Jordi Savall… Katalan asıllı İspanyol çellist, gambist ve şef. Barok müzik, antik müzik ve çağdaş müzik üzerine yaptığı çalışmalarla 'müzik filozofu' unvanını haklı olarak almış. 82 yaşındaki bu filozofu dünya gözü ile sahnede görmenin keyfini yaşadık Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde…
Eve döndüm ve heyecanla youtube'da 'Jordi-Dünyanın Bütün Sabahları' belgeselini izledim. 1970'lerde, Savall, Hespèrion XX adlı müzik topluluğunu kurmuş. Bu topluluk, barok ve erken müzik türlerinde yoğunlaşmış ve çeşitli müzik aletleri kullanarak farklı müzik kültürlerini bir araya getirmiş. 'Jordi, Dünyanın Bütün Sabahları' (Katalanca orijinal adıyla 'Jordi, cada matí és una història'), 2015 yapımı bir İspanyol belgesel.. Yönetmenliğini J. Evole'nin yaptığı film, Jordi Savall'ın hayatına odaklanmış. Onun müzik kariyeri, düşünceleri ve yaşamı hakkında bir portre çiziyor. Belgesel, Savall'ın müzikal işbirlikleri, konserleri ve kayıtları hakkında bilgi verirken, onun kültürel mirasa ve müzik tarihine olan tutkusunu da vurguluyor. Film, 2016 yılında Goya Ödülleri'nde 'En İyi Belgesel Film' dalında aday gösterilmiş.
Savall'ın 1991 yılında Alain Corneau'nun yönettiği 'Tous Les Matins du Monde' (Evet bu da Dünyanın Bütün Sabahları demek) adlı filmin müziklerini bestelemesi bütün dünyada tanınmasını sağlamış.
2008 yılında, Savall ve eşi Montserrat Figueras tarafından kurulan 'Hespèrion XXI' adlı müzik topluluğu, erken müzik tarzlarından bazılarını yeniden canlandırmak için çalışmalar yapıyor.
Çok değerli bir sanatçı olan Montserrat Figueras da (1948-2011) özellikle 16. ve 17. yüzyıl müzikleri üzerine uzmanlaşmıştı ve özellikle barok müzik ve Rönesans dönemi şarkılarına ilgi duyuyordu. Eşi Jordi Savall ile, Hespèrion XX ve Hespèrion XXI gibi müzik topluluklarında yer aldı ve Avrupa ve diğer bölgelerde konserler verdi. Ayrıca kendi müzik topluluğu La Capella Reial de Catalunya'yı da yönetti ve birçok müzik kaydı yaptı.
Tabii ki Jordi Savall'ın 'İstanbul- Dimitri Kandemir' adlı albümü de unutulmaz. Savall, İstanbul ve Osmanlı kültürü ile ilgili çalışmalar yapmış ve yapıyor. Bu albümde, 17. yüzyılda yaşamış müzikolog ve besteci Dimitri Cantemir'in Osmanlı müziği üzerine çalışmalarından esinlenerek hazırlanmış bir repertuvar yer alıyor. 'The Forgotten Kingdom' adlı albümünde de Osmanlı İmparatorluğu dönemi müziğine yer vermiş. Savall'un 'Hespèrion XXI' adlı grubunun repertuvarında da Osmanlı müziği eserleri yer almaktadır. Savall'un Osmanlı kültürüne ve müziğine olan ilgisi, pek çok eserinde kendisini gösteriyor.

Albümleri içinde Osmanlı, Arap-Endülüs, Sefarad ve Ermeni müziği arasındaki diyalogları yansıttığı 'Mare Nostrum- Bizim Deniz' in bendeki yeri bambaşka… Jordi Savall, 'Mare Nostrum - Mediterraneum' adlı konser programı ile Akdeniz coğrafyasının müzikal mirasını keşfetmeyi amaçlamış. Bu programı, Akdeniz'in tarihi, kültürü ve müziği üzerine bir yolculuk sunuyordu. Savall, 'Mare Nostrum' konser programı kapsamında, Akdeniz çevresinde yer alan ülkelerin müziklerini ve müzikal formlarını icra etti. Bu ülkeler arasında İspanya, İtalya, Yunanistan, Türkiye, Fas, Cezayir, Tunus, Lübnan, Suriye, İsrail ve Filistin gibi ülkeler yer alıyordu. Konser programında, Akdeniz coğrafyasının farklı kültürlerinin ve dinlerinin etkileşimlerinin yansımalarını müzikal olarak keşfetmek mümkün. Savall, 'Mare Nostrum' konser programında, Ortaçağ ve Rönesans dönemi müziklerinin yanı sıra, geleneksel ve halk müzikleri de seslendiriyordu.
Ah canlı izleyebilseydik dediğim konserlerden biridir bu. Neyse ki arşivlerde var.
İzmir'deki konserde ilk kez Theorbo isimli çalgıyı dinledik. 16. yüzyılın sonlarında İtalya'da ortaya çıkmış, çalınan telli bir çalgı imiş. Uzatılmış bir sap ve daha geniş bir perde kutusu özelliğine sahip olan çalgı… Xavier Diaz isimli sanatçı hem theorbo hem de barok gitar çaldı.
Müthiş bir konser geride kaldı…
İyi ki AASSM var kentimizde…