Kanser taşıyan (!) Brezilya’ya ait…

Orta boy uçak gemisi eskisi NeA Sao Paulo…

(Eğer son anda bu milletin tersinden korkmazlarsa…)

İzmir’in Kurtuluş Bayramı’nın…

Tam da 100’üncü yıldönümünde…

Pare pare parçalansın; içindeki zehri akıtsın diye…

Aliağa’daki…

Hayalet gemilerin arasındaki yerini alma projesinin…

Bu kadim şehrin…

Asabını bozsun…

Havası kaçsın…

Bayramı zehir olsun diye…

Planlanmadığını kim iddia edebilir?

Cevap veriyorum:

“Hiç birimiz…”

Neden?

Türkiye’nin “en büyük” kent bayramında…

Huzurlu İzmir’in huzuru “darmadığın” olsun diye!

Ben demiyorum…

Kentsoylu en azından böyle düşünüyor…

***

İzmir’in Büyük Başkanı Tunç Soyer’in…

Nokta atışı ilginç çıkışları…

Oldum olası dikkat çekicidir…

Anlatacaklarını…

Bilmeceye çevirmez…

Mesela…

Uzun bir zaman dilimi öncesi…

Seslendirdiği bir cümle…

“Çevreyi Koruma” adına…

Doğaseverlerin kalbinde taht kurmuştu:

“Yıllar önce Seferihisar'da orkinos çiftlikleri ile mücadele ediyorduk… O dönem, (Çevreyi Çevre Bakanlığı’ndan korumaya çalışıyoruz…) demiştim… Şimdi de aynı... (Asbestli gemi için…) Bu bizim işimiz değil…”

Peki, kimin işi?

İktidar Partisi’nin işi!

Dolayısıyla…

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın görevi…

Oysa…

Çevre Bakanı ne dedi, bi’ay önce?

“O gemi karasularımıza girdiğinde bir daha ölçümler yapılacak... Tehlikeli herhangi bir olumsuzluk söz konusu olursa gemi, hiçbir tereddüde yol açmadan aynı şekilde geri gönderilecek…”

Bu Devlet Baba sözüdür ama…

İzmirlinin kalbi neden hala pır pır?

***

Bir mikron asbestin bile…

Akciğer ve gırtlak kanserine yola açtığı bilindiği halde…

O uğursuz gemi…

Neden Aliağa sularında kesilip, biçilecek?

Ufaktan geçiştiriliyor ama…

İzmir bunu unutur mu sanıyorsunuz?

***

Başkan Tunç Soyer…

İşte tam da bu konunda…

Diyor ki:

“İzmirliler, iktidarın ne yapmak istediğini özellikle bilmesi gerekiyor!”

Neden böyle diyor?

Çünkü…

İzmir’e metro yapmak, aslında Ulaştırma Bakanlığı’nın işi…

Üreticiye kocaman destek de öncelikle Tarım Bakanlığı’ndan gelmeli…

Oysa…

İzmir söz konusu olunca…

Bunca ağır ve yüksek maliyetli sorumluklar zinciri…

Neden hep İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin omuzlarında?

Bu da haksızlık değil mi?

***

Bitiriyoruz…

Tunç Soyer’in…

Resmen…

Bir “İç döküş”ten farksız sözleriyle:

“Dünyada büyük zehirli gemilerin söküldüğü…

Sadece dört adres var: Hindistan, Pakistan, Bangladeş ve İzmir…

İzmir ve Türkiye, dünyanın çöplüğü değil…

Bir belediye başkanının asli görevi kentini, doğasını çevresini korumaktır…

Ben o geminin gelmemesi için elimden ne geliyorsa yapacağım…

Gelirse de göndermek için elimden gelen her şeyi yapacağım…

Neden İzmirliler zehirlensin?

Rant uğruna kar uğruna bu geminin söküm yapılacak…

8 bin 500 yıllık bir şehirde yaşıyoruz…

Şehrimizi korumak mecburiyetindeyiz…

Aliağa’nın pırıl pırıl koylarını korumak zorundayız…

Rant uğruna insanımızın zehirlenmesine…

Doğamızın kirlenmesine izin veremeyiz…

Bu nedenle durduracağız…

Bunu yapmak da bizim değil, Çevre Bakanlığı’nın görevidir…”

Hamiş: “Biz hükümetin yapmadığı bütün işleri yapacağız; İzmir’e sözümüzdür… / Tunç Soyer – İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı…”

Sonsöz: “Biliyorum… Duyuyorum… Görüyorum… Konuşamıyorum… Konuşursam gözyaşlarım beni boğacak… / İlhan İrem - Sanatçı…”