Bugün Pazar…

Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla...

Atatürk'ü bu köşede anma ve hatırlama günü...

Bir kez daha...

Az bilinen yaşanmış bir öyküyü paylaşalım...

Bunu yaparken de...

“Atatürk ve İslamiyet” kitabının yazarı Ali Kuzu’yu...

Saygıyla analım…

***

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşundan...

Birkaç yıl sonra...

Atatürk Cumhurbaşkanıdır ama...

Fikirleri her zaman olduğu gibi hiç değişmemiştir...

İslam düşmanı bir (*)şarkiyatçının...

Hz. Muhammed hakkında yazdığı bir kitabı tercüme eden bir yazar...

Eserini Atatürk’e takdim eder...

***

Kitap iki cihan (**)serverini, yakınlarının telkinleriyle hareket eden...

Sönük şahsiyetli bir derviş gibi göstermektedir... Atatürk kitabı inceledikten sonra tarihçi Prof. Dr. Şemsettin Günaltay’ı çağırtır ve kitap hakkında fikrini sorar... Günaltay’ın cevabı aynen şöyledir

“Ele alınacak bir şey değil, bir facia olur Paşam...”

Gazi Paşa, Günaltay’ın sözünü bitirmesini bile beklemeden...

Yerinden fırlar ve yanındaki Başvekil (Başbakan) İsmet Paşa’ya dönerek şöyle der:

“Bu paçavrayı toplatın ve tercüme yapanı de Devlet hizmetinde kullanmamak üzere hükümet kapısıdan uzaklaştırın!”

***

Bundan sonrasını Muhittin Nalbantoğlu’nun kaleminden izleyelim:

“Hz. Muhammed’i, bana cezbeye tutulmuş, sönük bir derviş gibi tanıttırmak gayretine kapılan bu cahil adamlar, O’nun yüksek şahsiyetini ve başarılarını asla kavrayamamışlardır... Hz. Muhammed, Uhud Harbi sonunda çevresindekilerin direnmelerini yenerek ve kendisinin yaralı olmasına bakmayarak galip düşmanı takibe kalkışmış olsaydı, bugün yeryüzünden Müslümanlık diye bir varlık görülemezdi...”

***

Bitiriyoruz bu hassas konuyu...

Bir kez daha...

Ulu Önder’in...

Özgün duygularını seslendirdiği geceye dikkat çekiyoruz...

Diyor ki, Atatürk:

“Din, bir vicdan meselesidir...

Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir...

Biz dine saygı gösteririz...

Düşünüş ve düşünceye muhalif (karşı) değiliz...

Biz sadece din işlerini...

Millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyoruz...

Kaste ve fiile dayanan (*)taassupkar hareketlerden sakınıyoruz...

Gericilere asla fırsat vermeyeceğiz...”

(*)Şarkiyatçı: “Doğu Bilimci”... / (**)Server: “Sunucu...” / (***)Taassupkar: Talep etmekten çekinmeyen, isteyen...

Nokta...

Sonsöz: “Bizim dinimiz, milletimize değersiz, miskin ve aşağı olmayı öğütlemez... Aksine Allah da, Peygamber de insanların ve milletlerin değer ve şerefini korumalarını emrediyor... / Gazi Mustafa Kemal Atatürk – 1923 – Ankara)