Birkaç haftadır bu köşede bir dizi olarak paylaştığım “Kadınlar Liderlik Konumlarında Neden Azınlıktalar?” konusuna bu hafta gezdiğim ve size de önerdiğim bir sergi nedeniyle ara veriyorum, haftaya devam edeceğim. Dün gezdiğim ve hayran kaldığım Cumhuriyet tarihimizin önemli simgelerinden Şapka Devrimi’nin 100. yılına ithafen hazırlanan bu özel sergi, sanata değer veren İzmir Bon Vivant Cafe’de Pazar hariç her gün 10:00-19:00 arası, 20 Mayıs 2025’e kadar ve girişi ücretsiz…
Sergi izleyicileri zamansız bir zarafetin izini sürmeye davet ediyor, mutlaka gezilmesi gereken bir araştırma, bir çalışma. Fotoğraf sanatçısı Selim Bonfil’in küratörlüğünü üstlendiği sergi; araştırmacı yazar Sarit Bonfil, moda tasarım uzmanı Dilek Himam’ın katkılarıyla ve kadın şapka tedarikiyle uğraşan, davet şapkaları koleksiyonu sahibi Beki Şikar’ın fikir önderliğiylebir dörtlü ekip olarak hazırlanmış. 1940’lar ve 1950’lerden nadide örneklerle zenginleştirilen koleksiyon, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e kadın yaşamında şapkanın sosyokültürel izlerini çok katmanlı bir yaklaşımla sunmuş…
Şapka Devrimine Bir Saygı Duruşu Niteliğinde
Küratör Selim Bonfil “Mustafa Kemal Atatürk’ün genç Cumhuriyet Türkiye’sinde gerçekleştirdiği en köklü çağdaşlaşma hamlelerinden biri olan 1925 Şapka Devriminin üzerinden tam 100 yıl geçti” diyerek başladığı sözlerine “Şapka Devrimi’nin 100. Yılında izleyicisiyle buluşan “İzmir’de Kadın Şapka Kültürü” sergisi, Türk kadınının bireysel ve toplumsal hayatta hak ettiği konuma ulaşmasında önemli bir dönüm noktası olan bu devrime bir saygı duruşu niteliği taşıyor” diye ekliyor.
Sarit Bonfil ise kent belleğinde kadın şapkasının öyküsü hakkında “İzmir tarih boyunca modanın ve zarafetin önemli merkezlerinden biri oldu” diyor. “İzmir’in özgün kadın şapka kültürü, yalnızca bir moda unsuru değil, aynı zamanda toplumsal değişimlerin, bireysel öykülerin ve estetik anlayışının bir yansımasıdır. Bu çalışma her şeyden önce bir yaşanmışlıklar sergisi olarak adlandırılabilir” diye ekliyor.
Bir Toplumun Motivasyonla Psikolojik Değişime Uğraması
Sarit Bonfil beni babaannemin bana anlattığı bir öyküsüne götürüyor: Osmanlı’da doğmuş, Osmanlı’da eğitim almış, meslek sahibi, öğretmen babaannem ve Osmanlı’nın 347 doktorundan biri olan savaş doktoru baba dedemin bireysel öyküsünü anlatıyor burada adeta. Benim çok çağdaş ve modern bildiğim, öyle bir babaanne ile büyüdüğüm babaannem anlatmıştı; Atamızın Kıyafet Devrimi’nden sonra dedem babaannemin kendisine bir palto diktirmesini ve bir şapka almasını, çarşaf yerine onları giymesini, halka örnek olmasını söylüyor.
Palto dikiliyor, şapka alınıyor ve dedemin isteğiyle çarşıda dolaşmaya çıkıyorlar ki halk babaannemi görsün ve takip etsin. “Çok utanmıştım” diye anlatmıştı babaannem. İşte, bir toplumun bir lider, yani Atamız sayesinde nasıl psikolojik bir değişimden, nasıl bir motivasyonla geçtiğini anlatıyor bu bireysel öykü ve nasıl bir ekip çalışması ki eğitimli kişiler Atamızın devrimlerini halka taşıyor.
Erkeklerin Kadına Desteğinin Önemi
Babaannem, dedem, göçmüş, gitmiş, bu olayın fotoğrafı elimde olmasa da öyküsü kalmış bana... Bu toplumsal değişime yalnızca kadınların değil, erkeklerin de istekli olduğunu, dedem gibi erkeklerin de kadınları yüreklendirmesiyle ülkemizin çağdaşlaştığını göstermesi açısından unutulmaması gereken bir örnek. Erkek evde karısını baskılarsa toplum ilerleyemiyor, tersine erkek kadına destek olup, ona kapıları açarsa toplum da ilerliyor...
Dilek Himam “Ülkemizde Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde 1925 yılında gerçekleşen Şapka Devrimi, kadınların ve erkeklerin, kentlerin, mutfakların ve sokakların görünümlerini yeniden biçimlendirirken şapkalar da toplumsal değişimlerin bir göstergesi olmuştur” diyor. “Erkeklerin kullandığı Osmanlı feslerinden, kadınların kullandığı peçe ve yaşmaklardan öteye, rafine ve zarif bir estetik de yaratılmıştır” diye ekliyor.
Her Şey Bir Hayalle Başlar
Beki Şikar’ın çocukluk hayalinden şapka tutkusuna uzanan yolda Beki bu serginin açılmasına önayak oluyor.“Yaşam yolculuğumuzda istediğimiz şeyleri yapabilmek için önce hayalini kurmanın sonra da o hayalin peşinden gitmenin ve iç sesimize kulak vermenin önemli olduğunu” söylüyor.
Osmanlı’nın son dönemindeki başlıklardan, Batılı giysi ve şapkaların öncülerine, Cumhuriyet ile gelen modernleşmeye, şapka tedarik ve üretiminde öne çıkanlara, değişen moda akımlarına, savaş sonrası özgün ve cesur tasarımlara, post modern döneme fotoğraf, sunum ve eski, yeni şapkalara, çok güzel bir araştırma. Umarım İzmirliler sergi bitmeden gezer ve diğer kentler de bu sergiyi kentlerinde değerlendirir…
Haftayaara verdiğim “Kadınlar Neden Liderlik Konumlarında Azınlıktalar?” yazı dizimle devam ediyorum…