Ustamız bellediğimiz George Orwell gazeteciliği “Birilerinin yayınlanmasını istemediği haberleri yazmaktır; gerisi halkla ilişkilerdir” şeklinde tanımlamış… Bu cümlenin ne ima ettiğini günümüzde tartışacak değiliz.

Ama burada saygın gazeteci Hunter S. Thompson'ı da anmamız gerek. Thompson, “gonzo gazetecilik” anlayışıyla, resmi açıklamaları ya da bültenleri olduğu gibi kabul etmek yerine, gerçeği aramayı öğretti bize.

***

Mesleğimiz gazetecilik, toplumun gözü, kulağı ve vicdanı olmayı gerektiren bir profesyonel uğraş. Ancak günümüzde, hızlı haber döngüsü ve zaman baskısı nedeniyle bazı gazeteciler, basın bültenlerini sorgulamadan, olduğu gibi yayımlama tuzağına düşebiliyor. Oysa gerçek gazetecilik, bir kurumun ya da şirketin hazır sunduğu metni kopyalamak değil, o metnin ötesine geçerek hakikati aramak.

Bu işler ekonomi sayfası yaparken daha da zordur. Basın bültenleri, doğası gereği taraflıdır. Bir şirketin yeni ürün lansmanı, kampanyası… Hepsi, mesajını kendi perspektifinden sunar. Bu bültenler, genellikle olumlu bir tablo çizer, bazen eksik bilgileri gizler ve bazen de gerçekleri çarpıtır. Eğer bir gazeteci bu metni olduğu gibi yayımlarsa, sadece bir aracı haline gelir; oysa gazetecinin görevi, o bültenin satır aralarını okumak, verileri doğrulamak ve okuyucuya daha geniş bir resim sunmaktır.

Ülkemizin en büyük yerel gazetesi Yeni Asır’da 7 sene ekonomi sayfalarını hazırladım. Yeni Asır’ın 100 bin sattığı dönemler… Öncesinde ulusal gazetelerde çalışmıştım, yerelliğin öneminin farkına gerçek anlamda Yeni Asır’da vardığımı yazmışım anılarıma. Bu arada yerel ekonomi muhabirliğinin de diğer alanlar kadar önemli olduğunu not etmişim.

Yerel ekonomi muhabirliği, yaşadığı bölgenin ekonomik dinamiklerini anlayan, iş dünyasıyla yakından ilişkiler kuran ve halkın ekonomik gelişmeleri doğru bir şekilde öğrenmesini sağlayan zorlu bir iş. Küresel ekonomi haberleri her ne kadar önemli olsa da, yerel ekonomik gelişmeler doğrudan halkın yaşamını etkilediği için bu alanda çalışan muhabirlerin sorumlulukları büyük…

Sevgili Aytaç bu sorumluluğu taşıyan bir insandı.

***

İzmir ekonomi basınının saygın ismi, genç gazetecilerin "Aytaç Abla"sı Aytaç Sefiloğlu'nun anısı yaşama veda edişinin 25. yılında yayımlanan kitapla yaşayacak. Aytaç Sefiloğlu'nun ailesi, yakınları, arkadaşları, meslektaşları ve iş insanlarının duygu ve düşüncelerine, anılarına, izlenimlerine ilişkin yazılarının yer aldığı "Aytaç Abla" kitabı yayımlandı.

Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) İzmir Şubesi koordinasyonunda, Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın destekleriyle yayımlanan "Aytaç Abla" kitabı, gazeteciler Saadet ve Hüseyin Erciyas'ın derlediği yazılar ve fotoğraflardan oluştu ve ben de bu yazının girişinde kurduğum cümlelerle selamladım eski arkadaşımı…

***

Kitaba nasıl karar verildiğini değerli meslektaşım Hüseyin Erciyas şöyle anlattı:

Aytaç Sefiloğlu, 17 Nisan 2000 günü yaşama veda etti. Ailesi, yakınları, dostları, meslektaşları her yıl 17 Nisan günü İzmir ekonomi basınının bu saygın ismini anmak için Narlıdere Aşağı Mezarlığı’ndaki kabri başında bir araya geliyor. Aytaç Sefiloğlu, vefatının 24. yılında, 19 Nisan 2024 Cuma günü yine kabri başında anıldı. Anma etkinliğine katılmak için Narlıdere’ye giderken eşim ve meslektaşım Saadet aklına gelen bir fikri benimle paylaştı. "Her yıl burada bir araya geliyoruz, Aytaç Abla’ya ilişkin anılarımızı konuşuyoruz. Ama konuşmalarımız uçup gidiyor. Onu anlatan bir kitap hazırlasak, onu kayda geçirsek" dedi.

Onun yaşama veda edişinin 25. yıldönümüne Aytaç Abla’yı anlatan kitap hazırlama fikri benim de hoşuma gitti. Aytaç'ın kabri başındaki konuşmalarda söz sırası Saadet'e geldiğinde fikrini etkinliğe katılanlarla paylaştı. Sevgili Aytaç'ın ailesinin yanı sıra arkadaşlarının, yakınlarının, meslektaşlarının içerik katkısıyla kitabın hazırlık sürecini gönüllü olarak üstleneceğimizi belirtti.

***

Ve kitap şimdi elimizde… Yakın Yayınları'ndan çıkan 270 sayfalık kitapta 105 yazı ve 120 fotoğraf yer aldı.

Yazanların listesi çok uzun. Herkesin eline kalemine sağlık.

Gerçek gazeteciler işte böyle unutulmuyor.

***

Ekonomi muhabirliği, özellikle kriz dönemlerinde daha fazla önem kazanıyor. Bölgesel dinamikleri anlamak, analitik düşünebilmek, bağımsız kalabilmek ve halkın anlayabileceği bir dil kullanmak başarılı bir ekonomi muhabirinin olmazsa olmazlarıdır. Ekonominin nabzını tutmak, sadece bilgiyi aktarmak değil, aynı zamanda o bilginin hayatlarımızdaki yerini anlamaktır.

İşte Sevgili Aytaç’ta bu özelliklerin tamamı vardı.

Umarım bu yazımı genç ekonomi muhabiri arkadaşlar da okur ve Aytaç’ı kendilerine örnek alırlar.

Genç kardeşlerim şunu bilmeliler; Gazeteci, bir sözcü değil, bir sorgulayıcıdır. Toplumun bilgiye değil, hakikate ihtiyacı vardır ve bu hakikati ortaya çıkarmak, gazeteciliğin asıl değeridir.

Aytaç, meraklı, sade, tarafsız, insan odaklı bir profesyoneldi.

Aytaç kardeşimi sevgi ile anımsıyorum hep!

EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, kitabın editörleri Hüseyin-Saadet Erciyas ve Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) İzmir Şube Başkanı Murat Demircan kitabın tanıtım toplantısında