Bugünden iki gün önce...
Cumhurbaşkanı Erdoğan...
Kıbrıs Barış Harekatı’nın 51'inci yıldönümü nedeniyle...
Yavru Vatan’daydı...
Lefkoşa'dan dünyaya seslendi...
Şu sözleri dikkat çekiciydi:
“Rumlar kendini Ada'nın tek hakimi gibi göstermeye çalışsa da...
Artık Türk Devletleri Teşkilatı ile...
İslam İşbirliği Teşkilatı’nda temsil edilen bir KKTC var...”
Ve...
Sözlerinin devamını şöyle getirdi:
“Kimse kusura bakmasın...
Biz Kıbrıs Türk'ü kardeşlerimize yapılanları asla unutmayız...
İbret alarak, ders çıkararak ve...
Bir daha benzer acıların asla yaşanmaması için...
Ne yapılması gerekiyorsa biz de onu yaparız...”
***
Şimdi...
Daha da öncelere gidiyoruz...
Üstelik...
Kalbimize taş basarak...
Yani...
Her türlü acıya katlanarak...
Tam da...
“61 yıl öncesi”ni hatırlayacağız...
Takvimler...
“08 Ağustos 1964”ü gösteriyordu...
Günlerden Cumartesi’ydi...
O zamanlar…
Bugünkü gibi “Yavru Vatan” değildi o topraklar…
Açıkçası…
Kıbrıs'ta hava tatsızdı…
Soydaşlarımız yıllardır sürekli taciz ediliyordu…
Kimsenin rahatı yoktu…
...Ve, Türkiye…
Ada'nın üstünde uyarı uçuşları yapmaya karar verdi…
Türkler güneş battığında…
Kapıları kilitliyor; sokağa çıkmıyordu…
Zaten…
O vahşetten sekiz ay önce…
(24 Aralık 1963 gecesi…)
Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı'nda görev yapan…
Tabip Binbaşı Nihat İlhan'ın eşi ve üç yavrusu…
Rumlar tarafından…
Küvette kurşuna dizilerek öldürülmüş…
Türkiye yasa boğulmuştu…
O günden itibaren…
Türk Ordusu teyakkuza geçmişti…
Bu huzursuzluk böyle devam edemezdi…
***

Takvimler, “5 Ağustos 1964”ü gösterirken…
Rumlar…
Erenköy ve Mansur bölgelerine…
Denizden hücumbotları, karadan ise tanklarla saldırdılar…
Türk kasabaları ile sahildeki balıkçı teknelerini…
Kurşun yağmuruna tuttular…
Ada'daki Birleşmiş Milletler Barış Gücü ise…
Gık'ını çıkarmıyordu…
Tacizler artınca…
Türkiye'den havalanan dört jetimizin…
Kıbrıs semalarında uyarı uçuşu yapmasına karar verildi…
Ni'tekim…
Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel…
8 Ağustos 1964'te…
Eskişehir'den Kıbrıs'a, “dörtlü kol komutanı” olarak gönderildi…
***
Kahraman Yüzbaşı Cengiz Topel…
“F100” jeti ile…
İkinci dalışına hazırlanırken yerden isabet alınca…
Paraşütle atlamak zorunda kalan kaldı…
Yüzbaşı Topel…
Peristeronori isimli Rum köyü yakınlarında bir asfalt yola indi…
Ne var ki…
Olay yerinde üç Rum askeri tarafından esir alındı…
Gencecik Yüzbaşı…
Başına gelecekleri biliyordu…
Tek kelime konuşmadı…
Kıbrıs Rumları…
O kahramanın…
Onuruyla, şerefiyle ölmesine bile izin vermediler…
İnsanlık dışı uygulamalarla…
İnanılmaz acılar çektirerek hayatını söndürdüler…
Oysa…
Yüzbaşı Cengiz Topel…
Tek karış Kıbrıs toprağını bile bombalamamıştı…
Sadece…
“Caydırma uçuşu yaparken isabet almıştı…”
O kimsenin hayatını söndürmemişti ama…
Kıbrıslı Rumlar…
O kahraman yüzbaşının hayatını “parça parça” aldılar…
Uluslararası Savaş Hukuku resmen hiçe sayıldı…
O günleri yaşayanların anılarına bakarsanız…
Henüz 29 yaşında olan Pilot Cengiz Topel…
Uluslararası Savaş Hukuku'nun…
Esirleri kapsayan maddelerine aykırı olarak yapılan işkenceler sonucu…
Şehit edilmişti…
***
Burası önemli…
Rumlar'ın işkenceyle şehit ettiği Yüzbaşı Topel'in naşını…
Türk doktor Zihni Uzman teslim aldı…
Söyledikleri…
Devletimiz'in arşivlerinde…
Dr. Zihni Uzman'ın şu sözleri…
İnsanı, insanlığından utandıracak kadar korkunç:
“Cengiz Topel'in insanlık dışı işkencelere maruz kalmış cenazesini teslim aldım... Gördüklerim karşısında günlerce ağladım… Vücudunun bütün organlarında işkence izleri vardı… Yara, kırık ve eziklerle doluydu her yanı... Pilotumuza, insanlık dışı işkenceler uygulanmıştı... Bu insanlık dışı işkence izleri halen gözlerimin önündedir… Bu olay, Kıbrıs Türkleri'nin arasında infiale sebep olmuştu…”
***
Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel'in naşı…
Kıbrıs, Adana, Ankara ve İstanbul'daki törenlerin ardından…
“14 Ağustos 1964”te…
Edirnekapı'daki Sakızağacı Hava Şehitliği'nde toprağa verildi...
102 yaşındaki...
Cumhuriyet tarihinin ilk hava harp şehidi…
“Kahramanlığıyla anılan Cengiz Topel”in adı…
Bugün Türkiye'nin çeşitli il ve ilçelerinde…
Yüzlerce park, cadde ve sokakta yaşatılıyor...
Ayrıca…
KKTC'de adına anıt dikilen ve müze açılan Cengiz Topel'in adı…
Bir köye ve hastaneye de verildi…
***
Okuduğunuz satırlar ulusal bir kahramanın acı sonudur…
Onurunu… Şerefini… Ahlakını… Vatanını…
Koruyarak…
Korkunç işkencelerle ölüme giderken “gık”ı çıkmayan…
Yüzbaşı Cengiz Topel'ın...
Yürekleri dağlayan şehadet öyküsüdür…
Tarihe mal olmuştur ve…
Asla unutulmayacaktır!
(Değerli okuyucularımız; o işkence türlerini yazamıyorum... Elim gitmiyor; kalbim el vermiyor... O kadar korkunç ki... Filmlerde bile böyle vahşet yoktur; emin olun... )
Nokta...
Hamiş: “Türk ordusu, 50 yıl önce mücahit kardeşlerimizle beraber başlattığı harekatla Ada'ya barış, istikrar, demokrasi ve huzur getirdi… Bu vesileyle (20 Temmuz 1974), Kıbrıs Türkü'nün yalnız olmadığını tüm dünyaya gösterdi... Bu tarih aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının eşit siyasi statüsünün ve egemenlik haklarının da sembolüdür…
Sonsöz: Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2015 Nisan'ında, “Türkiye'yle ana vatan-yavru vatan ilişkisi bitmeli” diyen Kuzey Kıbrıs'ın o günkü dördüncü Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı için, (Ağzından çıkanı kulağı duymalı) demişti…