Mehmet KARABEL
Alev alev bir aşk!
4 Haziran 2023 Pazar

Bugün Pazar...

Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla...

Atatürk’ü bu köşede anma ve hatırlama günü...

Bir kez daha...

Yaşanmış…

Duygu yüklü bir öyküyü paylaşalım...

Bunu yaparken de...

17 yıl önce Truva Yayınları’ndan kitaplaştırılan…

“Atatürk’ün Başyaveri Salih Bozok Anlatıyor”

“Atatürk Olmasaydı” eserinin yazarı…

İsmet Bozdağ’ı…

Saygıyla analım…

***

O gecenin tarihi…

15 Eylül 1922 Cuma’ydı…

İzmir’deki büyük yangının üçüncü günü…

Güzelyalı’daki ünlü Uşakizade Köşkü’nün terasını…

Güzel İzmir’i kavuran kızıl alevler aydınlatıyordu…

Neredeyse…

Elini uzatsan…

Cehennem alevleriyle kucaklaşacakmış gibi…

Bir duygu yaşanıyordu terasta…

***

İki kişilik sofradan yeni kalkmışlardı…

Akşam yemeğinden sonra…

Gazi Mustafa Kemal ile Latife…

Üst kattaki salonun verandasında yan yana durmuşlar…

Kahreden manzarayı seyrediyorlardı…

İzmir’i saran yangın iyice yayılmıştı…

Kızıl kıvılcımlar uçuşturan alevler…

Evleri yalayarak kentin bir ucunu silip süpürmekle meşguldü…

Akşam karanlığında…

Güzel İzmir, kıpkırmızı bir kor ateş gibi yanıyordu...

Kah cephane depolarının havaya uçması sonucu infilaklar oluyor…

Kah rüzgarın alevleri üflemesiyle…

Ahşap bir ev tutuşuyor, yanıyor ve az sonra da çöküyordu...

Ilık bir rüzgar…

Güllerin ve yaseminlerin baygın kokularını taşıyordu…

Sarışın genç adam…

Latife'yi kendisine çekti ve öpmeye başladı…

Hoşlandığı kadını neredeyse kucaklayarak…

Yaverinin yatağını hazırladığı odaya getirdi…

İzmirli kız aniden için için sevdiği adamı itiverdi…

Sert bir ses tonuyla…

“Anlamıyorsunuz…” dedi…

Ardından…

Gözlerini sarışın genç adamın gözleriyle buluşturarak…

Şöyle devam etti:

“Sizi seviyorum, ama metresiniz olamam… Evlenin benimle, o zaman sizin olacağım…”

“Evlilik nedir ki?" diye cevapladı Mustafa Kemal ve ekledi:

“Bu çok şey değiştirir mi? Ayrıca bu vatan için yapacaklarımı bitirmeden evlenmemeye yemin etmiştim…”

“Ben de yeminliyim…" dedi genç kız ve ekledi:

“Evlenmeden kendimi kimseye vermeyeceğim… Benim şartım bu... Ben de yeminime sizin kadar sadığım..."

İzmir’i kasıp kavuran büyük yangının…

Pencereleri ve tavanı kırmızıya boyadığı odada…

Karşı karşıya durmuş birbirlerine bakıyorlardı…

Erkeğin parmakları onu sarmak üzere uzanmıştı…

Kız ise mağrur öylece dikiliyordu…

Mustafa Kemal…

Büyük bir öfkeyle kendisini dışarı attı, çıkıp gitti…

Sabahleyin odası boştu…

Kentteki karargahına geri dönmüştü…

***

Okuduğunuz satırlar…

İngiliz Yazar H.C. Armstrong'un kaleme aldığı…

Bir “kurgu” romandan…

Neden böyle yazılmış?

Sabredin, yazının sonunda geleceğiz oraya…

***

Önce…

Atatürk’ün yaveri Salih Bozok’un…

Tarihe kayıt düşüren…

Tam da o günlerdeki bir anısına dönelim…

Şöyle anlatıyor Salih Bozok:

“İzmir’in geri alınışının arifesinde…

Nif (bugünkü Kemalpaşa) yakınlarındaki Belkahve’den bakarken… (Bu şehre bir şey olsaydı çok üzülürdüm) diyen Mustafa Kemal’in, büyük İzmir yangını sırasındaki tavrı hâlâ bir muammadır…”

Çünkü…

Mustafa Kemal’in yaveri Salih Bozok’un anlattığına göre alevler…

“Gavur İzmir”i bir kül yığınına dönüştürürken…

İleride Mustafa Kemal’in kayınpederi olacak…

Uşakizade Muammer Bey’in Göztepe’deki köşkünde…

Bir ziyafet veriliyordu…

Atatürk’ün çocukluk arkadaşı Bozok…

O geceden önemli bir detayı şöyle anlatıyor:

 

Denize nazır terasta Mustafa Kemal ile Latife…

Bir ara yalnız kalmışlardı…

Latife anne ve babasından, yaptığı işlerden söz ediyordu...

Mustafa Kemal de…

O’na savaş anılarını anlatıyordu…

Yangın bütün dehşetiyle sürüyordu...

Her yeni alevler sarmıştı…

Mustafa Kemal Latife’ye sordu:

“Bu yangın yerinde size ait emlak var mıydı?”

Latife’nin cevabı…

Tarihe not düşüren cinstendi:

“Emlakımızın mühim bir kısmı yanan sahadır… Paşam isterse hepsi yansın… Yeter ki, siz sağ olun… Bu mesut günleri gören insanlar için malın ne kıymeti olur… Memleket kurtuldu ya... İleride olanları yeniden ve daha mükemmel yaptırırız…”

Bu cevap Mustafa Kemal’in çok hoşuna gitmişti…

“Evet! Yansın ve yıkılsın” dedi ve ekledi:

“Hepsinin telafisi mümkündür…”

***

Merakımızı gidermek için…

108 yıl önceye gidiyoruz…

Birinci Dünya Savaşı sırasında…

İngiltere Ordusu’nda görev yapan…

İstihbarat subayı Harold Courtenay Armstrong

1915’te Osmanlı’ya karşı savaşırken…

Irak’taki Kutü’l Amare’de esir düştü…

O esaret döneminde…

Türkler’e karşı…

İç dünyasında derin kırgınlık ve büyük öfke oluştu…

Tutsaklığı sona erince ülkesine döndü…

Oturdu “Bozkurt” adını verdiği romanı yazdı…

***

İşte o, “Bozkurt”

Sağlığında yayınlanan ilk Atatürk biyografisiydi…

Sürükleyici bir roman tadında kaleme alınmıştı…

Ancaaak…

Kitapta, Atatürk’ü “olduğundan farklı gösteren” bölümler vardı…

Mevcut İnönü Hükümet’i…

“Bozkurt”un Türkiye’ye sokulmasını yasakladı…

Yasakla birlikte fiskoslar patladı; şehir efsaneleri hortladı…

Yazılanlar doğru muydu acaba?

Bu dedikodular “Bozkurt”u daha güçlü bir istekle…

Görme ve okuma arzularını kabartıyordu…

***

Atatürk merak etti; kitabı getirtti…

Bir akşam sofrada sabahın ilk ışıklarına kadar…

Tercüme ettirerek okuttu, sonuna kadar dinledi ve şöyle dedi:

“Yasaklamakla hükümet hataya düşmüş… Kitaba izin verilsin ve memlekette okunsun…”

Bununla da kalmadı, romanda yazılanlara cevap bile verdi…

***

Bitiriyoruz…

“Bozkurt”

Atatürk’ü karalamak için elinden geleni yapmış…

Ulu Önder’in hayatına…

Son derece önyargılı yaklaşmış bir İngiliz subayın…

Yıllarca yüreğinde taşıdığı kinle yoğurduğu satırları okumalısınız…

Armstrong’un yapabileceği tek şeyin…

Atatürk’ün özel hayatına saygısızlıktan öteye gidemediğini…

Bugün bile…

Hala O’nu şuursuzca eleştirenlerin…

Aslında ne kadar basit şeylerle uğraştıklarını…

Anlamamızı sağlıyor…

Bu arada; hatırlatmakta yarar var:

“Bozkurt”un çeşitli dönemlerdeki baskıları internette satışta…

Nokta…

Sonsöz: “Sevgi, şemsiye bir tanımdır… Hoşlanmayı da içinde barındırmakla birlikte sevginin karakteristik özelliği bağlılıktır... Sevgi; ilahî sevgi, insanî sevgi, erotik sevgi diye farklı gruplara ayrılabilir… / Prof. Dr. Nevzat Tarhan…”

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Şekure boz 4 Haziran 2023 Pazar 16:30

AŞK ?? NEDE GÜZEL TASVIR EDİLMİŞ ????????????????

Yorumu oyla      3      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Manisa bir 'olmaz'ı nasıl 'olur' yaptı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Görgüsüz açlık ve ikiyüzlü siyaset!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva