Eğer...

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay...

Çocukken...

Ailesiyle birlikte Kültürpark’in içindeki Lunapark’a gitmediyse...

Çarpışan arabalarda...

Yanında akrabalardan bir büyüğü ile...

İlk “direksiyon sallama” heyecanını yaşamadıysa...

Hiç “Atlı Karınca”ya binmediyse...

“Dönme Dolap”ın keyfini bi’kez bile çıkarmadıysa...

50 metrelik “Tsunami”de adrenalin(*) kasırgasına yakalanmadıysa...

“Perili Şato”yu hiç görmediyse...

“Balerin”de heyecanla karışık şen kahkahalar atmadıysa...

“Kültürpark’taki lunaparkı büyük ihtimalle kaldıracağız!”

Demesi / diyebilmesi...

Son derece doğaldır...

***

Peki...

Büyük İzmir Yangını sonrası...

Dr. Behçet Uz’un yarattığı “Kültürpark”ta yer alan...

“Lunapark”...

(Ki, o da 1973’te faaliyete geçtiği için; 51 yaşında...)

Neden?

O yeşil Cennet’ten koparılıyor?

Gürültü yapıp...

Kültürpark çevresinde yaşayan İzmirliler’i mi rahatsız ediyor?

Yoksa...

Zamane çocuklarına...

Kötü örnek mi oluyor?

Ya da...

Hep beraber kazadan / beladan mı tir tir titriyoruz?

Galiba hiç birisi değil...

Çünkü...

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Tugay...

Kalbinden geçenleri...

İZ Gazete’den meslektaşım Gönül Soyoğul’a şöyle aktarıyor:

“Lunaparkı büyük ihtimalle kaldıracağız... Sözleşme süresi dolmak üzere zaten, lunaparka çok yoğun bir talep olmadığını gördük... Bir oyun, eğlence alanı tasarlanabilir ancak şu andaki haliyle değil... Dünyanın pek çok güzel yerinde, şehir parklarında gezdim ve gördüm... Şu anda sahip olduğumuz lunaparkın uygun olmadığını düşünüyorum... Eğlence parkı ya da ünitenin park içerisinde olmayacağı anlamına gelmiyor... Temizliği, düzeni ve görüntüsü açısından İzmir’e biraz daha uygun bir şey düşünüyorum...”

***

Başkan Tugay’ın bu sözlerinin ardından...

İnsan şöyle bi’düşünüyor:

Tam da...

Sayın Başkan Dr. Cemil Tugay’ın dile getirdiği gibi...

Mevcut Lunapark’ın yerine “biraz daha uygun” bi’şi...

Sizce...

Ne olabilir?

Madem yarım asırdır hizmet veren Lunapark için...

(Sayın Başkan’ın sözlerinden anlaşılacağı gibi...)

“Temizliği, düzeni ve görüntüsü açısından İzmir’e biraz daha uygun bir şey(!)” bulunduysa şahane...

Yok...

“Henüz bulamadık öyle bir Lunapark...” denmek isteniyorsa...

İzmirliler...

Hatta ilçeler ve dahi çevre iller...

Başkan Tugay’a sormalı?

“Ne zaman kavuşuruz İzmir’in yeni lunaparkına?”

***

Yüzde 100 bu satırları okuyanlar bilir...

Lunaparklar’ın...

Tek görevi vardır...

O da...

Andığımız kentin “hamuruna uygun” eğlence kültürü yaratmaktır...

Başaramadıysa(!) görevini bu güzel şehir...

Kimde kabahat?

50 yıl içinde Sayın Cemil Tugay’dan önce görev yapan...

Adlarını sevgi ve saygıyla andığımız...

Dokuz İzmir Belediye Başkanı’nda mı?

Osman Kibar... İhsan Alyanak... Cahit Günay... Ceyhan Demir... Burhan Özfatura... Yüksel Çakmur... Ahmet Piriştina... Aziz Kocaoğlu... Tunç Soyer...

Bilir misiniz ki?

İzmir’in bu büyük başkanlarının arasından hiç biri...

Bi’kerecik olsun...

Tarihi Kültürpark’ın içindeki Lunapark’ı işaret ederek...

“Büyük ihtimalle kaldıracağız!” demedi...

Sizce...

O başkanlar neden?

“Lunapark’sız bir Kültürpark’ı”...

Tercih etmediler?

Bi’düşünün!

***

Bitiriyoruz...

Önemli bir ayrıntı daha...

İzmir Enternasyonal Fuarı, yaklaşık dört ay sonra...

93’üncü kez kapılarını Dünya’ya açacak...

Ve...

Büyük olasılıkla...

Bileğine bağlı uçan balonla Fuar’da gezmenin tadını çıkaran minikleri...

Hatta onların aile büyükleri...

Evin delikanlıları...

İzmir’in güzel kızları...

Kenti yönetenlerin...

“Güle güle Lunapark...”

Mesajından sonra...

“İhtiyar Delikanlı Fuar”daki “Lunapark”ı...

En azından önemli bir süre...

Belki de yıllarca!

Rüyalarında görmeye devam edecekler...

Hayırlı olsun...

(*) Adrenalin: Tehlike anında salgılanan adrenalin hormonu insana fark edilebilir bir güçlenme ve beraberinde acı hissinin kaybını getirir...

Nokta...

Sonsöz: “Dudağının kıyısına iliştirilmiş kıvrımlı bir gülümseme ve parlak gözlerle; “Anne bak! Atlıkarıncaaa!" diye heyecanlanan çocuk gibiyim bugün... Lunaparkın tüm ihtişamlı ışıltısı gözlerimi kamaştırmış, müziğin ritmine ayak uyduran kalbim, bana hak verir gibi... / Anonim...”