Kesin yargı kararları olmasına rağmen, AKP’li milletvekilleri ve İzmir Ticaret Odası Başkanı tarafından, Çeşme Projesi tekrar gündeme taşındı. CHP Parti sözcüsü bu kalkışmaya itiraz ettiği halde, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanının sessizliği dikkat çekici bir durum.
Aslında İzmir ve Çeşme Belediye yönetimlerinin sessiz kaldığı söylenemez. Bazıları açık, bazıları da kaçamak destek veriyorlar. Çünkü basına da sıkça yansıdığı gibi, otel ruhsatlı inşaatlara ticari imar hakkı çıkaran ve koyları rezidanslara açan kararlarda, aynen AKP ve Ticaret Odasının talepleri doğrultusunda davrandılar.
Mahkeme kararı ile tekrar yapılması mümkün olmayan Çeşme Projesi belli ki, sarayın ve beton sermayesinin ısrar edeceği bir proje. Belli ki, hukuksuz bulunan bu projede, bazı revizyonlar yaparak tekrar hayata geçirmeye çalışıyorlar. Yani daha önce defalarca denedikleri gibi, hile yoluyla hukuku devre dışı bırakmak istiyorlar.
Burada dikkat çekici boyut, “Yeni Çeşme Projesi” dedikleri hazırlıları, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Çeşme Belediye yönetimi ile paylaşmış olduklarının anlaşılması. Çeşme’deki yeni imar düzenlemelerinde AKP ile CHP uyumu dikkat çekici, çünkü bunlar imar komisyonlarında oybirliği ile geçiyor.
Çeşme Belediye Başkan Vekili Onur Saatli’nin sorulmadan yaptığı, “Çeşme’ye değer katacak bir projeye biz neden karşı çıkalım ki” açıklaması da, iktidar ile CHP’li yerel yönetimlerin ittifak içinde olduklarını gösteriyor.
Gazeteci arkadaşımız Fatih Yapar’ın edindiği bilgiye göre, “Yeni Çeşme Projesi”nde, konut sayısı azaltılacakmış. Onur Saatli’nin dile getirdiği, çevreye duyarlı tanımı bu bilgiye dayanıyor olsa gerek.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i, Arnavutköy mitingi konuşmasını dinledim dikkatlice. İyi bir konuşmaydı. Kanal İstanbul konusunda söyledikleri, zaten daha önce de Ekrem İmamoğlu’nun söylediklerini içeriyordu.
“Kanal İstanbul kamu yararı için değil, arsa rantı için yapılıyor.” Evet, aynen Çeşme Projesi gibi.“Kanal İstanbul gerçekleşirse, İstanbul’un nüfusu 2 milyon daha artacak.” Evet, Çeşme Projesi gerçekleşirse, zaten mevcut yazlık nüfusunu taşıyamayan Çeşme, bu proje ile felç olacak.
CHP, Kanal İstanbul Projesini, İstanbul’a ihanet projesi olarak görüyor. Aynı amaçla yapılmaya çalışılan Çeşme Projesi’ne, aynı partinin belediye yönetimleri adeta davet çıkarıyor. Önceki Belediye Başkanı Ekrem Oran, nasıl ki, “bu projeye karşı çıkmak vatan hainliğidir” dediyse, şimdiki Başkan vekili de, bazı rötuşlar yapılırsa, destekleriz mesajı ile İmamoğlu ile Özel’in sözlerini yan yana koyunca muazzam bir tutarsızlık ortaya çıkıyor.
Yaklaşık çeyrek yüzyıldır, inşaat ve imar rantına dayanan bu iktidardan kurtulmak için, bu konularda farklı bir tutum ve bakış açısına sahip olan bir alternatif olma konusunda CHP, gerekli samimiyeti göstermekten uzak görünüyor.
Kanal İstanbul konusunda, CHP, İmamoğlu sayesinde Saraya muhalefet ederken, İzmir’de ise İnciraltı’ndan Çeşme koylarının, inşaat baronlarının talepleri doğrultusunda ticari imara açmada, AKP ile ittifak halinde bir yönetim sürdürmektedir.
Hiç yabana atılmaması gereken bir örnek olay, hakkında 703 yıl hapis cezası istenen Aziz İhsan Aktaş’ın, uzun yıllardır AKP’li ve CHP’li belediyelerle aynı uyum içinde çalışmasıdır. Geçen gün CHP Malatya İl Kongresinde, Yazıhan Belediye Başkanı, Aziz İhsan Aktaş’ı, CHP’li belediyelere pazarlayan kişinin Veli Ağbaba olduğunu, salondaki konuşmasında dile getirdi.
Bazı okurlar, buna tepki gösterecektir biliyorum ama ben değil, CHP’li belediye başkanı bunu söyledi.
Çeşme için kaygılanmamızı da lütfen anlayın. Kamu yararı olmayan bu proje, “Çeşme’de telafisi imkansız zararlar verecektir” ifadesi de sadece bize ait değil. Bilirkişi raporu ve mahkeme kararı böyle diyor.