doğar?
İyilik eden iyilik bulur.
Ne ekersen onu biçersin.
İyilik yap denize at, balık bilmezse halik bilir.
Samimi duygularla karşılık beklemeden yapılan iyilikten maraz doğmaz. İyilik gerçekten gönülden geçeni tanıdığının tanımadığının kapısından geçirmektir. Kendi imkanların dahilinde imkansızlıkları yok etmektir. Yaraya merhem, açlığa gıda, hastalığa şifa, eğitime bir tuğladır.
İyi olmak bir seçim, iyiliklerle çoğalmak bir yaşam biçimi.
Basit bir tebessüm nazik bir kolay gelsin bir iyilik olabilir.
Yaşlı birine sokakta yardım etmek, birine kapıyı tutmak, yol vermek basit küçük hareketler iyiliktir.
İnsanları can kulağıyla dinlemek bir iyiliktir.
Kullanmadığınız temiz giysileri ihtiyaç sahipleriyle paylaşmak iyiliktir.
Moral vermek teşekkür etmek iltifat etmek iyiliktir.
Çöpleri toplamak, hayvanları beslemek iyiliktir.
Herkesin kolaylıkla yapabileceği hem kendine hem başkasına aynı anda fayda sağlayan bir davranış modelinden maraz falan doğmaz.
Hayatının anlamını ve cebinin bereketini gani gani yüreğinle artırmak istiyorsan bir tık uzaktasın.
İyilik peşinde koşan yüzlerce güzel insandan biri daha sen olabilir, adımlarını bağışlayabilirsin.
Pazar günü Çeşme Maratonu’nda eğitim aşkına koşanlardan biri olarak benim iyilik zincirime sen de bir halka ekleyebilirsin.
https://ipk.adimadim.org/kampanya/CC130887
İyi olmayı seçebilirsin. Atalarımızı şaşırtabilirsin…