İzmir demokrasinin kalesidir denir…

Gerçekten Ülkemiz çok partili siyasi hayata geçtiğinden beri İzmir, çeşitli partilerin iktidarlarını sürdürdükleri demokrasi

platformu olmuştur…

Adalet Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Doğruyol Partisi, Anavatan Partisi, en son olarak da yine CHP, iktidarlarını sürdüren partiler oldular İzmir’de…

Arada başka iktidarlı parti yoktur. Var olan partiler de, bazı ton farkı olsa da, Atatürk’çü, laik ve Cumhuriyet değerlerine bağlı partilerdir.

Bu özellikler İzmir’in özdeşidir…

***

İzmir’in ; Türkiye’de demokrasi ve özgürlüklere yön verdiği de hep gururla söylenir. Bunun partilere bir yansıması olarak da, özellikle

CHP’nin siyasetinde ve örgütlenmesinde öncü rol üstlendiği de yine hep anlatılır…

Örgütü gözetmenin çok uzun zamandır unutulan bir örneğini, CHP’nin Yeni İl Başkanı Şenol Aslanoğlu gösteriyor… Çok önceler de bile görev yapmış yöneticileri arayıp soruyor,

ve onları aktifleştiriyor!

Ferzan Özpetek’in dediği : “İnsanlar biz unuttuğumuz zaman ölüyorlar, yoksa gerçekten ölmüyorlar.” Sözü doğrulanıyor!

***

Aslında İzmir, uzunca dönemlerden beri…Kabuğunu kıramayan bir inci. Çünkü parlak siyasetini, seçimlik siyasetçilere kaptırdı ve tabii ki de, biraz sahipsiz kaldı!

Oysa İzmir, Yazar Talat Ulusoy’un dediği “Akdenizin incisi, birincisi”ydi. Tunç Soyer Başkan, incinin kabuğunu kırmaya çalışıyor şimdi…1923 İzmir İktisat Kongresi anısı ile!

Bu pasifizelik kimi ilçelere de yansıdı tabii.

Ama biri var ki süper aktifliği hep akıllarda kaldı… Demokrasinin demokratikleştirildiği, adayların önseçimle belirlendiği zamanlardı.

Ödemiş’li partililer birleşir, kendi göbeklerini kendileri keserler, herkese parmak ısırtırlardı. Seçilecek sıralarda önceliği, kendi içlerinden yetişmişlere verirlerdi…

Kaya Bengisu, Alev Coşkun, Coşkun Karagözoğlu ve Neccar Türkcan’ı, 15. ve

16. dönemlerde listenin başlarına koyar ve dördünü birden milletvekili seçtirirlerdi ki…

Sahiplenme kültürü ve tutku usulleri vardı, Ödemişli’lerin!

Bu kültürden yetişmiş, bağımsız bir aday bile çıkmıştı şimdi: Opr.Dr. Mehmet Bayındır. Efeler eşliğinde, beyaz bir at üzerinde açıklamıştı…

Demesi o ki… İlçelerde oy kullanacakların ; milletvekili seçimlerinde, tanımadığı, bilmediği ve sonra ulaşamayacağı adaylar yerine…

Kendi bölgesinden tanıdığı ve bildiği adaya oy vermeleri daha akıllıca olur…

***

Kendi içindekilere yeterince sahip çıkmayan ilçeler de var ki… Başlarda Karşıyaka gelir.

O Karşıyaka ki ; Çiğli ile Bayraklı içinden çıkmadan önce… Bakırköy, Kadıköy, Çankaya, Konak gibi Türkiye’nin en büyük ilçelerindendi…

Karşıyakalı’lar ; Laiklikte, Atatürkçü’lükte, Cumhuriyet değerlerine sahiplikte ve KSK’lılıkta aşırı Karşıyakalı’dır… Hep de öyle kalmışlardır.

CHP’nin, Türkiye’de en yüksek oy aldığı ilçelerden biri olan Karşıyaka… Ama içinden önseçimli bir milletvekili bile çıkaramamış bir Karşıyaka!

İzmir’in diğer bölgesindeki kimi ilçelerden : Konak’tan, Buca’dan, Balçova’dan bile gelip milletvekili seçilenler… Sürekli özverisi ile, bitmekte olan maden ocağı gibi olmuş bir Karşıyaka!

***

Neyse ki,

Belediye Başkanı bir Dr. Cemil Tugay var da.

Bir Tv. Programında diyor ki Cemil Başkan ;

Karşıyaka’dan bir milletvekili istiyoruz. Son bir yıldır bu konuda katkı vermeye çalışıyorum…

Önemli bir eksiklik olduğunu düşünüyorum. Geleceklerin, mutlaka yerel parti örgütünden olmasını bekliyorum…

Özlenen sadece milletvekili değil,

Özlenen… bir de Ödemiş Usulü !

İyi Pazarlar…