CHP'li Torun'dan bakanlığın 'yetki' açıklamasına yalanlama

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Yönetimi, İzmir'de gerçekleşen deprem sonrasında ilçe belediye başkanları ile bir araya geldi.

Kültürpark İzmir Sanat’ta gerçekleştirilen toplantıya CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel'in yanı sıra, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, ilçe belediye başkanları ve il yöneticileri katıldı. Toplantıya ayrıca eski Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz'da katıldı.

 Toplantının gündeminde ise deprem sonrası genel günlük envanter bilgileri masaya yatırıldı. Bilgilendirme toplantısında ayrıca İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin başlatacağı “Kira Yuva” adlı yeni kampanyanın ayrıntıları konuşuldu. Deprem sonrasında İzmir'de izlenecek yol haritalarının da görüşüldüğü toplantıda, ilçe belediyelerinden bundan sonrası süreçte uyum istendi.

Deprem sonrası yıkılan binaların ardından Seyit Torun'un 'çürük olan binalar bildirildi, ancak bakanlık tarafından işlem yapılmadı' ifadeleri sonrası Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, gerçekleştirdiği açıklama ile Torun'u yalanlamıştı.

Toplantı sonrası CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

BAKANLIĞIN ONAYI GEREKLİ
Toplantının ardından, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, açıklamalarını değerlendiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, “Yasa açık ve net, yasa, ‘Sorumluluk Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın’ diyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eğer, ‘Bu binayı yıkabilirsin’ derse, onan sonra belediye o binayı yıkabiliyor. Yıkmakta sorumludur. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ‘yıkabilirsin’ raporunu vermedikçe, belediye yıkamaz. Belediye, ‘Ben bunu yıkarım’ diye bir görev alamaz. Burada kelime oyunlarıyla algı yaratmanın hiçbir anlamı yok. Yani, belediye sadece bir tespit, tavsiye niteliğinde bu işi yapabilir. Gidip vatandaşın evini resmi olarak ‘Ben buraya geldim, yıkacağım’ diyemez, bakanlık buna onay vermedikçe” diye konuştu.

“BAKAN KURUM’A BELGELERİ VERELİM”

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yapmış olduğu açıklamayı eleştiren Torun, "Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın “tarafımıza ulaşan, tespit edilen Buyurun, biz gösterelim kendilerine, o günkü kayıtlar elimizde bizim. Eğer almak isterlerse buyursunlar tek tek gösterelim. O yıkılan 3 binayla ilgili de var, sadece İzmir genelinde 11 binada bu testler yapılmış. Sadece Bayraklı’da değil, tüm İzmir genelinde yapılmış. Belgelerini isterlerse, Sayın Bakan ya da kim isterse biz bu belgeleri veririz" dedi.

İŞİ BAŞKA BELEDİYELER YAPIYOR GİBİ GÖSTERMESİNLER
Genel Sekreter Selin Sayek Böke'nin 'sahada çalışan araçlar büyükşehir'e ait' açıklamalarının ardından çıkan tartışmalara değinen Torun, "Sahada çalışan araçların kaç tane olduğunun bilgisi Büyükşehir Belediyemizde mevcut. Başka belediyelerden de destek alındı ama ağırlıklı olarak İzmir Büyükşehir Belediyemizin vinçleri, kamyonları sahada çalışıyor. Biz tabi ki, ‘Hiçbir belediye katkıda bulunmadı’ diyemeyiz ama burada sanki işi başka belediyeler yapıyor gibi de gösterilmesin. Onların da değerli katkıları var, teşekkür ediyoruz" ifadelerini kullandı.

YASANIN GETİRDİĞİ BİR KARMAŞA VAR
2014 yılına kadar İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde Kentsel Dönüşüm Daire Başkanı ve Genel Sekreter Yardımcısı olarak görev yapan mevcut Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu 'yıkım' yetkisi ile ilgili konuştu. Selvitopu, mevcut yasal işleyişte büyük bir karmaşanın olduğunu söyledi. Selvitopu; "6306 sayılı yasada binalar ile ilgili başvurular isteğe bırakıldı. Zorunlu tutulmadı. Orada oturan mülk sahiplerinin talebi üzerine bunlar yapılıyor. Binada yapılan çalışmalar sonrasında binanın sağlam olmadığı tespit edilmesinin ardından tahliye edilip yıkılması lazım. Ancak burada bu yasanın getirdiği bir karmaşa var. Kim boşaltacak, kim tahliye edecek ve nasıl yıkılacak diye. Evet yasada bazı hükümler var ancak burada bazı karmaşalar var. Bunun bir an önce giderilmesi lazım. Hangi kurumun sorumlu olduğunun net belirtilmesi lazım. O zaman bu tür tartışmalar ve sıkıntılar olmaz. Biz hep şunu söylüyoruz, kentlerde her türlü konuda yerel yöneticiler yetkili olmalı. Tabi burada bakanlıklar da denetlemeli. Kentlerde sorunları bilen yerel yöneticilerdir bu yüzden yetki yerel yönetime bırakılmalı. Ancak şuan bazı yetkiler hükümette bazı yetkiler yerel yöneticilerde… Bu tamamen karmaşa yaratıyor ve bu da sorunlara yol açıyor" ifadelerini kullandı.

SANDAL: RAPORLAR TAVSİYE NİTELİĞİNDE
Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, İzmir depreminde yıkılan Rızabey ve Doğanlar apartmanları için Bayraklı Belediyesi Deprem Etüt Merkezince hazırlanan raporların, bina yönetimlerinin talebi üzerine hazırlanmış, tavsiye niteliğinde raporlar olduğunu, mevzuat gereği bundan sonraki sürecin apartman yönetimine bırakıldığını söyledi. 

Bu konuda bilgi kirliliği olduğunun hatırlatılması üzerine Sandal, "Burada hazırlanan rapor, Bayraklı Belediyesi Deprem Etüt Merkezine vatandaşlarımızın bildirmeleri, talep etmeleri sonucunda hazırlanan bir tavsiye raporu. Yani vatandaş, binasıyla ilgili herhangi bir sıkıntısı veya endişesi varsa Bayraklı Belediyesine başvurmuş, Bayraklı Belediyesi de bir rapor düzenleyip vatandaşa tebliğ etmiş, bundan sonraki kararı da apartman yönetimine bırakmış. Belediyelerin bu anlamda hasar tespitiyle ilgili resmi görevleri yok." dedi. 

"YEREL YÖNETİMLERE YETKİ VE SORUMLULUK VERİLMESİNİ İSTİYORUZ" 
"Belediye, Bakanlığa ya da Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne bir belge iletti mi?" şeklindeki soruya Sandal, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne herhangi bir şekilde başvuru yetkisinin olmadığını dile getirerek, şöyle konuştu:

"Ben matematik öğretmeni olarak sizin rahatsızlığınızı herhangi bir resmi kuruma iletebilir miyim? İlettiğim an ne olur? Biz kamu görevlisiyiz. Kamunun kendine ait görevleri var. Çevre Şehirciliğin sorumluluk alanları, görev ve yetkileri var, belediyelerin kendine ait görev ve yetkileri var. Bu görev ve yetki alanınızın dışına çıkar başkasına buyurursanız bunun zaten olabilme şansı yok. Burada asıl mesele şu: Bilgi var bilgi yok... Yüzlerce bilim adamımız açık oturumlarda, çalıştaylarda, televizyonlardaki tartışma programlarında, Türkiye'de konutların yüzde 40'ının deprem riskini taşıdığını söylüyor. Halen ülkemizde biz deprem fay hattında konutların yapılıp yapılmadığını tartışıyoruz. Yani bu tartıştığımız şey çok minik ve sanal gelişiyor. Öncelikle bizim bütün iyi niyetimizle özellikle deprem fay hattı yasasının bir an önce Meclis'ten geçmesi, gerekli düzenlemelerin yapılması ve bu anlamda da yerel yönetimlere yetki ve sorumluluk verilmesi."

Yerel yönetimin binayı boşaltma, yıkma gibi yetkilerinin de olmadığını vurgulayan Sandal, "600'e yakın hasarlı binamız var. Hasar tespitini kim yapıyor? Bayraklı Belediyesi mi? Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü. 'Bu binada oturulur, oturulmaz'a kim karar veriyor? Çevre ve Şehircilik Bakanlığı karar veriyor. Bina yıkılsın mı yıkılmasın mı, kim karar veriyor? Çevre ve Şehircilik Bakanlığı veriyor. Belediye olarak benim yetkim, sorumluluğum, alanım belirli. Bizden önceki arkadaşlar da benzer yetki ve sorunlar çerçevesinde bir işlem yapmışlar. Vatandaşın talebini değerlendirip bunu rapor etmişler." dedi.