Türkiye’nin üçüncü büyük kentinde...
Bizzat...
İzmir aşkıyla yaşayanların yüzüne yüzüne...
Başlıktaki iddiasını dile getirdi...
Ardından ekledi:
“İzmir'deki kötü gidişatı değiştirmek boynumuzun borcu!”
Hızını kesmedi Sayın Cumhurbaşkanı...
Arkasını şöyle getirdi:
“Bir zamanlar medeniyet sembolü İzmir, tarihinin en karanlık, en bakımsız, en perişan devrini yaşıyor... Bu kötü gidişat İzmir'in kaderi değildir... AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu tabloyu değiştirmek boynumuzun borcudur...”
***
Ve...
İzmir’in “kara günleri”nden dem vurdu...
Geçmişten örnek verdi:
“İzmir işgal edildiğinde Türkiye yasa bürünmüştü... İzmir’e Gazi nasıl sahip çıktıysa, Menderes nasıl sahip çıktıysa biz de öyle sahip çıktık...”
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hızını kesmedi...
İzmir’i...
İzmirliler’e şikayet etti:
“Yağmur çiselese İzmir'i su basıyor... İzmir'in en pahalı suyunu İzmirliler’e içiriyorlar... Eski ve yeni başkanların kişisel kavgaları ayyuka çıkıyor... Görevlerini yapmaktan aciz yönetimlerin başarısızlıklarını Atatürkçülük maskesiyle, çağdaşlık perdesiyle gizlemeye çalışması ayrı bir hastalık... İzmir her alanda sürekli geriliyor... Bu tabloyu değiştirmek boynumuzun borcudur...”
***
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Sayın Erdoğan’ın...
İzmir’le ilgili son sözleri...
CHP’nin eski genel başkanlarıyla ilgiliydi:
Şu ifadeler yer alıyordu:
“Kimi zaman seçim kazanmak, kimi zaman ceplerini doldurmak için yıllardır Gazi Mustafa Kemal'in mirasını yağmalamaktan bıkmadılar... Eski genel başkanları bu şehrin (İzmir’in) milletvekilleri oldu... Topunun birden İzmir'e tırnak ucu kadar bir faydası, hizmeti dokundu mu? Her İzmir'e gelişlerinde yediler, içtiler, dağıldılar...”
***

Bitiriyoruz...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı...
Yakından takip edenler iyi bilir ki...
İzmir’deki büyük mitinglerde...
Hep İzmir’i...
Olası eksikleri üstünden eleştirdi...
Taaa...
2004’ten bugünlere...
21 yıl gibi uzun bir süreden söz ediyoruz...
Tam beş yerel seçim...
Tüm seçimleri...
Hep CHP kazandı...
Neden?
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan...
Bugünleri işaret ederek...
Diyor ki:
“İzmir, CHP’nin elinde en perişan dönemini yaşıyor...”
Kuşkusuz...
İzmir’in zor günleri oldu...
Olmaya da devam ediyor...
Belki de...
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan...
“Hükümet olarak İzmir'e son 22 yılda toplam 2 trilyon 275 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptık...”
Sözleriyle İzmir’e sitemkar yanını ifade ederken...
Aslında...
İrdelenmesi gereken belki de en anlamlı soru şu oluyor:
“Peki, AK Parti neden İzmir’i kazanamıyor?”
Bu soruyu...
Asırlık CHP'de...
Neredeyse hemen her “ Numaralı” koltukta görev yapmış…
Değerli büyüğüm Bülent Baratalı'ya sordum...
İşte Sayın Baratalı'nın yorumu:
Sayın Cumhurbaşkanımız, geçen Cumartesi İzmir’deydiler...
Kentimiz için “olumlu / olumsuz” ifadelerde bulundular...
22 yılda yapılan yatırımları ve kullandıkları kaynakları hatırlattılar...
Havalanı, şehir hastaneleri ve İZBAN konularında...
Açıklayıcı bilgiler sundular...
Ama nedense İzmirliler bunların farkında değillerdi(!)
Ecevit Hükümeti zamanında yaratılan İZBAN için müteşekkirler...
Bir İzmirli hemşehrime sordum:
“Siz kongrede olsaydınız Sayın Cumhurbaşkanına neler sorardınız?”
Cevapladı: “Yap, işlet, kirala ve yap işlet devret” yöntemiyle yapılan havaalanı ve şehir hastaneleri ne zaman Devlet’e geçecek? Ödenen kiralar ne kadardır? Üç yıl için 689 milyar olarak duydum, öyle mi? 2016 yılında tamamlanması gereken “Ankara - İzmir hızlı treni” ne zaman hayata geçecek? Önce 2018, 2023, 2024 denmişti... Şimdi 2028’den söz ediliyor... İzmir – Aliağa - Bergama üç hatlı demiryolu ne zaman hayata geçecek? Kamu yatırımlarına kaynak aktarılacak mı? Tire – Belevi - Torbalı – Ödemiş – Kiraz yolları neden bitirilemiyor? Bir el atacak mısınız? Çandarlı - Kemalpaşa demiryolu iltisakı (birleşmesi) yapıldı mı? İzmir – Ankara otoyol projesi var mı? Varsa ne zaman başlanacak? Yoksa bölünmüş yol olarak mı kalacak? Önceliği Hayfa ve Pire limanlarına kaptırılan İzmir Limanı ne zaman eski günlerine kavuşacak? Körfez kirliliği için hangi takvimde harekete geçilecek? Gediz Nehri’nin kirlilikten arındırılması için projeniz var mı? İzmit Limanı için verdiğiniz yüksek kaynak niye İzmir’e yok? Bu güzel kentin yerel yönetiminin kendi kaynaklarıyla yaptığı evsel ve endüstriyel atık projesi olan Büyük Kanal’ın ve ileri biyolojik arıtma tesisi ile dördüncü fazı izlediniz mi?
İzmir’in karanlığından ve yerel yönetimlerin çalışmadığından söz ediyorsunuz... O zaman elleri kolları bağlı belediyelere, “Silkeleyin” talimatları sonucu kredilere izin çıkmamasında sizin payınız yok mu?
Saray’a ve Saray’ın İzmir’deki danışmanlarına bir önerim var... Sayın Cumhurbaşkanımızı, açılış ve kongreler dışında sıradan bir günde İzmir’e davet edelim... İzmir’i gezelim... Protokol olmasın... Kıyafetler spor ve rahat olsun... Yollar cumartesi günkü gibi yüzlerce asker ve polis tarafından kesilmesin... Otoyol açık olsun... Tatile, işe ve sınava girecek olanları rahatsız etmeyelim... Günlerini onlara çekilmez hale getirmeyelim... Kordon’da boyoz - gevrek ve çay keyfi yapalım... Fahrettin Altay Meydanı’ndan, İnciraltı İskelesi’nden kalkan Karşıyaka vapurunda martılara gevrek atalım, deniz havası alalım, vapur çayı içelim...
Karşıyaka vapur İskelesi’nin karşısından İstasyon Caddesi’ne çıkalım... Anamız Zübeyde Hanım’ın kabrini ziyaret ederken duamızı unutmayalım... Konak, Maşatlık, Kemeraltı, Kestane Pazarı, Hisar önü, Kızlarağası Hanı’nı ziyaret edelim... Mennan’da dondurma ikram edelim... Anafartalar Caddesi’nde yürüyelim... İktisat Kongresi binasını ziyaret ettikten sonra Fevzipaşa, Cumhuriyet ve Vasıf Çınar bulvarlarından geçip Alsancak’a gidelim... Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde halkla beraber Yakın Kitapevi’nde bir söyleşi izleyelim... Gaziler Caddesi’nde dolaşalım... Kazım Karabekir, Cumhuriyet, Sakarya, Duatepe, Dumlupınar ve Yıldırım Kemal okullarını ziyaret edip, yenileyelim(!)...
İzmir’de güneşin neden Batı’dan doğduğunu anlatalım... “İzmir’de kavga olmaz; çünkü, demokratik eleştiri kültürü vardır” diyelim... İzmir’e İslam anlayışını sorgulayan kamu görevlisi göndermeyelim... İzmir’e “sümüklü” demeyelim... Çünkü bunlar tertemiz insanlardır... Kendileri gibi sermayeleri de tertemizdir... Kurtuluş Savaşı’nda “ilk ve son kurşun” İzmir’de atılmıştır... Bu şehir, “kurtuluş”un ve “kuruluş”un simgesidir... Bu kentin insanları Yunan’a “tuz – ekmek” götürmedi, “megri – megri” diye ağlamadılar... Çok tuzak gördüler, çok engel aştılar... Bunları yapmazsak Atatürk sevgisi “yüzde 100”e çıkacak... Yediğimiz bir milyon oy farkı daha da artacak, yapılacak ilk seçimde biz Cumhur İttifakı olarak İzmir’i değil, İzmir bizi değiştirecek...
Çünkü, Türkiye bilir ki; İzmir değişimin, demokrasinin, barışın , hoşgörünün ve dayanışmanın kentidir...
Nokta..