Türkiye’nin yapısında var...
Her belediye başkanı...
Kentiyle... İlçesiyle... Hemşehrileriyle... Hizmetleriyle...
Yücelir...
Başı göğe değer...
Mesela...
İzmir’in Bornova ilçesi...
“Yeşil Bornova” olarak anılır...
Türkiye’nin en eski belediyelerinin başını çekmekle gururludur...
Örneğin...
Atatürk dünyaya geldiğinde...
Bornova resmen belediye olmuştu...
Bağlı olduğu İzmir...
1867 yılında belediye teşkilatına kavuşmuştu...
Bornova’nın değeri hep “altınla ölçülecek” kadar yüksek oldu...
Fazlası var...
O da “şöhreti”nden geliyor...
Şaşırma sırası hepimizde...
Neden?
Bornova’nın “23’üncü Başkanı” 38 yaşındaki Ömer Eşki...
Hayat arkadaşı Beste Hanım ve...
Ve dünya tatlısı kızı Asya Tuna’nın yanında...
Bornova’nın yarınlarını...
Ve...
Hayallerini...
Gazeteci-Yazar Mehmet Karabel'in sorularıyla cevapladı...
Başlıyoruz...
* Bornova hep güzeldi, şanslıydı... Belki de bu Bornovalılar’ın ışığı… Belediye başkanları da hep o ışığı daha zengin hale getirmek için çalıştı... O ışık sizi nerelere taşıyacak?
BAŞKAN EŞKİ: Aslında ben, Bornova’nın potansiyelinin bulunduğu yere göre çok daha yüksek olduğunu düşünüyorum... Tarım, turizm, ticaret, genç nüfus, sanayi siteleri, otogar, hastaneler, iki büyük üniversite... Bu potansiyelle daha çok şeyler yapılabileceğine inanıyorum... Amacımız, Bornova’nın kabuğu kırarak ülke genelinde ses getiren, gündem belirleyen, öncü bir kent olmasını amaçlıyoruz...”
* Ailenizle birlikte siyaseten sol cephede bir yürüyüş sergiliyorsunuz... İhtiraslısınız ve (Damarımı kessem politika yaparım...) gibi rotanız var... Çok mu seviyorsunuz politika yapmayı?
BAŞKAN EŞKİ: “Politika bir yaşam şekli… Herhangi bir konuda her attığınız adımın hayata dair ideallerinizle uyumlu olması lazım... Böyle yetiştirildik... Henüz dört-beş yaşında babamın omzunda Bülent Ecevit'in mitinglerine gidiyordum... Öyle bir gelenekten geliyorum... Yani, hem emek savunuculuğu hem de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurucu unsurlarına ve temel değerlerine sonuna kadar bağlı, kamucu bir yaklaşımla büyüdüm... Gazi Mustafa Kemal'in çizdiği yol bizim temel düsturlarımız ve tartışılmayan gerçeklerimiz...”
* Ya babanız?
BAŞKAN EŞKİ: “Babam da Beşiktaş Gençlik Kolları Başkanlığı ve İstanbul İl Gençlik Kolları Sekreterliği yapmış... Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni kazanmış ama Türkiye’nin 80 öncesindeki siyasi iklimi, ev baskınları ve kurşunlamalar nedeniyle devam edememiş...
* Siz Tekstil Mühendisi oldunuz ama…
BAŞKAN EŞKİ: Lisede Mülkiye’ye gitmek, Siyasal Bilgiler okumak istiyordum... Babam da beni daha teknik eğitim almaya yönlendirdi... Babamın önerisiyle Dokuz Eylül Tekstil Mühendisliği’ni yazmıştım, kazandım. Şimdi, (Bana teşekkür etmelisin, İzmir’e bu okula gelmesen Belediye Başkanı da olamazdın) diye takılıyor.
* Bir de sendikacı unvanınız var… Babanız da sendikacıymış... Her yol babaya çıkıyor galiba?
BAŞKAN EŞKİ: Sendikacılık da bir aşk... Babam da uzun yıllar Gıda-İş’te örgütlenme sorumlusuydu... Çocuktum ama hatırlıyorum, geceleri fırınları örgütlemeye giderdi. Fırın sahipler de genellikle sendikacılardan hoşlanmayan, silahlı adamlardı... Annemin sabaha kadar babamı korkuyla beklediğini unutamam...
* Sendikacılık ruhunuza işlemiş galiba?
BAŞKAN EŞKİ: Çocukluğum DİSK’in binalarında geçti... Memur olduktan sonra Tüm Yerel Sen'i kendime daha yakın buldum... Sendikacılık ve emek mücadelesi benim için önemliydi... Sanki içerisinde doğmuş gibiydim... Tüm Yerel-Sen’i de Gazi Mustafa Kemal'in çizgisinde bir sendika olduğu için çok sevdim... Sendikacılıkta da Şube Başkanlığı gibi önemli bir görev de yaptım. O tarihte Belediye memurlarının üzerinde çok büyük bir zimmet yükü vardı... Bir yıl boyunca bununla uğraştım... Sonunda memur arkadaşlarımıza bir af yasası çıktı... Haklı bir gururum var bu konuda...
* Siyasette menzil uzun; sizde de heyecan var, görüyorum...
BAŞKAN EŞKİ: İdealim ve hedefim siyasette bir şeyler üretmek, topluma faydalı olmak... Bunu yapmak için iki tane sermayem var: Birincisi çalışkan olmak, ikincisi de bilgi birikimim... Her iki alanda da iddialıyım. Zaten siyaset iddialı olmayı gerektirir... Ayrıca prensiplerim vardır... Kararlarımı o günkü duygularıma ya da o günkü beklentilerime göre değil, prensiplerime göre veririm... Ne diyeceğim, nasıl davranacağım belli olduğu için benimle anlaşmak da çok kolaydır... Tabii, kader de önemli... Eğer biraz da kaderiniz rast gelirse başarı ortaya çıkar... Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları’nda bir şiarımız vardır: (Devrimcinin bahanesi olmaz) Mustafa Kemal'in yolundan yürüyorsanız bahanelerin arkasına sığınamazsınız ve başarısız olmak bir seçenek değildir...”
* Kendiniz için “Aslanlar gibi bir devrimciyim!” diyebilir misiniz?
BAŞKAN EŞKİ: “Kimse kendisi için böyle bir şey dememeli... Devrimcilik hayatı nasıl yaşadığınız ve yaşamınızın sonunda nasıl anıldığınızla ilgili bir durum... Sizin ardınızdan gelenler sizi öyle tanımlayabilirler...”
* Bir belediye başkanı için ilk kez duyuyorum... Siz savaş muhabiri mi olmak istiyordunuz? Neden gazeteciliğin bu yanı sizi çok çekti?
BAŞKAN EŞKİ: “Savaşlara karşı olduğum için… Son 100 yılda birçok savaşın bitmesinde savaş muhabirliğinin çok önemli görev yaptığına inanıyorum... Mesela Belçika Kralı 2. Leopold Afrika'nın ortasında Hitler'i aratacak bir soykırım yaparken bir gazetecinin yaptığı haber ile tahttan indirilmiş, oradaki katliam durmuştu... Belki Srebrenica'da da bir gazeteci Hollandalı Birleşmiş Milletler askerlerinin çekildiğini yazsa, o anları görüntülese ya da bir tweetle dünyaya bildirse, o tarihte öyle bir imkan olsaydı, belki o katliam da yaşanmayabilirdi...”
* Neden istediniz Bornova Belediye Başkanlığı koltuğunu?
BAŞKAN EŞKİ: “Çünkü Bornova benim kendimi bulduğum yer. 18 yaşındayken geldim, burada büyüdüm... Bornova hayatımın şekillendiği, aşık olup evlendiğim, çocuk sahibi olduğum, ilk paramı kazandığım, her şeyi yaşadığım yer... Bornova’ya dair hayallerim var...”
* Nasıl hayaller, biraz detaylandırır mısınız?
BAŞKAN EŞKİ: “Bizim bu 5 yıllık süreç içerisinde yapacağımız hizmetleri “3+1” başlığı altında topluyoruz... İlki dijitalleşme; Bornova’nın dijital ikizini hayata geçiriyoruz... Bornova’nın altyapı-üst yapı olmak üzere tüm verisini girdiğimiz bir program yaptık... Bu program yapay zeka desteğiyle her alanda atacağımız adımda bize olası simülasyonları yapabiliyor... İçinde elektrik hatlarından, kanalizasyonun borularının, doğalgaz hatlarının geçtiği yerlere kadar, yolların genişliği ve o yoldan günün hangi saatinde kaç araç geçtiğine kadar her veriyi almaya çalışıyoruz... Örneğin (Allah göstermesin ama) Manisa yolunda orman yangını çıktı diyelim... Bu yangın Mayıs ayının şu gününde çıkarsa geçmiş yıllarda o tarihlerdeki rüzgarlara göre büyüme bölgesi, Temmuz ayında çıkarsa olası sonuçları ve verileri sunabilecek... Sisteme Bornova’daki tüm binaların 3D olarak envanterini de giriyoruz... Mesela 6 şiddetinde bir depremde yıkılma riski olan binalar, kapanabilecek yollar, oluşabilecek hasarla ilgili bize simülasyon yapıyor... Buna göre toplanma alanları, alet, edevat, çadır ihtiyacı gibi planlamalara imkan tanıyor... Sadece afet olarak da bakmamak gerekir, örneğin bir yere imar verdiğinizde oluşacak yoğunluğa göre yol, alt yapı, temiz su, elektrik ihtiyacı nasıl olacak bunları da hesaplayıp önümüze çıkartıyor. Altyapıdan pazar yeri ve spor alanı ihtiyacına kadar atacağımız her adımı ve olası sonuçlarını önceden görüp ona göre planlama yapabileceğiz... Teknoloji ve yapay zeka ve akıllı uygulamalar ile beraber tüm her şeyi tek bir merkezden yönetebileceğiz...”
* Başka bir kentte böyle bir uygulama var mı?
BAŞKAN EŞKİ: “Türkiye’de hiç yok, dünyada daha dar kapsamlı örnekleri var... Bizde İstanbul Büyükşehir Belediyesi altyapı kısmında bir dijital ikiz çalışması yaptı. Onun dışında hiç yok. Dünyada ise Japonya ve Güney Kore ve Çin’de bir kısmı uygulanıyor, Avrupa’da ise böyle bir yaklaşım yok, daha çok akıllı kentler çerçevesinde çalışmalar var. Yazılım ve kurulacağı fiziksel alanla ilgili işler bitti, şu an aralıksız veri yüklüyoruz. Birkaç hafta içinde devreye alacağız...”
* İlk kez Bornova’ya nasip olacak o zaman; ya diğer projeler?
BAŞKAN EŞKİ: İkincisi Yeşil Çerçeve. Bunun birkaç yönü var. Park bahçeler, fen işleri, temizlik işleri gibi tüm müdürlüklerimiz sürdürülebilirlik ve Avrupa Yeşil Mutabakat'a göre kendini yeniliyor. Diğer taraftan Bornova’da yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yaparak, kapasitelerini arttırarak belediyenin bütün enerji ihtiyacını bu şekilde sağlamak istiyoruz... Ardından tüm araçlarımız elektrikli olacak... Bu arada hedefimizde 10 tane güneş tarlası oluşturmak var... Bu arada “Rüzgar Ağacı” adında kendi tasarımımız olan yeni nesil bir rüzgar tribünü çalışmamızın dünyada örneği yok... Bu yöntemle rüzgar daha düşük şiddetle ya da farklı yönlerde de esecek olsa, kendi ekseni etrafından dönerek elektrik üretebilecek... Sonra bu rüzgar ağaçlarından (Rüzgar Ormanları) kuracağız... Bu arada biyogazdan elektrik üretmeyi planlıyoruz... Temel amacımız yeni nesil enerji kaynaklarından maksimum faydalanmak... Yenilenebilir Enerji alanında Yüksek Lisans yaptım, çok hakim olduğum bir konu...
* Ya üçüncü projeniz?
BAŞKAN EŞKİ: Kentsel dönüşüm... Türkiye'nin bekasını etkileyecek iki temel sorunu var... Biri deprem, diğeri uyuşturucu… Her ikisinin de çözümü aynı yoldan geçiyor. Uyuşturucunun yoğun olarak kullanıldığı dezavantajlı mahalleler aynı zamanda kentsel dönüşüme en çok ihtiyaç duyan yerler... Mevcut haliyle hayatın olumsuz yönlerinin öne çıktığı, gelir adaletsizliğinin yüksek, yaşam kalitesinin düşük olduğu bu bölgelerde kişiler hak kaybına uğramadan, çok düzgün, sosyal donatı alanları olan büyük bir dönüşüm projemiz var.
* Başkan seçilmeden önce bunlar aklınızda mıydı?
BAŞKAN EŞKİ: Evet; hepsi vardı... Aday olduğumda 114 projemiz vardı. Bir iki tanesini yeniledik... Örneğin Olgun Başkan döneminde Çocuk Dünyası olarak temelini attığı yer, Modern Sanatlar Müzesi olarak “Born-Art” adıyla hayata geçecek. Önceden planlamadığımız bir konuydu ama Pınarbaşı-Işıkkent bölgesinin çok önemli sorunu TIR’ların park yerlerinin olmaması... Türkiye'nin her yerinden İzmir'e yük getiren TIR şoförlerinin tuvalet, restoran ve duş ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri düzgün bir garaj yaptık...
* Bir yılınız bitiyor; kendinize 10 üzerinden kaç verirsiniz?
BAŞKAN EŞKİ: Not veremem kendime. Siyasal anlayışımda temel hedef toplumu pozitif yönde dönüştürmektir... Kentte yaşayanların yaşam kalitesini arttırmaktır... Bunu bir not ile ölçmek kolay değil... Hedeflerim büyük ama olumlu etki bıraktığımı düşünüyorum. Hedeflerimin henüz arzu ettiğim kadarını hayata geçiremedim, o nedenle ille bir rakam söylemem gerekirse “7,5 / yedi buçuk” diyelim...
* Anlattığınız onca proje, ilklerden sonra ben daha yüksek bir not vermenizi beklerdim. Tevazu mu gösteriyorsunuz?
BAŞKAN EŞKİ: Onlar henüz gerçekleşmedi. Tamamlanınca vermek lazım notu… Ben kendimle bir yarışın içerisindeyim. Yapmak istediğimiz çok şey var. Bugün tüm belediyede, istisnasız her müdürlük, bu hedefler doğrultusunda çalışıyor. Adım adım ilerliyoruz... Birkaç ay sonra bu projelerin bir kısmı tamamlanacak 15-16 proje hayata geçmiş olacak. Altı ay sonra bir kısmı daha hayata geçecek. Sonuçta aynı biçimde devam edersek üç yıl içinde Bornova'da çok büyük bir değişimi hep beraber yaşayacağız.
* Masada oturmak yerine sokaklarda dolaşmayı seven bir yapınız var galiba; değil mi?
BAŞKAN EŞKİ: Tabii, o makamda çok önemli görüşmeler yapıp kucak dolusu önemli işlere imza attığımız anlar oluyor... Fakat sahadan kopuk olduğunuzda, eksikleri tamamlamak çok daha zor oluyor. Vatandaşın ne yaşadığını bilmek lazım... O yüzden sokakta olmakta fayda var...
* Atatürk ile yaşıt bir belediyenin başkanısınız... (144 yıl önce belediye olmuş Bornova) Bu sizde nasıl bir duyguyu oluşturuyor?
BAŞKAN EŞKİ: İki cümle ile; gurur ve sorumluluk.
* Bornova, Türkiye'de ilk futbol takımı, ilk atletizm yarışmalarının, ilk golf, ilk tenis, ilk bisiklet yarışmalarının olduğu yer... Bunlar tesadüf mü yoksa bu ilçenin taşında, suyunda, toprağında başka bir güzellik mi var?
BAŞKAN EŞKİ: Sözünü ettiğiniz sporların hepsini ve çok daha fazlasını levantenler getirmiş... Bornova'da yıllarca kriket bile oynanmış... Bu güzel kente hep önde olmuş... Bugün de bir Türkiye rekoruna imza atıyoruz... 57 spor kulübümüz var... Türkiye'de bu kadar kulübü olan bir yer yok...
* Evde kimin sözü geçiyor?
BESTE EŞKİ: Ömer eve hep geç geldiği için (Benim sözüm geçiyor) diyebiliriz... Şaka bir yana Ömer'in çok sık seslendirdiği bir sözü var: (Otuz sekiz yaşındayım ve hayalimi yaşıyorum...) O yüzden çok gurur duyuyorum... Hedefi her zaman buydu. Biz ilk tanıştığımız günden beri Ömer hep (Ben belediye başkanı olacağım) derdi...
* Bunu ne zaman söylüyordu?
BESTE EŞKİ: O’nu tanıdığımda zaten söylüyordu; 15 yıldan fazla olmuştur... Hatta bazı yakın arkadaşları daha o yıllarda bile Ömer’i telefonlarına (Başkan) diye kaydetmişlerdi...
* Ömer Başkan’a nasıl aşık oldunuz?
BESTE EŞKİ: Ben Ömer'in iyiliğine aşık oldum... Hiç abartmıyorum Ömer gerçekten görüp görebileceğiniz en iyi insanlardan biridir... Sokakta yürürken bile herkese yardım eder, herkesin derdini kendi derdi gibi görüp çözmeye çalışır... Bir turla tatile gitmiştik, otelde asansörler bozulmuştu... Tura katılanların çoğu yaşlı ve odalar da üçüncü, dördüncü katlarda... Ömer bütün yaşlıların valizlerini odalarına kadar çıkardı... Sonra bir gün bir yerde o yaşlı hanımefendilerden biriyle karşılaştık; ne dedi biliyor musunuz? “Ben seni hiç unutmuyorum, gördüm Bornova Belediye Başkanı olmuşsun... Herkese de anlatıyorum, çok iyi bir çocuk diye...” Ben Ömer’in iyiliğine aşık oldum...
* Ya başka özellikleri?
BESTE EŞKİ: Bir de hatipliğine... Biz tanıştığımızda bir pazar günüydü, Bornova İlçe Gençlik Kolları kongresi oldu... O gün aşık olmuştun O’na... Sonra da Ömer İl Gençlik Kolları Başkanlığına adaydı ve onu kürsüde görmüştüm konuşurken... O zaman böyle akıllı telefonlarımız pek yok. Yine de çekmeye çalıştım. O kadar güzel konuşuyordu ki elim titredi, çekemedim. Nasılsa biri çekiyordur deyip kapattım telefonu. Meğer kimse çekmemiş. Keşke o günün bir kaydını bulabilsek, inanılmaz bir konuşmaydı. Kazanamadı o gün, kaybettiğinde önce tabii çok üzülmüştük... Kimbilir? O gün kazansaydı belki de evlenemezdik...
* Başkan evde de sürekli siyasetten bahsederse sıkılıyor musunuz?
BESTE EŞKİ: Evde konuştuğumuz konuların başında siyaset geliyor ama artık sıkılmıyorum... Ömer'den önce biraz apolitiktim ama Ömer'le siyaseti sevdim gerçekten... Ömer'den önce bilgim azdı ama şimdi hangi kongrede kim kazanmış, kongre mahalle delegeleri ne olmuş, kaç üyemiz var? Hepsini Ömer’den daha çok takip ediyorum...
* Başkanın en sevmediğiniz yanı nedir?
BESTE EŞKİ: Ben tezcanlıyım, Ömer ise çok düşünür ve yavaş hareket eder...
* Evliliğe giden yol nasıl başladı?
ÖMER EŞKİ: Beste’nin babası, kayınpederim, Kerim abi, siyasi yol arkadaşımız, büyüğümüzdü... Bir kızı olduğunu biliyorum ama hiç de tanışmamıştık... Bir gün kızının CV'sini getirdi. Baktım çok iyi okumuş, İngiltere'de eğitim almış, yüksek lisans yapmış, İngilizcesi çok iyi. “Kız çok donanımlı, daha farklı bir şey düşünelim” dedim... Neticede Beste belediyede çalışmaya başladı. Ben de belediyede tanıdım, önce arkadaş olduk... Sonra baktım arkadaşlık ilerleyecek ben de o tarihte Gençlik Kolları İl Başkanı adayıyım, bir araya da gelemiyoruz. Seçime bir gün kala kaybedeceğim belli olunca hemen Beste’yi aradım ve buluştuk. Neticede seçimi kaybettim ama eşimi kazandım...
BESTE EŞKİ: Şimdi kızımız da dahil herkes siyasetçi oldu bizim evde... Asya Tuna artık, “Baba bu yola asfalt atar mıyız, burası bozukmuş. Arkadaşlarım buraya park istiyor...” diye geliyor eve... Hele geçen sene seçim zamanı sınıfta seçim kampanyası yapmış... Babam başkan olursa ne istiyorsunuz diye sormuş. Okula havuz isteyenler olmuş, dondurma makinesi isteyen hatta teneffüslerin uzatılması isteyen bile olmuş...
* CHP'li belediyelerle ilgili “silkeleme” olayı hakkında ne diyeceksiniz? Bornova Belediyesi nasıl etkilendi?
ÖMER EŞKİ: Bizim borcumuz yok. Fakat ben o silkelenmenin sadece ekonomik olduğunu düşünmüyorum. Türkiye'de bir dönem değişiyor... 22 yılı aşkın süredir iktidardalar... Sadece devlet kurumları değil, meslek odaları, iş dünyası örgütlerine kadar her şeyde iktidar oldular... Fakat geçen yerel seçimde en güvendikleri yerlerde bile kaybettiler... Baktılar CHP’li belediyeler büyük azimle genel seçime hazırlanıyor, buna engel olmak için hamleler yapıyorlar. Örneğin Suriye’de bir diktatör gitti, bir başkası geldi... Bunu önceleri sanki dış politikalarının bir zaferiymiş gibi anlatmaya kalktılar. Sonra bir baktık ki, Suriye Arap ülkelerine gümrük vergisini kaldırırken, Türkiye’den gelen ürünlere olan vergiyi 3,5 kat arttırdı... Zaten bizdeki Suriyeliler’in eve döneceği de yok... O zafer havası dağılınca, yeniden doğal gaz faturasını, kirasını, mutfak masrafını görmeye başlayınca bu kez de havayı dağıtmak için belediyelilere saldırmaya başladılar... Ne kadar yumuşatmaya çalışırsanız çalışın, bunun adı saldırı... Üstelik sadece belediyelere de değil; iktidarlarını gölgeleyen gazetecisinden iş adamına kadar herkese saldırıyorlar... Müjdat Gezen ve Metin Akpınar gibi Türkiye’nin iki büyük değerini mahkeme koridorlarında bekletecek kadar ileri gidiyorlar. Diğer yandan da Türkiye’nin yıllarca mücadele ettiği terör örgütünün başındaki adamı Gazi Meclis’te kürsüye çıkartamaya kalkıyorlar. Bu durumun sürdürülebilir bir yanı kalmadı. Yaşananlar Türkiye'de başlayacak yeni dönemin doğum sancılarıdır... Biz de bu süreçte üzerimize düşeni yapacağız...
* Hükümetin değişeceğine inanıyor musunuz?
ÖMER EŞKİ: İçtenlikle inanıyorum... Gerek Avrupa’daki gerek Orta Doğu’daki değişimin, Türkiye’de de bir değişimi tetikleyeceğini düşünüyorum... Bakın Taliban kadınlarla anlaşma zorunda kaldı, İran’da kadınlar başlarını açıldı... Afrika'nın birçok ülkesinde kadınlar ekonomik hakları için sokaktalar... Önümüzdeki 20 yılda Orta Doğu'da başka laik ülkelerin de ortaya çıktığını göreceğiz... Türkiye’nin bunda bir rolü olacak. Tüm siyasi deneyimimizle, sanayi gücümüzle, akademik yönümüzle aydınlanma felsefesine bakan yüzümüzle bizden beklenti var... Türkiye Mustafa Kemal ile modern, demokratik, laik bir cumhuriyet olma yönünde önemli adımlar atmıştır ve o adımlardan geriye dönme şansı yoktur...
Hukukun üstünlüğünün sağlanmadığı, demokrasinin olmadığı ülkeler fakirleşiyor. Bizim yaşadığımız da budur... Belediyelere yapılan operasyonlar, Ekrem Başkan'a yapılmaya çalışılan yargı müdahaleleriyle Türkiye'nin güvenilirliği her gün daha da düşürüyor. Bu düşüş ekonomiyi daha da ağır sarsıyor. Türkiye'nin önündeki engelleri aşıp, laik, demokratik, çağdaş bir hukuk devleti olmaktan başka hiçbir yolu yok.
Biz de Bornova’da Türkiye’nin CHP iktidarını göreceği günler için hazırlanıyoruz. Kentsel Dönüşüm bu vizyondur, dijitalleşme, yeşil çerçeve, Rüzgar Ormanı bu vizyondur. CHP iktidarında bir belediye nasıl olmalıysa, burada buradan inşa etmeye çalışıyoruz... Avrupa'ya gittiğinde “Adamlar ne güzel yapmış...” deyip özenen bir gençlik değil; burada yaptıklarımızla gurur duyan, örnek gösterecek özgüvenli gençlik yaratmaya çalışıyoruz...”
* 100 yaşındaki Cumhuriyet Halk Partisi'nde Cumhurbaşkanı adayı kim olmalı sizce?
BAŞKAN EŞKİ: Genel Başkanım Özgür Özel, Cumhurbaşkanı adayım da Ekrem İmamoğlu... Siyasette asla (B planım) olmadı... Doğru bildiğim ne varsa söyledim ve yaptım... Bu arada Ekrem Başkan’ın ceza alma ihtimali olduğunu düşünmüyorum... CHP’nin Cumhurbaşkanı adayına ceza veremeye cesaret edebileceklerine de inanmıyorum...
* Kızınızın adı iki kelimeden oluşuyor; (Asya Tuna) Bir nedeni var mı?
BAŞKAN EŞKİ: Ben Karadenizliyim; ailemde Anadolu’nun dört bir yanından yakınımız var... Beste de İzmirli... Onda da Ödemiş’ten Viyana’ya kadar her yerden bir şeyler var. Benden aldığı kısmı için Asya, anneden aldığı kısmı için de Tuna isimlerini birleştirdik...
Bitiriyoruz...
İzmir’in belediye başkanları...
Yakın süreçte...
Koltukta birinci yıllarını geride bırakacak...
Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki de onlardan biri...
Çok değil 10 ay önce bir basın toplantısında...
O koltuktan İzmir’e bakın nasıl seslenmiş:
“Bornova Belediyesi’nin en büyük sorunu kurumsallaşma... Bakın, mesela Bornova’da iki dönem üst üste belediye başkanlığı yapan kimse yok... Bu da bir hizmetin diğer döneme aktarılamamasına neden oluyor... Bizim iddiamız buydu... Gelecek 20 yıla talip olmak demek de buydu... Önceki dönemde yapılanı bozmak yerine üzerine artı koymak gerekiyor...”
Nokta...
Sonsöz: “Ümitsizlikten sonra nice ümitler var... Karanlığın ardında nice güneşler var... / Hz. Mevlana...”