“İmamoğlu'nu Silivri'de tutup yasak getirsinler...
Yüzde 70 oy ile seçimi alırız, hatta...
Parlamentoda Anayasa'yı değiştirecek çoğunluğu alırız...
15 günde Anayasa'yı değişir ve...
İmamoğlu çıkar görevine başlar...
Tayyip Erdoğan için bulunan formül bulunur...
Ya da büyük bir coşkuyla ve hızla...
Güçlendirilmiş parlamenter sistem hazırlığı yapılır...
Bir Cumhurbaşkanı seçilir...
O Cumhurbaşkanı Mansur Yavaş olur...
Başbakan da Ekrem İmamoğlu olur...
O sürece katkı sağlayan Cumhurbaşkanı olarak...
Milletin gönlündeki figür olur...”
***
Okuduklarınız...
Haftanın röportajıydı...
CHP’nin kaptanı Özgür Özel...
Gazeteci Fatih Altaylı'nın youtube kanalı yayınında...
Bunları seslendirdi ve...
Ortalık bir anda hareketlendi...
***
Başka detaylar da var...
Belli ki...
101 yaşındaki CHP’nin sekizinci Genel Başkanı...
En yakın “yarınlar”ın planlarını hazırlıyor; çok belli...
***
Özgür Özel...
Söz konusu “erken seçim” olunca...
Belli ki; bi’çok şeye hazırlıklı...
Mesela...
Karşı tarafa “yükleme” yapar gibi, diyor ki:
“Bu milletin önüne bir sandık koymalılar...
Eğer o kararı almıyorlarsa...
Biz bu milletin önüne bir sandık koymak için...
Her yolu deneyeceğiz...
Kararı alalım seçim tarihi o olsun...
Yoksa biz bu kasımda milletin önüne sandık koymaya bakacağız...”
Mümkün mü?
Planlama başarılı olursa...
Neden olmasın?
***
Özgür Özel’in politik başarılarından biri...
Mikrofonu eline aldığında kendiliğinden ortaya çıkıyor...
Siyasi “misilleme” yapmayı başarıyla hayata geçiriyor...
Bu konuda şansı da var...
Bir örnek verdi; tek kelimeyle müthiş...
***
Aslında “haftanın olayı” tartışmasız...
Kapalı alanlardaki kameralar...
İktidar Partisi’nin, CHP’yi işaret ederek masaya koyduğu...
Otel toplantılarında “kameraların bantladılar” tartışması...
Bazı gelişmelere neden oldu...
İddialara göre(!)...
Yedi Tepeli kentin başkanı Ekrem İmamoğlu...
Beşiktaş’taki bir otel toplantısında...
Kameraların bantlanması için emir vermişti!
İddialar doludizgin yayılırken...
CHP’nin süvarisi Özgür Özel...
O olayı ayrıntılarla dile getirdi:
“İbrahim Kalın bizim partiye geldi...
Herhalde yüzünü gizlemenin kimseye bir şeyi yok!
Otoparktan girişi, asansör çıkışı, toplantı odası gidişi, bütün kameralarımızı CHP’de bantlamak istediler...
İzin verdik, bantladılar...”
***
Özgür Özel’in...
İktidar partisiyle ilgili iddiaları hayli ilginç...
Diyor ki:
“Kendi taraflarına moral vermek için, (Biz İmamoğlu'nu suçladık, suçu neydi, bizi üç kez yendi, biz iftira attık tutturamadık!) demeyeceklerine göre, Özgür Özel ile pazarlık yapıyoruz. İmamoğlu aday olmama karşılığında salınacak... Bundan sonra, İmamoğlu'nun (Ben aday değilim...) deme hakkı yok... Siyaseten kendini de bitirir partiyi de bitirir... Arkasında 15 milyon insan var...”
***
Özgür Özel’in kalbinden geçenlerin özeti şu:
AK Parti demokrasiyi bir tramvay olarak görüyor...
Tayyip Bey, ne zaman lazımsa binecek, değilse inecek...
Oysa biz demokrasi tramvayının raylarını döşüyoruz...
***
CHP Genel Başkanı...
Kararlı olduğunu dile getirerek sözlerini şöyle noktalıyor:
“Eğer İmamoğlu bundan sonraki süreçte...
Hala içeride olmaya devam ederse...
Biz de CHP olarak durmayacağız...
Ben otobüsün üstüne çıkacağım, aynı anda...
Mansur Yavaş başka bir şehirde olacak...
Grup Başkanvekillerimiz...
Milletvekillerimiz başka şehirlerde olacak...
İmamoğlu'nu Silivri'de tutup yasak getirsinler “yüzde 70” oy ile...
Seçimi kesin alırız...
Ayrıca parlamentoda Anayasa'yı değiştirecek çoğunluğu alırız...
15 günde Anayasa değişir ve...
İmamoğlu çıkar görevine başlar...
Ardından...
Büyük bir coşkuyla...
Hızla güçlendirilmiş parlamenter sistem hazırlığı yapılır...
Bir Cumhurbaşkanı seçilir...
O Cumhurbaşkanı Mansur Yavaş olur...
Başbakan da İmamoğlu olur...
Ben Kasım 2025'te yapılacak seçimin...
Çok adilane bir seçim olacağını ve...
Ekonomiyi yukarıya çekeceğini düşünüyorum...
Beş yıllığına seçilmiş Erdoğan...
Seçim erken yapılmazsa aday olamaz...
O da diyor ki, “Erken yapacağım aday olacağım...”
Ben de diyorum ki, “Kasım’da gel sandığı kuralım, millet sana devam diyorsa 2.5 yıl daha kazan, 5 yıl daha yönet...”
***
Bitiriyoruz...
Ömrünün 50 yılını “CHP”ye vermiş…
Değerli büyüğüm Bülent Baratalı'ya sordum:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir nevi “rest” gibi görünen...
CHP liderinin “olmazsa olmaz” kalıbına giren sözlerine nasıl karşılık verir? Yoksa, O’nun da farklı planları mı var?
Söz; Sayın Baratalı'da:
Ekrem İmamoğlu davasının seyrinde ortaya çıkanlar bütün Türkiye tarafından hayretle ve ibretle izleniyor... Açılan ve tutuklanmaya neden olan soruşturmanın altının ne kadar boş olduğu gizli tanıklar “meşe”, “çınar” ve “duman”ın ifadelerinin “uydurma” olduğu ortaya çıktı... Neymiş? İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde 560 milyar TL.’lik yolsuzluk yapılmış... El insaf! Büyükşehrin İmamoğlu yönetimindeki altı yıllık bütçesi 497 milyar TL. Bu yalan, yandaş medyada maalesef TRT’de hala köpürtülüyor... Sanki “zihni sinir” anlatımı! 497 milyar TL.’lik bütçeden nasıl 560 milyar TL.’lik yolsuzluk yapılır? Neymiş? Otelde yapılan toplantıda bir valizin içinden paralar fışkırmış... Oysa valizden çıkanlar sinyal kesiciler... Efendim, cemır (sinyal boğucu) kullanmak yasakmış... Oysa, cemırlar, rahmetli Kadir Topbaş’ın belediye başkanlığı sırasında envantere girmiş... Yine otelde yapılan toplantı öncesi korumalar, kameraları bantlamış... Bunun da olağan bir uygulama olduğu ortaya çıktı... Yalanlar devam edecek! Çünkü soruşturma “yalan / dolan” üzerine kurulu... Yurttaşlarımızın büyük çoğunluğu, “İmamoğlu aday olmasaydı, tutuklanmazdı” diyor... Ayrıca İmamoğlu davasının hukuki değil siyasi olduğu düşüncesi yurttaşlarımızın dörtte üçünde hakim kanaat oluşturmuş... Bu sadece yurttaşlarımızın kanaati değil... AK Parti kurucularının, Erdoğan’ın bir zamanlar en yakın dostlarının kanaati... Abdullah Gül, konu hakkında, “Vaktiyle Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve şahsıma yapılan haksızlıkları kamu vicdanının nasıl kabul etmediğini hatırlayalım... Benzer yanlışlıklar halkın iradesiyle belediye başkanı seçilmiş olan Ekrem İmamoğlu’na da yapılmamalıydı” diyor... Aynı düşünceleri Bülent Arınç da paylaşıyor... Hayrünnisa Gül bile Dilek İmamoğlu’nu arayarak destek ve dayanışma duygularını ifade ediyor... İktidarın, “Ekrem ağrıları” ülkeye telafisi zor zararlara yol açıyor... İmamoğlu’nun tutuklanması ve diplomasının iptali ile hepimizin uğradığı zarar “2.2 trilyon TL.”... Hazine Türk Lirası’nı korumak için “56 milylar dolar”ı satmak zorunda kaldı ayrıca... Hepimizin cebinden 25 bin TL. çıktı... Özgür Özel’in ifadesine göre bu para emeklilere verilseydi en düşük emekli maaşı 30 bin Türk Lirası olacaktı... Ve yine o para keşke İstanbul’u depreme dayanıklı hale getirmek için harcansaydı... İşte, Ekrem Başkanı içeride tutmanın bedeli maalesef budur... İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlayan rüzgarı arkasına alan CHP, özellikle çokça oy alamadığı yerlerde yaptığı mitinglerle büyük kalabalıklar topluyor... Özel, halkın anlayacağı dille sorunları anlatıp çaresini de söylüyor... Yozgat’ta ve Konya’da kürsüye çıkan çiftçiler, sorunlarını ve çarelerini profesörlere taş çıkartırcasına anlatıyorlar... Abdullah Ceyhan, devletin nasıl yönetilmesi gerektiğini, Konya’da da Hatice Sarı Teyze, “Haklıyız kazanacağız... Kanal İstanbul’a verdiğin parayı çiftçiye verseydin ben burada konuşamazdım... Ben üretmezsem hepimiz telef olur; Türkiye telef olur!” diyor... Özgür Özel, çok doğru bir tanımlama ile yüzde 70 oy hedefliyor... Bu orandaki oyun Meclis’e yansıması sonucu CHP tek başına Anayasa’yı “referandumsuz” değiştirme gücüne ulaşacaktır... Rejim, “Parlamenter Sistem”e süratle dönüşecek, İmamoğlu ve Yavaş’ın durumları belli olacaktır... Bunu hedefleyen CHP ne yapıyor, ne yapmalı? 1) Ülkenin her tarafında tam saha pres toplantı ve mitinglerle örgütün tamamını devamlı olarak sahaya göndermeye devam etmelidir... 2) Sürece şimdi yaptığı gibi halkla beraber kesintiye uğratmadan devam etmeli, muhalif seçmende heyecanı arttırmalıdır... 3) Meclis’te bugün itibarıyla boş olan “yedi milletvekili”ne ek olarak 23 milletvekilini “istifa ettirip”, üç ay içinde ara seçime zorlamalıdır... Cumuhur İttifakı milletvekillerinin istifalarını kabul etmezse, “ittifakı seçim kaçkını” ilan edip, köşeye sıkıştırmalıdır... Ayrıca ara seçimi kazanarak ittifaka “seçim yenilgisi”ni tattırmalıdır... 4) Kürt demokratları “Cumhur İttifakı”na kaptırmamak için önlem almalı; proje geliştirmelidir... 5) İktidarın seçim ile gideceğini halka inandırmalıdır... 6) Nüfusun yüzde 60’ını, üretimin yüzde 80’ini belediyeler eliyle elinde bulundurduğundan kuracağı ilişkilerle STK’ların, sendikaların, hemşehri derneklerinin, vakıfların, örgütlü toplumun iktidarla ilişkisini kesmeli moral ve saha hakimiyetini sağlamalıdır... 7) Mecis’te 20/25 milletvekili elinde tutarak “deli kararlar” ile belediye başkanları, meclis ve il genel meclisi üyeleri ile örgütün tamamının katarak yurdun her köşesinde halkla iç içe olmalıdır... 8) Erdoğan’a erken seçim olmazsa kendisinin de aday olamayarak telef olacağı hatırlatılmadır... 9) Telef etme tehditlerinin 101 yaşındaki partiye vız gelir tırıs gideceğini, parti kurucularının boyunlarındaki idam fermanı ile partiyi kurduklarını; İnönü, Ecevit, Baykal ve Kılıçdaroğlu’nun tehditlere ve saldırılara metanetle karşılık verdikleri unutulmamalıdır... Özgür Özel’e yapılan alçakça saldırının O’nu daha büyüteceğini, saldırganın ipini elinde tutanlar da görecektir...
Erdoğan’ın yapacağı hiçbir şey kalmamıştır... Ne yaparsa yapsın, o da bir gün “eski siyasetçi” olmayı tadacaktır...