Ne çok karamsarlık..
Ne çok endişe..
Sevgiyi , hoşgörü ve umudu alaşağı edip o ne hoyratça “inançsızlık”..
Faiz indirimi sonrası “ekonomide tepetaklak gidilecek” endişesi..
Ekonominin patronlarının “kredi ve yatırım sancısı”..
FED’den (Merkez Bankaları Sistemi ) buram buram yayılan ekonomide durgunluk- resesyon endişesi..
Liyakatsizlik, yönetimsizlik..
Yükselen kiralar, yetmeyen maaşlar..
Kötü bir kış; soğuk, üstelik belki de “yakıtsız”..
Bitmeyen savaş rüzgarları..
Rusya, Suriye derken yine dibimizde “karmakarışık bir İran”.
Yunanistan’la bitmek bilmeyen “it  dalaşı”..
Hem girdilerdeki anormal artış, hem de tarımın kötü yönetilmesi nedeniyle sebze ve meyvede “kokusu erken çıkan” astronomik fiyatlar korkusu..
Felaket de felaket..
Umutsuzluk da katlamalı!..
Ve artık iyiden iyiye seçime endeksli bir Türkiye..
Seçim her zaman ferahlıktır..
Yeniliktir, değişimdir, umuttur..
“Güzel günler göreceğiz; güneşli günler”in demokratik yolculuğudur..
Eteklerde silkinme, kötülüklerden arınma, demokrasi, barış ve adalet adına heyecandır..
Açık söyleyeyim; olumlu gelişmeler de var:
Halk demokrasiye sahip çıkıyor..
Bayrak onların elinde..
Genç - yaşlı, işçi - emekli, Z kuşağı - esnaf, beyaz yakalı..
Dinamikler..
Yoksa.. Dinamit gibi mi!
Bu halkta iş var!
Partilerden ilerde; “muhalefet” anlamında daha canlı..
Kahvelerde muhabbet “zengin”..
Değişim beklentisi “yoğun”..
Öyle ya da böyle..
“Kiminle” ya da “Kimsiz”..
Ayrıca.. Bakın Altılı masa hala dimdik ayakta..
Tökezletmeye çalışanlar “tokat” yedikçe yine ayakta..
TİP (Türkiye İşçi Partisi) ve HDP (Halkların Demokratik Partisi) önderliğinde 6 parti katılımı ile yeni bir İttifak kuruldu; önemli..
Çünkü anti-demokratik seçim sistemine karşı “demokratik, akılcı, sağduyulu çözüm”..
Tencere ekonomisi “kaynıyor”; hem de çok fena!
Büyük Devlet Adamı, Halkın Karaoğlan’ı Bülent Ecevit’in güzel bir şiiri vardır; bilen bilir:

“Bir şeyler olacak yarın / duruşundan belli / kırdaki atların / bulutların koşuşundan belli / kazışından köstebeklerin toprağı / karıncaların telaşından belli  /…pek o kadar göremesek de uzağı / kuşların uçuşundan belli / bir şeyler olacak yarın / öbür günden önemsiz / yarından önemli”..

Bir şeyler olacak da..
Birileri de o bir şeylerin farkında olsa..
Ve o bir şeylerin temelinde hem halka “kulak vermek”, hem de “uzlaşı kültürü” olgusu olduğunu..
Ve de..
Nazım Usta (Hikmet) ne güzel söylemiş:

Eğer
Hak; haksızlıktan yüce,
Sevgi; nefretten üstün,
Aydınlık karanlıktan güçlüyse,
Çaresi yok usta,
Biz kazanacağız..