HABERLER>YEREL YÖNETİMLER
3 Nisan 2017 Pazartesi - 22:31

Kocaoğlu'ndan referandum mesajları: Kılıçdaroğlu'nun geliş tarihini de açıkladı

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu 16 Nisan’daki tarihi referandum, kararsızların durumu, parlamentonun yapısı, kentin gündeminde olan projelere ilişkin önemli mesajlar verdi. Kocaoğlu ayrıca CHP Lideri’nin İzmir programının tarihini açıkladı.

Kocaoğlu ndan referandum mesajları: Kılıçdaroğlu nun geliş tarihini de açıkladı

EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Ege TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Karabel’in yönettiği Yüz Yüze programının konuğu oldu.

Anayasa değişikliğinin 16 Nisan’daki tarihi referandumuna ilişkin önemli mesajlar veren Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu kent gündemi hakkında da çarpıcı açıklamalarda bulundu.

AYKIRI ÇIKIŞLARIM OLABİLİYOR
Neden hayır dediğini açıklayan Başkan Kocaoğlu, “Siyasi kimliğimiz zaten yaşam felsefemizle örtüştüğü için CHP içinde siyaset yapıyoruz. Ayrıca inanmadığım konularda zaman zaman aykırı çıkışlarım olabiliyor. Doğruyu aramak ve doğruda durmak gibi bir anlayışım var.  İnsan olup da yanlış duvara çarpmayan insan mı vardır? Büyük hata yapmamak için özen göstermek ve yaptıysanız telafi etmek bir erdemdir” dedi.

GAZİ MECLİSİ VURGUSU!
Başkan Kocaoğlu milli mücadele döneminden örnekler verdiği konuşmasında, “Referandum süreci bir Türk tipi başkanlık ya da cumhurbaşkanlığı modeli olarak topluma sunuluyor. Birçok boyutu var. Kendime göre bir değerlendirme yapıp ona göre hayır için çalışacağımı ifade ediyorum. 18 maddenin tamamını okudum. En çok takıldığım konu bir ülkenin konumunu, yakın coğrafya durumunu değerlendiriyorum. Bir ulu önderimizin dış politika ilkelerini değerlendiriyorum bir de son anda geldiğimiz süreci değerlendiriyorum ve ona göre değerlendirme yapıyorum.  Neden 2 yıl önce yapıldığını bilemiyorum. Sayın cumhurbaşkanı ve AK Parti önlüğünde Sayın Devlet Bahçeli’nin tetiklemesiyle bu sürece girildi. Bu referandumu planlayanlar neden olduğunu bilir. Konjonktür olarak bu süreç uygun ise ondan dolayı verilmiştir. Alışma süreci de olabilir. Zaten fiilen bir başkanlık durumu söz konusu olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçek. Türkiye büyük Osmanlı İmparatorluğu’nun gerileme ve dağılması sürecinden sonra Anadolu’da Ulu Önderimizin önderliğinde kuruldu. Meclisle beraber kuruldu. Birinci meclis Kurtuluş Savaşını yöneten merci. Bu yüzden gazi meclisi. Tüm kararlar orada alınıyor. Atatürk’e her 3 ay süreyle başkomutanlık yoğun tartışmalar yaşanarak veriliyor” açıklamasını yaptı.



BİZ NİYE BÖYLE BİR ŞEYE KALKTIK?
Dış politikaya değinen Kocaoğlu, geçmişte yaşanan Körfez Savaşları üzerinden Suriye politikasına eleştirilerde bulundu. Kocaoğlu, “Balkanlar, Kafkaslar Ortadoğu… Daha uzağa gitmeyelim. Balkanlar her zaman karışık bir coğrafyadır. Yugoslavya 18 milyon nüfusluydu bir dağıldı 8 devlet çıktı. Bizim batı komşularımız, yakın coğrafyamız, Osmanlı döneminde yakın ilişkide olduğumuz coğrafyanın durumu bu. Kafkasları aldığımızda çok etnik köken, inanç, ırk ve dağınık bir coğrafya vardı. Hiçbir zaman problem durmuyor. Dönüyoruz Ortadoğu’ya doğal kaynaklarından dolayı uluslararası güçlerin oyun kurduğu bir cazip coğrafya…  Ulu Önderimizin 7 düvelle mücadele edip cumhuriyeti kurduğunda sadece söylem olarak değil bilinçli ve yakın coğrafyayı çok iyi tanıdığı için ‘Yurtta barış dünyada barış’ ilkesini belirlemesi bir sonuçtur.  Bu coğrafyada bağımsız ve ilelebet yaşayacaksak ne kimsenin bir karış toprağında gözümüz olacak ne de bir karış toprak vereceğiz. Ancak bu ilkelerle bu coğrafyada var olabiliriz. Askeri ve siyasi başarıdan sonra ülkenin kalkınması için ekonomik yaklaşımlarla taçlandırmayı görüyor.  Bu koyduğu ilke 90 yıl devam etti. Suriye krizine kadar… Ortadoğu’ya müdahale girişimleri olmadı mı? Oldu. Ama ülke bu badireleri sağduyuyla politikacılarının duruşuyla aştı. Bir tanesi birinci Körfez Savaşı… Türkiye müdahil olmak istedi o zaman istifa edenler oldu. Orada Ortadoğu bataklığından kurtulduk. Geldik şimdiki 21 Mart tezkeresine… AKP tek başına tezkereyi geçirebiliyor fakat 99 tane arkadaş İkinci Körfez savaşına girmeyelim diye ret oyu verdi. Orada da bataklığa girmekten kurtuluyoruz. Süreçte ne birinci ne ikinci körfez savaşlarında Türkiye’ye çok büyük zarar vermeden insani yardımlarla geçiştirebileceğimiz süreç yaşadık. Tampon bölgeler kuruluyor. Irak’tan kaçanlar BM tarafından oralarda barındırılıyor. Türkiye’ye olay sıçramadan süreci atlatıyoruz. Sonra bir başbakanımız Şam’da Cuma namazı kılmak söylemiyle yola çıkıyor ve Suriye iç savaşında Türkiye Cumhuriyeti hükümeti aktif rol oynamaya kalkıyor, ne olursa ondan sonra oluyor. Tampon bölge kurulamıyor. Sayısı 3 ile 4 milyon arasında olan Suriyeli mültecilerin can güvenliği ve geçim problemlerinin o tampon bölgede kalması ve bizim de insani yardım yapmamız, körfez savaşlarında olduğu gibi Suriye’de iç barış sağlanana kadar geçiştirilmeye çalışılması doğru politikaydı. Müdahale etmeye kalktığınızda bir bakıyorsunuz Suriye’de sadece Türk askeri var. Karşımızda savaştığımız çok kısa zamanda kurulmuş ve dünyanın bütün hastalıklı insanlarının oluşturduğu IŞİD ya da DEAŞ terör örgütüyle Mehmetçiğimiz karşı karşıya geliyor. 71 şehit veriyoruz resmi rakamlara göre… İçeride de 4 milyon mülteci ile karşı karşıya kalıyoruz. Suriye politikasının bize getirdiği sonuç var. Amerika, Rusya PKK uzantısı YPG’yi destekliyorlar. Açık açık YPG’den vazgeçemeyiz diyorlar. Oraya girdiğimizle kaldık, 3 buçuk Suriyeliyi baktığımızla kaldık. 71 vatan evladını hastalıklı insanlarla mücadelede kaybettik. Biz şehitliğin ne kadar yüce bir değer olduğunu bilir ve ülkemizi korumanın ne demek olduğunu biliriz. Biz şu an ülkemizi korumuyoruz. Nasıl girdiğimizi ve nasıl çıkacağımızı bilmediğimiz bir durumdayız. Manzara bu iken ve bu saydığım konuları biz yaşamış iken sönmüş bir PKK’dan sonra karşımıza IŞİD, YPG çıktı. Bir tanesiyle uğraşırken adını bilmediğimiz örgütlerle karşı karşıya kaldık. Ülkemizde bombalı eylemlerle insanlarımızı katletmeye başladılar. Bu kadar zor bir coğrafyada, ekonomik, siyasi gücümüzü arttırmamızı istemedikleri bir coğrafyada biz niye böyle bir şeye kalktık?” diye konuştu.

MUTLAKA GÜÇLER AYRILIĞININ OLMASI GEREKİR
“Başkanlık sistemi cumhurbaşkanlığı sistemi olsun, parlamenter sistem olsun, dünyada eğer demokrasi olacaksa mutlaka güçler ayrılığının olması gerekir” diyerek konuşmasına devam eden Kocaoğlu, “Bizim tarihimizden gelen bir devlet anlayışımız var. Biz her zaman devletle hükümeti ayırmışızdır. Devlete farklı siyasilere farklı bakarız. Bu sistemde hem devlet hem parlamento hem yargı zedelendi hem ordu zayıfladı. Böyle bir şeye kalkışmamızın son derece zamansız olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden de hayır diyorum. Bir kişiyi ikna etmek bir parlamentoyu ikna etmekten çok daha kolaydı. İnsanız hepimiz hata yapabiliriz. Bir ülkenin kaderi şahıs kim olursa olsun bir kişiye bırakılmamalıdır. Bizim ordumuz Balyoz, Ergenekon, Casusluk davalarıyla zayıflatılmadı mı? Ardından o uğursuz darbeyle zayıflatılmadı mı? Bizim ordumuzun acilen güçlenmesi gerekiyor. Adaletimiz de zayıflatıldı. Hakimlerin, savcıların durumunu gördük.  Bunları güçlendirmemiz gerekirken, birlik olmamız gerekirken niye bu işe kalktık? Ekonomi moral değerlerle ayakta durur” dedi. 

ÖNÜMÜZÜ GÖREMİYORUZ / HERKESİN ŞAPKASINI ÖNÜNE KOYMASI LAZIM
Kocaoğlu son yıllarda atlatılan seçimlerden örnekler verirken dinginlik ve sakinlik çağrısında bulundu. Kocaoğlu, “2014 yılında bir yerel seçimi, bir Cumhurbaşkanlığı seçimi geçirdik. 2015 yılında 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerini geçirdik. 2016 yılının ilk 6 ayında başbakanlık krizi sonraki yarısında FETÖ ve uğursuz darbe girişimiyle geçti. Geldik 3 buçuk yıla… Referandumla geçiriyoruz. İkinci 6 ayını neyle geçireceğiz bilmiyoruz. Önümüzü göremiyoruz.  3 buçuk senedir sadece siyasetle uğraşıyoruz. Bir ülke 3 buçuk sene sadece siyasetle uğraşamaz. Ülkeyi kalkındırması gerekmektedir. Ekonomiye baktığımızda artık ülkelerin birbiriyle dayanışma içinde olması ve sırat köprüsünde ekonomisini yönetip, o köprü üstünde kar etmek durumundadır. Haberleşme, iletişim bu noktaya getirmiştir. Ekonominin hassas dengelerini merkezi hükümetin an be an yaşaması gerekmektedir. Türkiye’nin büyüme hızı 2.9… İngiltere, Fransa, Almanya ile kıyaslarsanız büyük Çin, Hindistan, Güney Kore’yle kıyaslarsanız küçük. Biz Almanya değiliz. Fert başına düşen milli gelirimiz belli, onların belli. Nüfusları yüzde bir büyüyor. Biz de nüfus artışıyla beraber baktığımızda 2.9 büyüme hızı karşılanmayacak bir realitedir. Büyüme, enflasyon zaman zaman birlikte değerlendirilebilir, zaman zaman ayrı değerlendirmek gerekir. Döviz kurlarındaki artışın pazara yansımasından kaynaklanmaktadır. Biz şu anda geriye dönüşü olan borcu ve faizini çıkartabileceğimiz konularda kredi alıp yatırım yapıyoruz. Burada şu anda kullanmamız gereken kredilerde faiz oranlarında ciddi büyüme var. Bu ülkenin ekonomik durumuyla ilgili. Biz de o yüzden biraz beklemeyi ve soğutmayı umuyoruz.  Ülkede referandum sonucundan ne çıkarsa çıksın hepimizin oturup arkasına yaslanıp şapkasını önüne koyup bir hesap yapması gerekir. Bizim dinginliğe, sakinliğe, uzlaşmaya ihtiyacımız var” açıklamasını yaptı.

80 KÖYE GİTMİŞİMDİR, 3 KEZ REFERANDUM KONUŞMADIM!
Kırsalda yaptığı köy gezileri hakkında konuşan Kocaoğlu, “Referandumdan bir iki yerde bahsettim. Kesinlikle referandumla ilgili konuya kendiliğimden girmiyorum. ‘Bunları bırak evet ve hayır konusunda ne söylüyorsun?’ dediklerinde çok kısa düşüncemi söylüyorum. Ama referandum için gezmiyorum. Bunları benimle gezen insanlardan, gezdiğim yerlerden teyit edebilirsiniz. Ben devamlı geziyorum. Yeni bağlanan 9 ilçede hizmet açısından ulaşmamız mümkün değil. Biz ne yaptık? Bir Bayındır’da mükemmel bir şantiye kurduk, bir de Bergama’da mükemmel bir şantiye kurduk. O bölgelere hizmet edip vatandaşın birikmiş sorunlarını önümüzdeki yaz toparlamayı hedefledik. Muhtarlarımızdan ihtiyaçlarını aldık. Şu an asfalt ve saha çalışmalarına baharın gelmesiyle ağırlık vereceğiz. Bunları paylaşmak, sohbet etmek muhtarımız şunları talep etmiş sizin başka talebiniz var mı diyoruz. Bazen elektriği karıştırıyorlar onu bize sormayın diyoruz.  Gezilerimizde referandumdan su tutmadım. Çünkü referandum konuşmadım. Son 15 gün içinde yaklaşık 70-80 köye gitmişimdir. 3 defa referandum konuşmadım. O da ısrar üzerine… Biz kırsala gittiğimiz zaman bize oy veren de vermeyen de geliyor ama sonuca bir şey söyleyemem. Duyuyoruz ‘hayır’ın açık ara önde olduğunu… Ben söylemiyorum, uzmanlar söylüyorlar. Daha çok çıkarsa daha fazla memnun oluruz” dedi.



GENEL BAŞKAN KILIÇDAROĞLU’NUN İZMİR’E GELECEĞİ TARİHİ SÖYLEDİ
Genel başkanlar ve bakanların İzmir programlarına değinen Kocaoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da kente geleceği tarihi açıkladı. Kocaoğlu, “Bakanlar tabi ki gelecek. Burası Türkiye’nin en büyük üçüncü şehri. Liderimiz de geldi. 13’ünde sanıyorum aksilik olmazsa Sayın Kılıçdaroğlu gelecek” diye konuştu.  

VATANDAŞ BİZE HER ŞEYİ SÖYLER, HAKLIDIR!
Vatandaşlarla arasındaki ilişkiden bahseden Kocaoğlu, “Vatandaşımızın bir devlet bürokrasisinden birisine bakışı farklı bir belediye başkanına bakışı, davranışı, konuşması üslubu farklıdır. Kıyaslanamaz. Bize her türlü şeyi söyler ve ister. Farklıdır. Ben de emeği var. Siyasetçiye oy vermiş tercih etmiş. Seni ben seçtim, sana söylerim, sorgularım diyor. Haklı. Demokrasi bunu gerektirir” dedi.

BAŞKANLIK SİSTEMİNE KARŞIYIM DEMEDİM!  
Parlamentonun, kurumların oturmasının gerekliliğini vurgulayan Kocaoğlu, “Belirli bir tutarlık içinde bir sistem kurulacaksa olur. Ben başkanlık sistemine karşıyım diye bir laf hiçbir zaman etmedim. Yeter ki koşulları sağlansın. Ama bu coğrafyada bizim başkanlık sistemine geçmemiz için daha çok mesafe kat etmemiz lazım. Burası bir İskandinav ülkesi değil” diye konuştu.  

GENÇ OYLARA BİR HAMLE
18 yaşındaki gençlerin milletvekili seçilecek olmasıyla ilgili açıklama yapan Kocaoğlu, “18 yaşında milletvekili olacak demek, her parti 18 yaşında bir delikanlıyı parlamentoya sokacaktan ileri gitmeyen bir şeydir. 18 yaşında kendini geliştirmişse rüştünü ispat etmişse, madem sorgulanabiliyor, hüküm giyebiliyor, yargılanıyor, seçiyorsa o zaman seçilme hakkının da olması düşüncesinden hareket ediliyor. Bence genç oylara bir hamle gibi geliyor. Daha cazip çekmek için bir strateji olabilir. Bedelli askerlik çıktı zaten. Bedelli askerlik yok mu? Ne kadarsa onu veren zaten askere gitmiyor” dedi.  

AKP’NİN VERDİĞİ EN ÖNEMLİ KARAR 1 MART TEZKERESİDİR!
Kocaoğlu, “Yeni anayasayı anlatmak zor… Çok zor! Fesih yok diyorlar. Parlamentoyu seçime götürüyor… Parlamentoyu feshetmek AKP tarafından sonsuz kapatılıyor şeklinde algılanıyor. Burada fesihten kasıt parlamentonun askıya alınması sonsuza kadar kapatılması değil. Seçilmiş cumhurbaşkanının parlamentoyu istediği an seçime götürme iradesiyle ‘seçime götürüyorum’ dediği zaman parlamentonun görevi bitmiş oluyor.  Bu yetkiyi alan kişi süreci mutlaka takip edecektir. Bu bir yetkidir. Konjonktür lehinizeyse kullanırsınız değilse kullanmazsınız. Bu ne demek? Ben bunu belirleyeceğim demek. Önümüzdeki 5 yıl içinde hangi süreç uygunsa ona göre, bir daha kazanmak üzere parlamentonun seçime götürülmesi iradesini uhdemde bulunduruyorum ve kullanacağım demektir. Allah herkese uzun ömür versin. Hiç kimseyi kast etmiyorum. Parlamentonun istediği zaman feshedilmesi parlamentonun güçsüzlüğünü gösteriyor. Biz parlamento güçlü olsun diyoruz. 15 yıldır AKP iktidarda… Cumhurbaşkanının geçiremediği bir tek konu var. 1 Mart tezkeresi... O da ülkenin geleceği ve savaşla ilgili. AKP’nin verdiği en önemli kararlardan bir tanesi 1 Mart tezkeresidir. Yollar, köprüler yapılan işleri kimse inkar etmiyor. Tüm emeği geçenlerden Allah razı olsunç. Bütçeyi yönetiyorsunuz kendi stratejinize göre yatırım yapıyorsunuz. Bu gayet doğal. Ama ülkenin Ortadoğu bataklığına girmesine lideri istemesine rağmen 99 milletvekili hayır diyor. En önemli karardır. Bir o karar sayın Cumhurbaşkanının başbakanken de parlamentodan geçirmediği karardır” diye konuştu.  

KARARINI SÖYLEMEK İSTEMEYENLER DAHA FAZLA!
Kararsızların durumuna ilişkin konuşan Kocaoğlu, “Söylemek istemeyen bir grup var. Gerçekten kafası karışık bir grup var. Bence söylemek istemeyen daha yüksek. Böyle bir beyandan kaçış var” dedi.

SADECE BİR MADDEDE 56 DEĞİŞİKLİK VAR!
Kocaoğlu, “Getirilmek istenen sistem alelacele hazırlanmış bir sistem. Anayasa ortak mutabakattır. Adalet ve Kalkınma Partililer çok iyi biliyor ama anlatmak siyaseten işlerine gelmiyor olabilir. Neyini anlatacak? Verilen yetkiler… 18 Madde diyorsunuz sadece bir maddede 56 değişiklik yapılıyor. Bu bir sıkıntı. Mutabakatla yapılması lazım. Bu süreç niye böyle oldu? Sonuç ne çıkarsa çıksın oturup soğutmamız lazım” diye konuştu.

İZMİR TÜRKİYE GENELİNİ BİR PUAN YUKARI ÇEKER
Sonuca dair öngörüsünü paylaşan Kocaoğlu, “Referandumun iptal edileceğini düşünmüyorum. Oran söyleyemem. Ben bir tarafım ve bilmediğiniz bir şeyi söylemenin mantığı yok. Hayır çıkmasının ülkenin hayrına olacağını düşünüyorum. Kuvvetle muhtemel inanıyorum. Gençler en az bizim kadar konuya vakıf ve çok da iyi izliyor ve değerlendiriyorlar. Gençler de hayır cephesinin daha ağırlıklı olduğuna inanıyorum. İzmir Türkiye genelini bir puan yukarı çeker. 0.9 olur 1.1 olur ama yukarı çeker” açıklamasını yaptı.

İÇME SUYUNUN FİYAT POLİTİKASINI ANLATTI
Kentte satışı yapılacak içilebilir su için konuşan Kocaoğlu, “Fiyatı 5 lira ile 7 lira arasında olacak. Taban ve tavan fiyat budur. Bornova’daki fabrikadan uzaklaştıkça belirlenecek. Bornova’da 5 lira olacak. Pazarda böyle bir tolerans tanıdık. Bademli’den suyu devraldık İZSU bayilerine satıyoruz. Uzaklıklara göre fiyat belirliyoruz. Sağlık Bakanlığı açıkta su satılmasını haklı olarak engelledi. Destekliyorum. Bu sefer ne yaptık? Biz su büfelerimizi, su dolum tesislerimizi kapatmak zorunda kaldık. 2 senedir de vatandaş mağdur olmasın diye uzatmaya çalıştık. Su fabrikasını kurduk, kar amaçlamıyoruz. Bunun bir maliyeti var. Bayilik teşkilatının maliyeti var. Ona göre bir fiyat belirledik. 19 litrelik sular 9-11 lira arasında satılıyor. 4 lira civarında daha aşağıdan giriyoruz. Yüzde 70 civarında daha ucuz girdiğimizi gösteriyor. Hortumla doldurulan yere baktığınızda pahalıyız ama pazara baktığınızda ucuzuz. Şebekeye verdiğimiz su son derece garantilidir. Sağlığa zararı olmayan içilebilir su veriyoruz. Çeşmeden akan suyumuz rahatlıkla içilebilir” dedi.  

İZMİR EFES OLMAYACAKTIR!
Körfezde denize girilmesi konusunda konuşan Kocaoğlu, “Biz 8-9 senedir bu işle uğraşıyoruz. Çok önemli aşamalar kaydettik. ÇED raporu tamamlandı. Askıda. Akşama sabaha inecek. DEÜ deniz bilimleriyle çıkan malzemenin depolanacağı adanın yerini belirliyoruz. İki ada olacak. Sonra hızlı bir şekilde hem bizim aldığımız iş makinalarıyla hem de müteahhit hizmetleriyle önce bir kanalı açacağız. Bu sürekli devam edecek bir iş. 30 metre genişliğinde 3 metre derinliğinde bir kanal açtınız. Büyüte büyüte gideceksiniz. Bunun bir seferde olması mümkün değil. Bu çalışmayı sürdürmemiz gerekiyor. Zaman alacaktır. Ama İzmir Efes olmayacaktır. Yok olmayacaktır. Efes limanı dolduktan sonra antik kent olmuş ve yok olmuştur. İzmir mutlaka körfezini temizlemek ve hayatiyetini geliştirmek zorundadır. Bu kentin en büyük zenginliği körfezidir” ifadelerini kullandı.

 
Otizmli çocuklar Ödemiş'te 'farkındalık' için yürüdü
 
Kılıçdaroğlu'nun o sözlerine sert tepki
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Başkan Pekdaş: Özel İdare hile yapmıştır!
Mecliste denetim komisyonu raporu okunduğu sırada yöneltilen eleştirilere ...
Başkan Kocaoğlu ile gündem: 16 Nisan tahminini açıkladı!
Kocaoğlu, “Ne yaptığımı çok iyi biliyorum… Hayır çıkması için de elimden ...
Yeni Rektör'den Başkan Bakıcı’ya ziyaret
Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Kasman, Selçuk Belediye ...
 
Başkan Doğruer'den öğrencilerle buluşma
Kınık Belediye Başkanı Sadık Doğruer'in bir süre önce başlattığı lise ...
AK Partili Kalkan 2 ilçede yeni sistemi anlattı
AK Parti İzmir Milletvekili referandum çalışmalarına Seferihisar ve Selçuk’ta devam etti.
Buca'da neşe dolu hafta sonu: Ot şenliği
Buca hafta sonunda neşeli mi neşeli bir şenliğe ev sahipliği yaptı. Buca ...
 
Pınarbaşı'nda 'Pınar Kafe' şöleni
Son üç yılda Kızlar Kahvesi, Down Kafe, Engelsiz Kafe, Diyet Kafe ve geçtiğimiz ...
Başkan Pekdaş'tan Kadifekalelilere müjde
İzmir’in tarihi semtlerinden Kadifekale’de yaşayan Tan Ailesi’nin evine ...
Yüzülebilir Körfez yolunda bir önemi adım daha
Büyükşehir Belediyesi, tarama işlemlerinde kullanılacak yeni gemi, boru ...
 
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'İzmirlilik nedir?'
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Türkçem benim
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
10 Yönetmen Ve Türk Sineması
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
'Atatürk' adını kim yakıştırdı?
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe büyüledi!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Taşlar yerinden oynuyor
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Üç koltuk, iki makam...
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva