Halk ayaklanmalarına karşı demokrasilerle çekilen set yıkılıyor mu?
10 Kasım’da, “Her şeyi durduralım” hareketiyle Fransız halkı ayağa kalkıyor. Hedef, sistem. Herkes sokağa çıkıyor. Okula veya işe gitmeyecek. Alışveriş yapmayacak. Bankadaki parasını çekecek.
Hedef sistem olunca, siyasal partiler ve sendikalar eylemlere mesafeli durmayı tercih etmiş. Kural işliyor; sistemden beslenenler sisteme direnemez. Zoru gören demokrasi havarileri arazi olmuş, demokrasileri buraya kadar.
Bu arada, tesadüfe bakın, Bayrou hükümeti düştü. François Bayrou bugün istifasını verecek.
1789 Fransız İhtilali. Halkların ayağa kalkışı. Bastille zindanlarından özgürlüğe…
1830-1848 İhtilalleri… Marks, Proudhon, Bakunin, Louis Blanc, Pierre Leroux gibi büyük devrimciler, 1948 devriminde önemli rol oynadılar. Marks/Engels’in Komünist Manifesto’su bu yılda yayınlandı.
1871 Paris Komünü, komünist toplumun büyük provası...
Demem o ki Fransız halkının halk hareketleri sicili tek kelimeyle müthiş.
Ve 10 Eylül’de, sistemden icazetli muhalif efendilerin iradesinden azade, önemli ve çok değerli, anti otoriter halk hareketi start alıyor.
Görünen o ki sermaye ve işbirlikçi sol partiler, sendikalar, eylemleri etkisiz kılmak için elinden geleni yapacak. Aksi halde, varlıkları anlamsızlaşacak.
10 Eylül eylemlerinin sonuçları çok konuşulacak. Halk sistemi kilitleyecek kitlesel eylemlere yöneliyor. Buradan itibaren oluşacak yeni eylemler sistem için gerçekten tehdit oluşturabilir.
Doğrusu, tüketim cehenneminde bunalan toplumun başkaldırısı böyle olmalı.
Meydanlarda nutuk atan siyasetçilere bakarak zıplayan, bağıran sonra da rahatlamış vaziyette evlerine giden eylemciler dönemi kapanıyor. Birkaç yüz kişiyi içeri atarak bu eylemleri yüceltmek de artık bir işe yaramayacak.
Bir başka tesadüf ise, CHP üzerindeki baskılar İstanbul İl binasındaki kuşatmayla tırmanmaya başladı. Muhtemelen halkın nabzı tutuluyor, toplumun tepkileri ölçülüyor. Olayların akışı bunu düşündürüyor.
Uluslararası sistemde, tüketim toplumundan gösteri toplumuna uzanan tükenişin bütün alametleri zuhur etti. Sistem dengeden çıktı, sürekli erör veriyor. Ve halk sonunda sisteme başkaldırmaya başladı.
İlk eylemler bastırılabilir; ancak bundan böyle hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Her şeyi durdurmak gerek.
Yoksa, insanlık uygarlık krizinin altında kalacak.