Bugün Pazar…

Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla…

Ulu Önder Atatürk'ü...

Bu köşede anma ve hatırlama günü…

Bir kez daha…

Cumhuriyet Tarihi’nin ilk yıllarında planlanan...

Yaşanmış bir öyküyü…

Üstelik İzmir’de başlayan ve yine o güzel kentte kansız sona eren...

“Atatürk’e Suikast...”

Girişiminin...

İzmir’in sanatla bütünleşen “Elhamra” salonlarında kurulan...

Mahkemelerin...

Ve kentin ünlü meydanlarında hazırlanan idam sehpalarıyla...

Asla unutulmayacak...

***

Gidiyoruz...

1926’nın 14 Haziran’ına...

Yani...

Tam “99 yıl 24 gün” önce “dün” neredeyse akşamüstü...

***

Tarihe “İzmir Suikasti” olarak geçen olay için…

Eylemcilerin…

Belirlediği gün, 1926'nın 14 Haziran'ıydı ve günlerden Pazar’dı...

Suikastın İzmir'in Kemeraltı Semti'nde yapılması planlanmıştı…

Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı…

Mustafa Kemal Paşa'yı taşıyan otomobil…

Buradaki kavşakta dönmek için yavaşlayacak…

Bu sırada…

Ziya Hurşit Bey'in kaldığı Gaffarzade Oteli ve…

Gürcü Yusuf ile Laz İsmail'in bulunduğu otelin altındaki…

Berber dükkanından ateş edilecek ve bomba atılacaktı…

Bu sırada yan sokaktaki otomobilde bekleyen…

Çopur Hilmi ve Giritli Şevki ile birlikte…

Suikastçiler olay yerinden kaçacaklar ve…

Onları bekleyen bir motorla Sakız Adası'na geçeceklerdi…

***

Ancak tam o gün…

Yani 14 Haziran'da İzmir Valisi Kazım Bey...

Mustafa Kemal Paşa'ya bir telgraf çekti ve…

İzmir'e seyahatini ertelemesini istedi…

Zaten…

Ertesi gün, Giritli Şevki'nin İzmir Valiliği'ne yazdığı mektupta…

Suikaste kimlerin karıştığı bilgisi yer aldı…

Kısa sürede dört kişi yakalandı ve suçlarını itiraf etti…

***

Birkaç gün sonra…

Atatürk anlatıyor:

“Ziya Hurşit'in beni öldürmeye memur ettiği iki zavallı vardı…

Sorguları yapıldıktan sonra bunların birisini yanıma çağırdım...

Odada kimse yoktu... Kendisine sordum:

“Sen Mustafa Kemal'i öldürecekmişsin, öyle mi?”

“Evet…” dedi...

Ben yine sordum:

“Mustafa Kemal ne yapmıştı ki, onu öldürecektin?”

Garip tetikçi; duyduklarını bi’çırpıda söyleyiverdi:

“Fena bir adammış o... Memlekete çok fenalık yapmış... Sonra bize onu öldürmek için para da vereceklerdi…”

Gazi, yine sordu:

“Sen Mustafa Kemal'i tanıyor musun?”

Tetikçi’nin cevabı tek kelime...

“Hayır…”

Gazi Paşa, malum soruyu soruyor:

“O halde tanımadığın bir adamı nasıl öldürecektin?”

Tetikçi, adeta ezberlemiş söyleyeceklerini:

“Geçerken işaret edecekler, (Mustafa Kemal işte budur) diyeceklerdi... Biz de öldürecektik…”

O zaman cebimdeki tabancayı çıkararak kendisine uzattım:

“Mustafa Kemal benim, haydi al eline tabancayı, öldür”, dedim…

Herif benden bu karşılığı alınca yıldırımla vurulmuş gibi oldu…

Bir süre şaşkın şaşkın yüzüme baktıktan sonra diz üstü kapanarak hüngür hüngür ağlamaya başladı…

***

Suikast planından hemen sonra…

İzmir'de İstiklal Mahkemesi kuruldu…

Olayın arkasında daha geniş grupların olduğu belirlendi…

26 Haziran-13 Temmuz arasında yargılanan 40 kişiden…

İkisi gıyabında olmak üzere 15'i idamla…

Biri de sürgünle cezalandırıldı…

Birkaç hafta sonra…

Ankara'da gerçekleştirilen duruşmalarda yargılanan…

57 kişiden dördü idam, altısı sürgün, ikisi ise hapis cezasına çarptırılırdı…

İki aşamada toplam 131 sanık hakkında sorgulama yapıldı…

Bunların 34'ü yargılamaya gerek kalmadan serbest bırakıldı…

***

Ölüm cezasına çarptırılanlardan biri de…

Atatürk ile Samsun'a çıkan Eskişehir vekili Miralay Arif Bey'di…

İdam kararından sonra…

Atatürk'e çaresizliğini gösteren şu satırları yazdı:

“20 yıllık arkadaşınızım… Size fedakarane hizmetlerim oldu… Ölüme yaklaştığım şu anlarda beni affedeceğinize eminim…”

Ancak beklediği olmadı…

Atatürk kendisini affetmedi…

***

Suikast girişiminden birkaç gün sonra…

Atatürk, İzmir’den Anadolu Ajansı'na şu açıklamayı yaptı:

“Alçak girişimin benim şahsımdan ziyade mukaddes Cumhuriyetimize ve onun dayandığı yüksek ilkelerimize yönelmiş bulunduğuna şüphe yoktur... Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır…”

***

...Ve, bitiriyoruz...

İzmir’deki suikast girişimden az bilinen bir ayrıntı...

Kazım Karabekir, büyük bir askerdi...

Gerçek bir kahramandı...

Haziran 1926 tarihinde Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal'e düzenlenen İzmir Suikastı girişimi ile ilgili olarak tutuklandı ve İstiklal Mahkemesi'nde idamla yargılandı... Son duruşmada mahkeme salonuna elleri kılıçlarında yüzbaşılar girdi...

Birkaç dakika sonra da Kazım Karabekir Paşa beraat etti...

Ardından da...

Birinci Ordu Müfettişliği'ne tayin edildi...

Atatürk ile hiç dargın kalmadı; saygıda hiç kusur etmedi...

Nokta...

Hamiş: İzmir Elhamra’da kurulan suikast mahkemesi...

“Kel Ali”... “Kılıç Ali”... “Necip Ali” adlı üyeleri yüzünden...

“Üç Aliler Divanı” diye anılıyor... Bu mahkeme reislerini ve yaşananları Türk Edebiyatı’nın usta kalemi, aynı zamanda hitabet ustası Yılmaz Karakoyunlu yıllar önce yazdı yıllar önce... Okumalısınız; muhteşem...

Sonsöz: “Su testisi su yolunda kırılır… (Bir kişi, hangi amaca hizmet ediyorsa o uğurda bir kazaya uğrar…) Türk Atasözü…”