Bugün günlerden 9 Eylül…

Kurtuluş fişeğinin ilk atıldığı ve kurtuluş savaşının bittiği yer olan İzmir’in bayramı…

Aynı zamanda ülkenin düşmanlardan arındığı, milletin de kurtuluş günüdür.

Ne acıdır ki, 9 Eylül’ü, İzmir’in kurtuluşunu, polisimize yapılan çirkin saldırının gölgesinde, buruk bir şekilde kutlayacağız.

Çünkü Balçova’da Salih İşgören Polis Karakolu’na yapılan saldırıda iki polisimiz şehit oldu.

Şehitlerimiz Birinci Sınıf Emniyet Müdürü Muhsin Aydemir ve polis memuru Hasan Akın’a Allah’tan rahmet, yaralıları polislerimize acil şifalar diliyorum.

Tüm polis teşkilatımızın ve İzmir’in başı sağ olsun.

***

103 yıl öncesine dönecek olursak…

9 Eylül’den 10 gün önceydi.

30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nden İzmir’de düşmanın denize dökülmesine kadar varan süreçte nelerin yaşanacağı bilinmezdi.

Ancak umut ve kararlılık vardı herkeste…

Gazi Mustafa Kemal Paşa, Başkomutanlık Meydan Muharebesini kendisi yönetmişti.

Her şey yolunda gidiyordu.

En büyük taarruzun planları da yapılıyordu bu arada...

Planlardan, yaşanan sıkıntılardan hiç kimsenin haberi olsun istemiyordu.

İcra Vekilleri Başkanı (Başbakan) Rauf Bey’e kesin talimat vermişti Gazi Paşa:

“Gerektiğinde hükümeti bilgilendireceğim. Beni aramayın.”

Cephelerde bazı gelişmelerin olduğunu dünyaya inandırmıştı.

Mustafa Kemal Paşa, kendisinden bilgi bekleyen yabancı gazetecileri Ankara’da bekletiyordu.

O sırada Yunan ordusu İzmir’e doğru kaçarken, yakıp yıkıyordu.

Askerlerimiz de onları kovalıyordu.

Sırtında 18 kiloluk yükle 192 bin piyade ve 5 bin süvariden oluşan askerlerimiz, 10 gün boyunca vuruştu, dövüştü.

Gazi Mustafa Kemal Paşa, 8 Eylül günü Belkahve’deydi.

Oradan selamlar gibi İzmir’e baktı.

“Bu şehre bir şey olacak diye çok korktum” cümlesi çıktı ağzından.

İzmir; 15 Mayıs 1919’da başlayan esaretinden, 3 yıl 3 ay 25 gün süren kurtuluyordu nihayetinde…

***

9 Eylül sabahı…

Havada zafer kokusu vardı, mis gibiydi.

Çiçekler açıyordu İzmir’in dağlarında…

Belkahve’den sökün etti atlı süvarilerimiz…

Kahramanlar’dan kente giriş yaptılar.

2. Tümen 4. Alay’dan Konyalı Mehmet, Akşehirli Hakkı, Avanoslu Ahmet, oracıkta şehit düştüler.

İzmir’e ilk giren süvari, Yüzbaşı Şerafettin Bey oldu.

Yüzbaşı Şerafettin Bey, saat 10.30’u gösterdiğinde…

Hasan Tahsin’in ilk kurşunu sıktığı, şehit düştüğü yerdeydi.

Asteğmen Besim Bey, Kadifekale’ye çoktan varmıştı.

Yüzbaşı Şerafettin Bey, Hükümet Konağı’na girdi.

Sevinç gözyaşları döken binlerce İzmirlinin alkışlarıyla Yunan bayrağını indirdi, Türk bayrağını göndere çekti.

Mustafa Kemal Paşa, Belkahve’den bir daha baktı İzmir’e…

Yanındaki İsmet Paşa’ya dedi ki:

“Biliyor musun İsmet… Bir rüya görmüş gibiyim.”

***

Gazi Paşa, o geceyi Nif’te, yani Kemalpaşa’da geçirdi.

10 Eylül sabahı İzmir’deydi.

“Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir” komutunu vermiştii.

İşaret ettiği Akdeniz, İzmir’di.

Bu prenses şehrin kurtulduğunu görmek, sadece Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın değil…

Tüm askerlerimizin yorgunluğunu unutturmuştu.

***

Güzeller güzeli İzmir, düşman postalından işte böyle kurtuldu.

Tarihte çok büyük mücadeleler vermiş, esaret altında yaşamış ama bugün özgürlüğün tadını çıkaran İzmir’de yaşamak ne güzel bir şey!

Güzel İzmir’in güzel insanları, Ata’sına yürekten bağlıdır, O’na sevgisi sonsuzdur.

Bugün o sevgisini, saygısını tüm samimiyetle yine gösterecektir.

Şehrin bir ucundan diğer ucuna yüzlerce metrelik Türk bayrağını ve Atatürk resimlerini taşıyacaklar.

Tüm apartmanlar Türk bayraklarıyla donatılmış olacak.

Çocuklar, ellerindeki Türk bayraklarını sallayarak, büyükleriyle birlikte İzmir Marşı’nı söyleyecekler:

“İzmir’in dağlarında çiçekler açar!

***

9 Eylül kurtuluş bayramımız kutlu olsun.

Başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm kahraman silah arkadaşlarının önünde minnet ve şükranla eğiliyoruz.