“Vefa”nın…
Sadece İstanbul’da bir semt olduğu konusunda inat edenleri…
Gözlerinden öpmek gerek…
Çünkü…
Öbür “vefa”…
Galiba…
Çoktan sizlere ömür!
***
Döneceğiz, yine o vefasız “vefa”ya…
***
Dünün yıldız tarihi (17 Haziran 2025)...
Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in…
Aramızdan ayrılışının onuncu yılını hatırlatıyordu…
Son derece “sessiz” anıldı…
Gazetelerin birinci sayfalarına baktım; yanılmıyorsam...
Bi’Yavuz Donat ustanın köşesinde vardı...
Bi’de...
Anadolu Ajansı... Sözcü... Haber Türk...
Ve de özellikle...
Alkışlanmayı hak eden Anadolu Medyası...
Bazıları çok görmüştü “kibrit kutusu” kadar haberi…
Oysa…
Süleyman Demirel…
Türkiye'nin çok partili döneme geçtiği 1945'ten bu yana…
Görüp, görebildiğimiz…
En sıcakkanlı, en esprili ve en inandırıcı siyasetçisiydi…
Türkiye…
Süleyman Demirel'le birlikte…
İlk kez bir Başbakan'ın ve Cumhurbaşkanı'nın…
“Aaaa, o da bizim gibi gari…” dedirten…
İlk ve son(!) örneği oldu…
Ki, bu gerçek...
100 yaşını geride bırakan...
Türkiye Cumhuriyeti Devleti için çok önemli bir gurur vesilesidir...
***
Yaşamı boyuncu daima…
Yanından hiç ayırmadığı “fötr şapkası” ile anıldı…
Hep şöyle diyerek…
Türk Siyaset hayatına damgasını vurdu:
“Bu gördüğünüz şapkayla altı defa gittim, yedi kere geldim…”
Aslında biliyor musunuz?
Demirel’e bakmak demek…
Türk Siyaseti'nin yakın döneminin röntgenini çekmek demektir…
***
En çok kullandığı kelime olan…
Binaenaleyh (Bundan dolayı…) diyerek…
Bi'kez daha…
O şapkanın altından ayrılmadan…
Gönülden unutulmaz anılar tazeleyelim…
Sekiz tane unvanı olan…
(Su Müdürü… Barajlar Kralı… Morisson Süleyman… Çoban Sülü… Şapka… Bir Bilen… Zenit Süleyman ve tabii ki, Baba…)
Süleyman Demirel'in…
34 yıl önce…
(Ekim 1991)
Ankara Kavaklıdere Güniz Sokak'taki evinde…
“Class” dergisinin imtiyaz sahibi Cahide Karabel ile Gazeteci Nuray Atalay'a anlattıkları…
Doğruyu söylemek gerekirse…
Vallahi, bugünlere ders notu gibi…
***
Peki…
Süleyman Demirel, İzmir'den gelen gazetecilere…
34 yıl önceki Türkiye'nin atmosferinde neler anlattı?
Tadımlıklar geliyor…
***
“Elimden en güzel 10 yılımı aldılar… İşte, yılmadım ve yeniden siyaset sahnesindeyim… (O sırada DYP Genel Başkanı) Hem de eskisinden daha güçlü…”
***
“Türkiye'de her şeyi değiştireceğiz... İddia ediyoruz; bunu bizden başkası yapamaz… (Biz olmadığımız için) millet bu yola sürüklenmiştir…”
***
“Çankaya için hevesimiz yok… Türkiye'nin kalkınmasını kafamıza koymuşuz… Milletimiz yetki verirse, hizmete devam… Çünkü, Çankaya'ya değil; halkı kurtarmaya talibim…” (Kaderin cilvesine bakın; iki yıl sonra Cumhurbaşkanı oldu…)
***
“Millet'in vermediği hiçbir şeyi almayız; millet ne verirse ona itibar ederiz… (Şimdi milletimize diyoruz ki...) Bakın sıkıntılar içinde görünüyorsunuz… Biz yokuz da ondan…”
***
“Türkiye bölünmez bir bütündür… Hedefimiz, millet idaresinin ve yargının üstünlüğünün yanı sıra geleceğe güvenle bakan bir toplum yaratmaktır…” (O günden bugüne 34 yıl geçti; sizce ne değişti?)
***
“An itibarıyla (%71 enflasyonla bulanmış) Türkiye'de istikrardan söz edilir mi? Hem halkı eziyoruz hem de cebinden parasını alıyoruz… Enflasyon duvarını yıkamazsanız, enflasyon o duvarı yıkamayanı yıkar…”
***
Süleyman Demirel, bu röportajdan bir ay sonra kendisinin yedinci Türkiye'nin 49'uncu hükümetini DYP-SHP ortaklığıyla kurdu… Takvimler, 20 Kasım 1991'i gösteriyordu… İki yıl sonra Turgut Özal'ın vefatıyla Süleyman Demirel, Cumhurbaşkanı seçildi; Çankaya'ya çıktı…
***
Bitiriyoruz…
Evet; vefatının 10’uncu yılında…
Bir asırlık Cumhuriyet Tarihi'ne…
Hem Başbakan hem de Cumhurbaşkanlığı imzası atan bir ismi…
Öyle ya da böyle…
Yad etmeyi…
Unutur(!) gibi olduk ama…
Galiba bu güzel ülkenin fıtratında var unutmak!
Bazı azınlık görünümündeki gruplar hariç…
Bi'türlü…
Mesut ve bahtiyar olamıyoruz!
Bakar mısınız?
31 yıl önce de enflasyon %71.14...
Geçen Mayıs ayının yıllık enflasyonuna bakarsanız...
TUİK %35, ENAG ise % 71.23 açıklamıştı...
Nasıl huzurlu olsun vatandaş?
Nokta...
Hamiş: Hep şunu söylerler: “Nazmiye Hanım, eşinin gölgesinde kaldı!” Alakası yok… Nazmiye Hanım, 1927 yılında Isparta İslamköy'de doğdu... Ailesinin soyadı “Şener”di... Nazmiye Şener, kardeş torunu ve “köylüsü” Süleyman Demirel ile 12 Mart 1948’de evlendi... 1993 yılında eşinin cumhurbaşkanı seçilmesiyle “First Lady” oldu... 16 Mayıs 1993 - 16 Mayıs 2000 tarihleri arasında Çankaya Köşkü'ne ev sahibeliği yaptı… Zeki, esprili, inançlı, gelenekçi ama modern hayata uyum sağlamış bir Anadolu kadınıydı… Süleyman Demirel'le 65 yıl aynı yastığa baş koydu…
Sonsöz: O günlerin CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Demirel'in yedinci vefat yıldönümünde İzmir'deydi… Türkiye'ye şu mesajı yolladı: “Süleyman Demirel, demokrasiye olan inancıyla örnek bir siyasetçi, kurallara ve kurumlara olan bağlılığıyla örnek bir devlet adamıydı… Yaşamı boyunca daima Cumhuriyet'e bağlılığını ifade etti... O’nu saygı ve rahmetle anıyorum…”
