RÖPORTAJLAR
30 Ekim 2021 Cumartesi

'Üzerinden 1 gün geçmiş gibi'

İZDEDA Başkanı Haydar Özkan 30 Ekim İzmir depreminin yıl dönümünde 1 yıllık süreci depremzedelerin gözünden muhabirimiz Oktay Güçtekin'e anlattı.

 Üzerinden 1 gün geçmiş gibi

İzmir'de 30 Ekim 2020 tarihinde yaşanan ve 117 kişinin hayatını kaybettiği 6,9 şiddetindeki deprem sonrası depremzedeler İzmir Depremzedeleri Derneği'ni kurmuştu.

Deprem sonrasında dernek başkanlığına depremzedelerin talebi ile Haydar Özkan getirilirken, belki de deprem kadar zor bir süreçte deprem sonrasında depremzedeler için başlamıştı. 79 bin bağımsız birim için deprem sonrasında az, orta ve ağır olmak üzere çeşitli hasar kayıtları oluşurken, zaten eşini, çocuğunu, komşusunu, akrabasını kaybeden depremzedeler, yıkım sonrası emsal artışı, kredi ve zaten kendine ait olan evlerini yeniden satın alma sorunları ile karşı karşıya kalmıştı.

Felaketin üzerinden geçen koca bir yıllık süreci ise İzmir Depremzedeleri Derneği Bakanı Haydar Özkan, muhabirimiz Oktay Güçtekin'e anlattı.

BİNADAN ÇIKINCA DEPREMİN VEHAMETİNİ ANLADIM

-Sayın Başkan, 30 Ekim 2020 depreminin üzerinden 1 yıl geçti. Bu süreç neler yaşadınız? Süreci bize nasıl özetlersiniz.
30 Ekim'de deprem olduğunda evdeydim. Asansör'den inmemeyi aklına getiriyorsun o an ona çok dikkat etmiştim. Yönetici olduğum için depremin durmasının ardından yönetici olduğum için apartmanda bulunanlar seslendim ve onların aşağıya inmesine yardımcı oldum. 4'ncü kattan 3'ncü kata inerken depremin ve vahametini anladık. İnerken yıkılmaları gördük ve ben dışarı çıkıp binamızın halini görünce o an 'bir daha bu binaya girmem' dedim. Yönetici yardımcımız vardı onla birlikte tüm  apartman sakinlerimizi yolun karşısındaki boşluğa yönlendirdik. Zaten yapılan incelemeler sonrası da oturduğumuz apartmanın ağır hasarlı olduğunu öğrendi ve bir daha apartmanımıza giremedik.

Orada deprem bize bir şey öğretti. Deprem ile ilgili yasalarımız var ancak yasayı uygulayıcıların eğitilmesi gerektiğini öğretti. Çevre ve Şehircilik il müdürlük vatandaş açısından yok hükmündeydi. AFAD kurtarma adına vardı ancak hak sahipliği konuda eksikti. Ben bunları panedmiye bağlamak istiyorum. Biz Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne gittik. Bir kişiye bağlamışlar her şeyi ve o kişiyi bulabilirseniz bir şey olabiliyor. Ancak ne yazıktır ki 1 yıldır o kişi eksik biliyor ancak hala görevinde. O kişiyle ilgili şikayete falan bulunmuyoruz ancak kendini eğitmeli. O kişi bilmeyerek bize çok çektirdi.

Devlet şu anda boşken eğitimini yapmalı. Deprem olduğunda ulaşım nasıl olur, elektrik nasıl kesilir, gaz nasıl kesilir, kim ne yapmalı… Kimse hiçbir unsur bilmiyor. Biz bundan dolayı çağrıda bulunuyoruz zaten, biz depremzedelerin hafızalarından yararlanın.  Ev taşıma veriyorlar 1 saatlik ya da 15 dakikalık. Bu taşıma asansör ile yapılıyor ve evdeki ziynet eşyasını kadın biliyor ancak o kadın depremden çıkmış, artçı depremler oluyor ancak ona diyorsun ki 7'nci kata çık evine git diyorsun. Bu nasıl bir travmadır? Ben 1 yıldır bunu düşünüyorum… Belediye Başkanlarımız Valimiz bir gün şu derneğe gelsin akşama kadar sadece insanları dinlesin ve yön göstersinler o zaman bizi anlarlar. Biz sadece istiyoruz ki herkes görevini yapsın. Biz Valimize gidip bize iştirak eder misiniz dediğimizde çok iyi niyetli biri hemen ilgilendi bizle ve bir toplantı yapıldı. 3,5 saat sürdü toplantı, herkes bilgisiz ve bilgiye açtır. Bu kadar bilgi açlığı içinden ise İzmir Depremzedeleri Derneği olarak bizler doğduk.

Derneğin doğması da aslında yöneticilerin işine geldi. Yani Valiliğin, AFAD'ın, Çevre ve Şehirciliğin yükü hafifledi. Baktılar ki dernek çalışınca yükleri hafifliyor sonra derneğimize yardımcı olmaya başladılar. Ancak bu 3-4 aylık bir süreç aldı. Biz basını hiç kullanmadık. TRT'nin yerinde olsam 1 kanalı sadece  deprem için ayırırdım bir üre. Bizler buralardan bilgilendirilsek daha hızlı çözümler bulurduk.

Bu süreçte depremzedeler derneği olarak Türkiye'de tanındık. Çok kıymetli bir iş yaptığımız gördük ve devletimiz tarafından muhatap alınmak bizi mutlu etti. Ancak bu 12'nci ayda olmasaydı keşke. Emsali, kredi, proje alanındaki gelişmeler keşke 3'ncü ayda olsaydı. En azından buradaki insanlarda biraz daha kendilerinde olurdu. Bizim psikolojik travma atlattığımız ve maddi açıdan çıkmazda olduğumuzu görmüyorlar. Ben emekli maaşım ile kendime yeten biriyken, bir anda 2 bin TL kira ödeyecek duruma geldik. Beni gece depremzedemiz arıyor ve bana diyor ki 'Yarın ev sahibim kirama zam yapacağını söyledi. Ne yapacağım' diyor. Keşke bu konuda devletimiz bir şey yapsa.  Biz depremzedelerimiz için yardım isterken körü körüne istemiyoruz, nedenlerini sıralıyoruz. Bizim için önemli olan şey çözüm. Konuşarak her şeyi çözebiliriz. Biz çözüm için CHP'li belediyelerle de konuştuk AK Parti'de olan hükümetle de. Bize bu süreçte AK Partili'de olduk, CHP'li de… Ancak biz hep dedik, biz sadece depremzedeyiz. Sağ olsunlar iki parti de bizi anladı ve bu konuda üzerimize de gitmediler.

Emsal artışını daha önceden yapmış olsalardı biz cesur olurduk. Kentsel dönüşüm kredisi adı altındaki kredi çok gecikti. Bu kredi eğer 0 faizli 20 yıllık olsaydı ve erken devreye girseydi keşke.  Kredi ve emsal üçgenini birleştirince üçgendeki kişiler depremzedeler oluyor. Yani para ödeyecek kişiyiz. Depremzedenin parayı az ödemesi için emsalin yüksek, kredi faizlerinin düşük, vadesinin uzun olması lazım. Biz bunu neden istedik? Bizim birçoğumuz emekliyiz ve bunu ödeyemeyiz. Aslında zaten bunu ödemek zorunda da değiliz. Biz çok dile getirmedik ancak  deprem vergisi denen bir şey var. 1999 yılından beri bu vergiyi ödüyoruz. Benim evimde 4 kişi var, hesaplarsanız vergiyi benim evimi yaparsınız, üzerine de bir de bana para verirsiniz. Biz bunu gündeme bile getirmiyoruz. Bunu gündeme getirmeyince de nezaket bekliyoruz. Biz faiz oranını sıfırlayalım istiyoruz bundan dolayı. Biz zaten verdiğimiz ücretlerle kasaya giren parayı geri ödemek kaydıyla istiyoruz.  Bizim suçumuz ne? Bizim suçumuz depremzede olmak mı?

YAN YANA GELİNSEYDİ ÇÖZÜLÜRDÜ

-Sizce emsal artışı süreci neden uzadı? Daha erken çözüme kavuşamaz mıydı?
Emsal konusunda 'biz emsal vereceğiz ama şehir plancıları odası itiraz eder' diyorlar. Şehir Plancıları Odası demokrasinin kılıcı mı? Bu konuda keşke kendi aralarında konuşsalardı yani belediye deseydi 'Bakanım biz veririz ancak iş çıkmaza girebilir. Ancak meclisten kanun çıkarsa bu iş daha kolay olabilir' deseydi, bu iş daha erken çözülürdü. Kimse birbirinin yanına gelmedi. Kimse birbiri ile konuşmadı. Basın aracılığı ile konuştular sadece.  Bu konunun tarafları,  Çevre ve Şehircilik Bakanımız Murat Kurum'da, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer'de çok zeki ve vicdanlı insanlar. Bunlar yan yana gelseydi bu sorun çözülürdü.

DEPREMİN ÜZERİNDEN 1 GÜN GEÇMİŞ GİBİ

-1 yıllık süreçte ne değişti? Yaralarınızı sarabildiniz mi ?
Bir yılda duygusallık hiç değişmedi. Çünkü insanlar geri dönemediler. Acımız daha taze, maddiyat olarak acımız devam ediyor ve artıyor. İnsanlar mahallesine gelemiyor. Bayraklı'da Bornova'da depremin vurduğu insanlar sadece Atatürk Mahallesi'ne Osmangazi Mahallesi'ne gitmedi ki. Gaziemir'e, Menemen'e, Manisa'ya, Buca'ya gidenler oldu. Parası olmadığı için köyüne dönenler oldu. Bu duyarlılık biraz daha hızlansa şimdiye kadar çok yol kat etmiş olurduk. Tarih olarak 1 yıl geçti ancak depremzedeler olarak bizim için sanki bu gün 31 Ekim gibi. O ilk günkü acı ve umudumuz hala içimizde. Dernek olmasaydı bu süreç 3 sene uzardı belki seçim öncesi akıllara gelinirdi. Biz dernek olduğu halde az hasarlıları anlatamadık. Az hasarlılar ne yapacağını bilmiyor. Dernek olmasa seslerini hiç duramayacaklardı. Devlet ağır ve orta hasarlıyı depremde olarak görüyor sadece.

YUKARIDAN TALİMAT İLE OLMAZ

-İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Bayraklı Belediyesi'nin performansını nasıl değerlendiriyorsunuz? Yeteri kadar performans gösterildi mi?
İnsani yardım konusunda yaptılar. O konuda iyi performans gösterdiler Allah razı olsun. İlk 1 ay gayet iyiydi. Ancak sonra belediyelerimizdeki yetişmiş eleman eksikliği ortaya çıktı. Belediyenin bilinçlendirme, hak arama desteğinin yüzde 70'ini biz yaptık. Depremzedeler yaralarının büyük çoğunluğunu kendi imkanları ile kapatmaya çalıştı. Bir şeyler yapmaya çalıştılar ancak yukarıdan talimat ile olmaz sadece, aşağıya inmeleri gerekirdi.

ULUSAL MEDYAYA KIRGINIZ

-Bu süreçte medyanın sizlere dönük tutumu nasıldı? Yeteri kadar gündeme gelebildiğinizi düşünüyor musunuz?
Medyaya kesinlikle dargınız. Geçtiğimiz haftalarda ilk defa ulusal basını AK Parti İl Binası'nda karşımızda gördüm. Zaten AK Parti İl Binası'nda olmasaydık yine gelmezlerdi. Ünlü bir televizyon kanalının Ege temsilcisini burada röportaj yaparken gördük, rica ettik derneğimizi de burada kim mağdur insanları da çeksin diye, görmezden geldiler. Şimdi ise 'depremin yıldönümü geldi konu var mı' diyorlar bize… Başka bir ulusal medya ise sadece hırsızlık konusu için geldi buraya onlarda bize uğramadan geri gitti. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu derneğimizi ziyaret ettiğinde bir kadın arkadaşımız Kılıçdaroğlu'na karşı bir iki cümle kullandı hemen o gün bana birçok ulusal bizi aradı o konuyla ilgili. Ben de depremzedelerimiz ne halde haber yapmak isterseniz buradayız diye söyledik ama onlar dalga geçer gibi 'Yok hayır hanımefendinin numarasını istiyoruz sadece' dediler. Biz ulusal basına ciddi anlamda kırgınız.

EN AZINDAN HUZUR HAKKI VEREBİLELİM

-Dernek maddi olarak nasıl geçiniyor peki? Yani çalışan kişiler gönüllülük esasına göre mi görev alıyorlar?
Bizim derneğimiz 12 aydır 15 gönüllüden oluşan arkadaşlar ile çalışıyor. Burada aktif olarak duran, evini ocağını ihmal eden 5-6 kişilik grubumuz var Bunlar artık buran ayrılmak zorunda kaldılar. 2-3 arkadaşımız ayrıldı evlerine ekmek götürmesi lazım olduğu için. Biz kimseden bir şey istemeyeceğiz dedik ancak derneğimizin bağışa ihtiyacı var. Eğer bağış olursa biz de 80 bin kişi için çözüm bulmaya çalışan ablalarımıza ağabeylerimize hiç olmazsa huzur hakkı verebilelim ki en azından evlerine ekmek parası götürsün.

 
Depremzede anne enkaz altındaki 16 saati anlattı
 
Korona, diyabetliler için büyük tehlike!
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Depremzede anne enkaz altındaki 16 saati anlattı
Depremzede Gülçin Aykut Soydan, İzmir Depremi’nin yıldönümünde editörümüz ...
Depremin kalbinde 1 yıl
Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, muhabirimiz Oktay Güçtekin'in ...
'Umut Evi' fikri o anda doğdu!
SAĞKAL Başkanı Op. Dr. Cüneyt Tuğrul, yayın koordinatörümüz Muhittin Akbel’in sorularını yanıtladı.
 
Hamilelere covid aşısı riskli mi?
İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı, muhabirimiz Menduha Ceylan'ın sorularını yanıtladı.
Üretim yoksa kalkınmak hayal olur
EBSO Başkanı sanayici Ender Yorgancılar, yazarımız İhsan Özbelge ÖZDURAN’ın sorularını yanıtladı.
‘Hizmeti amatörün ayağına götüreceğiz’
İzmir Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu Başkanı Efkan Muhtar, yayın koordinatörümüz ...
 
'Çeşme'de kalp krizi geçirme hakkınız yok'
Cumhuriyet Halk Partisi Çeşme İlçe Başkanı Sait Kavasoğulları, muhabirimiz ...
Türkiye’yi uçuracak '3 hedef'
İzmirli sanayici Haluk TEZCAN, yazarımız İhsan Özbelge ÖZDURAN’ın sorularını yanıtladı.
70 bin müşterisi var… İzmir’in ayakkabı profesörü
İzmir'in tanınmış simalarından, ayakkabı tamircisi Önder Süngün Yayın ...
 
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Fenerbahçe ne istiyor?
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Yarattı... Veda ederken ağlattı!
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Memleketin birinde insan manzaraları(!)
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Tükeniş!
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Kara kaplı defter!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Nereden nereye?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çanakkale artık barışın merkezidir!
Kemal ARI
Kemal ARI
'Cehennem savaşı'nda ne yediler ne içtiler?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bölgecilik, mezhepçilik ve inşaatçılık...
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Unutulmazlar...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva