"Bahis soruşturması" nedeniyle bir süredir futbolun saha dışındaki yüzünü konuşuyor tartışıyoruz...
Bir yanda Türkiye Futbol Federasyonu'nun diğer yanda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturmaları sürüyor. Bu kapsamda çeşitli suçlamalarla gözaltına alınıp tutuklanan kulüp başkanları ve futbolcular var. TFF'nin soruşturmasında ise yüzlerce profesyonel ve amatör futbolcu bahis oynadıkları saptandığından cezalar aldı. Ceza alanlar arasında çok sayıda hakem de var...
TFF'deki soruşturmanın belli bir noktada tıkandığı, kurumun kendi iç bünyesine ulaşılamadığı (ya da her nedense bu alana girilemediği), gözlemciler ve temsilciler düzeyinde de bazı engellemelerin söz konusu olduğu ve bu durumun da tamamen siyasetin baskısından kaynaklandığı konuşuluyor...
Savcılığın soruşturmasının nerelere dek uzanacağı merakla bekleniyor...
"Futbolun kirli yüzü"ne doping, şike, teşvik primi ve bahis ötesinde daha neler bulaştırılabilir ki?
X
Yaşamın 50 yıllık dilimini spor alanlarında geçirmiş bir insan olarak, anılan olaylarla ilgili çok söylenti dinlediğimi söyleyebilirim...
Futbolda, bu oyunun içinde yer almış hangi eski futbolcuyla oturup konuşsanız, anılarından yaşanmış ve duyumları içinde olan şike ya da teşvik primi söylencesi dinlersiniz. Duyduklarınızın tümü "anı"dır!
E tabi yıllarca futbol dünyasında konuşulan, özellikle eskilerin ballandıra ballandıra anlattıkları, bir dönemin efsane kalecisi "Varol Ürkmez" hikayeleri bitmez! Ankaragücü kalecisi Zalad'ın bir Galatasaray maçı vardır ki, unutulmaz! Gençlerbirliği'nin efsane başkanı İlhan Cavcav'ın TBMM Şike Komisyonu'nda kendi kalecisini şikeden nasıl kovduğunu açıklaması tarihin notları arasındadır! Bugün MHK Başkanı olan Ferhat Gündoğdu'nun adının hangi mahkeme dosyalarında geçtiğini geçtiğimiz günlerde gazeteci arkadaşımız Sedat Kaya yazdı!
Yıllarca dinlediğimiz, izlediğimiz futbol oyunu içindeki bir çok olayı bu köşeye bir anılar yığını olarak sığdırmak olanaksız! O dönem söylentiler ortada kaldı; yapılan-yapılamayan soruşturmalar nedeniyle sonuç alınamadı. Her şey bir söylenti olarak geldi geçti!
Anımsadığım sonuçlanan bir tek şike soruşturması var; o da Altınordu-İskenderunspor arasında oynanan ve 9-1 İzmir ekibinin kazanıp ligde kalmasını sağlayan maçtı! Şike saptanıp her iki takım da ligden düşürüldü!
Dünya futbolunda "şike" denilince İtalya ve İspanya'da geniş çaplı operasyonları anımsıyoruz. Dünya çapında takımlar Juventus ve Milan başta olmak üzere, çok sayıda futbolcu ve başkan-yöneticilerin ceza alıp, takımlara puan silme cezaları tarihte yazılı duruyor!
X
Futbol basit bir ayak oyunu, görsel şölen olmaktan uzaklaşıp endüstriyel bir boyuta ulaştığında artık ekonomisi ağır bastı!
Özerk federasyon oluşumları, şirketleşen kulüpler, sendikalaşıp örgütlenen futbolcular önemli kazanımlar elde etti...
Futbolu yöneten FİFA ve UEFA gibi kurumlar, futbolu geliştiriyoruz diyerek kendi alanlarında genişleme, futbol ekonomisini geliştirme çabası içinde, kendi bireysel gelişimlerine de katkıda bulunur oldu!
Nitekim FİFA Başkanı Blatter ve UEFA Başkanı Platini'nin yolsuzluk suçlamasıyla koltuklarından olması, bir çekişmenin ötesinde, dünyada değişen güç dengesinin de bir sonucu olarak değerlendiriliyordu!
Nitekim bu kurumlar bugün ortaya koydukları performanslarıyla hangi güç odaklarının hizmetinde olduklarını göstermiyorlar mı?
Bakınız, tüm uluslararası spor alanlarında sporcular, taraftarlar tribünlerde, büyük kentlerin sokaklarında İsrail'in Gazze'de Filistinlilere yönelik soykırımını protesto edip, İsrail'in şampiyonalardan "men edilmesini" isterken, "bizim işimiz" değil deyip sırtlarını döndüler!
Gelin görün ki FİFA, UEFA ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi Rusya'yı tüm uluslararası yarışmaların dışında bıraktılar!
Daha da ilginci, FİFA'nın geçtiğimiz günlerde Dünya Kupası kuraları çekilirken ABD Başkanı Trump'a "Dünya Barışına katkıları" nedeniyle "Dünya Barış Ödülü" vermesiydi!
Bu da tamamen "duygusal" bir ödüldü oysa! Haziran ayında ABD'de oynanacak Dünya Kupası öncesinde Başkan Trump'a verilen bu ödülün siyaset ötesi bir anlamı olabilir mi!
X
Maradona'nın "sihirli eli", rüşvetlerle değişen uluslararası başkanları, şike, bahis, dopingle başka bir evreye geçen spor oyunları ve bunların içinde belirginleşen futbola bir de siyaset bulaşınca olanlar oldu!
Böyle mi olmalıydı?
Elbette hayır!
X
Biz istiyoruz ki, "Futbolun kirli yüzü" temizlensin...
Kirlilik de kirliliği yaratanlar da silinsin gitsin!
Ayırmadan, hiç olmazsa sporda sorunsuz bir arınmayla bu iş tamamlansın!
Tek yolu, daha önce de söylediğimiz gibi sporun yeniden yapılandırılması!
Başka yolu yok!