Bayram öncesi siyasette son salvolar.
Malum altılı masa hep gündemde…
Türkiye adına atılmış önemli bir adım; ama bazı çevreler bir türlü beğenmiyor.
Neymiş? Havanda su dövülüyormuş!
Neymiş? Somut projeler yokmuş!
Sonu baştan söyleyeyim; proje - karar - yaptırım açıklansın da “araklansın” mı? Ya da tüm yetki iktidarda ilken “olmayana ergi” yaklaşımı ile “hedefler” mi tartışılsın gereksiz yere!
Hep söylüyorum; altılı masa “büyük başarı”..
Altı Lider için de artı puan..
Bir kere “akıl ve yol birliği”.. Yani parlamenter sisteme dönüş ve ortak tavır.
Sonra özlediğimiz uzlaşı kültürü.. Yani “ben” değil, “biz” demek.. Siyasal ve toplumsal dayanışmayı öne çıkarmak..
Alt siyasi ve ekonomik gruplarla iktidar hazırlığı.. Yani “havanda su dövmemek”..
Altı toplantı sonrası altı lider plan ve projeleri de ortaya koyacaktır.
Elbette seçim tarihi açıklanınca..
Yani bu yıl Kasım mı?
Gelecek yıl Mayıs mı? Yoksa Haziran da tam zamanında mı?
O zaman açıklamalar yapılacaktır.
Bence şu an koparılan fırtına anlamsız.

Halkta da bir karşılığı yok; açıkla da açıkla!

Neyi? Kim aday? Açıkla! Neyi?
Plan ve projeleri?
Niye! Her şeyin bir zamanı var.
Ben hep halkın içindeyim; yorum şu:
“Altılı masa olumlu bir girişim. Aman bozulmasın. Aday da, hedefler de zamanı gelince açıklanır”…
Akıl için yol bir..
Bunca laf, bunca söz; her zaman insana küçük dersler..
Dinleyip de anlayana, bakıp da görene..
Sığınılacak bir limandır büyük düşünür Mevlana; ne güzel söylemiş:
“İçini dışından çok süsle. Dışın halkın, için Hakk’ın baktığı yerdir”.

İçimiz - dışımız bir olsa..
Boş siyaseti bırakıp halka ve Hakk’a baksak…