Takvimler, “21 Mayıs Çarşamba”yı gösteriyordu...

Cumhurbaşkanı Erdoğan...

Macaristan dönüşü...

Uçaktaki gazetecilerin sorularına karşılık veriyordu...

Şoke eden cevapların biri...

Belki de “bomba”dan farksızdı...

Dedi ki; sayın Cumhurbaşkanı:

“Yeni anayasayı kendimiz için değil, ülkemiz için istiyoruz... Benim tekrar seçilme veya tekrar aday olma gibi bir derdim yok...”

Görmedik ama...

Herhalde o cevap...

Uçaktaki meslektaşlarımızı da “şoke” bazında olmasa bile...

Az biraz şaşırtmıştır...

Sizce neden böyle demiş olabilir Sayın Erdoğan?

Bizzat cevap veriyordu o soruya:

“Artık darbecilerin yazdığı bir anayasayla Türkiye geleceğe yürüyemez... Artık darbecilerin değil, sivillerin ortaya koyduğu bir anayasaya ihtiyacımız var...”

Devamını şöyle getirdi Sayın Erdoğan:

“Sivil anayasayı bir an önce oluşturalım, milletimize takdim edelim... Hem milli hem yerli olsun... Böyle bir anayasayı Türkiye görsün...”

***

Sözün burasında...

CHP’ye bir atıf geliyor Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan:

“Bütün mesele acaba CHP de bizlerle ortak bir sivil anayasa yapma yolculuğuna çıkar mı? Önemli olan bu... Diyoruz ki; gelin el ele verelim...”

***

Plan, proje buysa...

Şu “ilave”ye ihtiyaç var mı?

“Benim tekrar seçilme veya tekrar aday olma gibi bir derdim yok!”

Türkiye bu sözleri ilk kez duyuyordu...

Neden şimdi ve...

Neden böyle bir “derdim yok!” yüklemesi?

***

Sayın Cumhurbaşkanı...

Belki ilk kez...

“Erken Seçimi unutun!” der gibiydi:

“Sayın Özel’in anladığı manada erken seçimi bugüne kadar çok dillendirdiler... Türkiye’yi böyle bir badirenin içerisine sokmayız, sokamayız, buna gerek de yok... Bitmedi... Ara seçim gerektiren bir durum da yok... Elindeki boş veya dolu sandalye sana yeter, tepe tepe kullan...”

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu çıkışları...

Neden?

Bugünlerde “ete / kemiğe” büründü?

***

Çok ilginçtir ki...

Sayın Cumhurbaşkanın bu çıkışlarına...

Önce kim “tepki” verdi?

Tabii ki...

MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli...

Yılların siyasetçisi...

Kalbinden geçenleri sıralarken...

Bir hayli sertti...

MHP’nin “X” hesabından...

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a

Şu cümlelerle tepkisini dile getirirken...

Haklı değil miydi?

“Derdi vatan ve millet olan bir Cumhurbaşkanının yolundan caymaya hakkı yoktur... (Benim tekrar aday olma derdim yok) ifadesi bizim nazarımızda adil ve hakkaniyetli bir hal beyanı değildir... Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk milletinin, yeni yüzyılın yol haritasını çizen Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a çok ihtiyacı olduğu tartışmasız bir tarih ve hayat gerçeğidir...”

***

Bitiriyoruz...

Bu sözler boşuna söylenmedi...

Politikada...

Her cümlenin değil...

Her kelimenin “özgün” bir anlamı vardır...

Ancak...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in...

Şu sözlerini ise...

Cumhur İttifakı’nın nasıl karşıladığı merak ediliyor:

“Kendi iktidarı için Anayasa’yı ayaklar altına almaktan çekinmeyen biriyle anayasa yapmayız...”

***

Bitiriyoruz...

Ömrünün yarım asrını politikayla iç içe yaşayan...

Değerli büyüğüm Bülent Baratalı'ya sordum:

“Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, neye ne kadar hazır? Ve neden, (Yeni anayasayı kendimiz için değil, ülkemiz için istiyoruz... Benim tekrar seçilme veya tekrar aday olma gibi bir derdim yok...) dedi?

SAYIN BARATALI’NIN YORUMU...

1982 Anayasası’ndan (Sayın Erdoğan’ın darbe anayasası olarak yorumladığı) geriye ne kaldı? Önce ona bakmamız gerekir... 1982 Anayasası, 1987 yılından bugüne değin “21 kez” değiştirildi... Bu değişikliklerden 19’u yürürlüğe girdi... Toplam 80 madde değiştirildi... Üç madde yürürlükten kaldırıldı... Üç geçici maddenin ikisi de Anayasa metninden çıkarıldı... 30 yıla yaklaşan bu değişiklikleri seçimlerle oluşan “yerli ve milli” meclisler yaptı... Anayasa’da değiştirilmesi teklif bile edilemez maddeleri ve onlara atıf yapan maddeleri de eklersek 1982 Anayasası’nın büyük kısmı değişmiş oluyor... Hatta 23 Temmuz 1993 tarihinde yapılan değişiklikle “52. Madde” de yürürlükten kaldırıldı... “12 Eylül Askeri Müdahalesi”ne yapılan atıflar ayıklandı... Sonuç olarak Anayasa çok önemli bir ölçüde “sivil, yerli ve milli” oldu...

Yeni bir anayasa yapılabilinir mi, elbette yapılabilir... Yeni bir seçim yapılır, seçimle oluşacak meclisin yeni bir Anayasa yapmak için “Kurucu Meclis” gibi işleri olacağı halka duyurulur... Halk nasıl oy vereceğine karar verir... Sonunda milli irade tecelli eder ve kurucu meclis yeni anayasayı yapar...

Bugüne kadarki Anayasaları kurucu meclisler yapmışlardı... Bunun dışında Anayasa’ya göre 360 milletvekili ile referandumlu; 400 milletvekili ile de referandumsuz “yeni anayasa yapmak” beyhude çabadır... Yapılsa bile bütün halkın onayını almaz... Yapıldığı andan itibaren tartışmaya açık bir girişim olur... Ayrıca şu andaki meclis aritmetiğine göre 400 milletvekili bulmak oldukça zor... 360 milletvekilini bulup, referanduma gitse kesinlikle bugünkü şartlarda referandumu kaybeder...

AK Parti ve sayın Erdoğan, kurulduğu günden itibaren neden Anayasa yapmak için ısrarlı?

Birinci önceliği, kendi ideolojisine uygun bir anayasaya yapmak... Öykündüğü Osmanlı idari sistemini Anayasa’ya koymak... (eyaletler ve bunun gibi...)

Fiilen uyguladığı “İslam’ın liderliği”ni hukukileştirmek... Defalarca seçimi garantilemek ve bunun için seçilme sayısını ve “50 artı bir” seçilme şansını kaldırmak... Sayın Erdoğan ve Cumhur İttifakı’nın dileği hak vaki oluncaya kadar seçilmek... Bu isteğini ortağı Devlet Bahçeli’ye söyletiyor... Zaten O’nun da, Sayın Erdoğan’dan başka umarı yok... “Kazan Kazan” ile bir oyun oynuyorlar... Diğer bir husus da DEM ile olan beraberliği... Ve DEM’in istekleri ve bunun karşılanması... DEM ne istiyor? “Üniter yapı kaldırılsın; Siyasi federalizim kurulsun... Yerinden yönetim özerk olsun... Anayasa’da asli kurucu irade Türkler ve Kürtler olsun... Ana dilde eğitim gerçekleşsin... Kürtler’e statü sağlansın... Bebek katili ve binlerce eli kanlı katil bir şekilde serbest kalsın... Veya infaz koşulları iyileştirilsin...”

Sayın Erdoğan, kendi ve DEM’in istekleri karşısında çok zorda... Yapsa bir türlü, yapmasa süreç bitecek... Seçilebilmesi için hedeflediği oylar gelmeyecek... Çünkü tekrar seçilebilmesi için DEM oyları belirleyici olacak... Halkımız yeni bir Anayasa’yı değil; adalet, liyakat, geçim derdi, açlığın, yoksulluğun ve nepotizmin bitmesini, yargının silah gibi kullanılmasını istemiyor... İşçi, emekli, memur, esnaf, yönetici, çiftçi, sanayici, öğrenci, gençlik, sivil Anayasa değil; asıl bunların bitmesini istiyor... Cumhuriyet Halk Partisi’nin yaklaşımı ise şöyle: Öncelikle bu meclis yeni anayasa yapamaz! Çünkü kurucu meclis olarak seçilmedi... Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını uygulatmayanlarla(!) Anayasa yapılamaz... Yargıyı silah gibi kullananlarla Anayasa yapılamaz... Ve bunun gibi gelişmelerle CHP, AK Parti’ye kapıyı kapattı... Bu nedenle, Sayın Özel’in, “Anayasayı ayaklar altına alan biriyle çalışamayız” çıkışı, sürecin daha da da gerilimli olacağının işareti... Sayın Özel ile CHP yeni Anayasa tartışmalarını iktidarın “güç devşirme çabası” olarak; “Aday olmam mesajı!”nı da bir “veda değil” yeni bir stratejinin başlangıcı olarak görüyor...

Bitirdik...