Cumhuriyet Halk Partisi'nin...

38. Olağan Kurultayı'nın iptali istemiyle açılan davada...

Mahkeme heyeti...

Ceza yargılaması ve görevsizlik kararına itiraz süreçlerinin...

Beklenmesini kararlaştırdı ve dava 8 Eylül'e ertelendi...

***

Bekleniyor muydu?

Altıok’un bugünkü kadroları %50’nin üstünde bekliyordu...

Kılıçdaroğlu’nun yandaşları ise...

Acayip şaşkın!

Neden?

Çünkü “karşı tribün” kendinden emindi ve...

Ciddi biçimde...

(*)“Gururluydu...”

Karşılık bulan bir kimliğe sahipti...

Üstelik iddialar havada uçuşuyordu...

Derler ki...

CHP’nin önceki Genel Başkanın...

Kendisiyle görüşmeye gelenlere...

Mahkeme kararıyla dönüş planına yönelik tepkiler için...

“İki gün tepki gösterirler, sonra her şey normalleşir...”

Dediği ise...

Dudaktan kulağa iddia ediliyordu...

Ne kadar doğru, Allah bilir!

Hatta...

Bu sözler akıllara...

Fi tarihinde...

Aniden...

Gökten zembille inen ve...

CHP ile MHP’nin Cumhurbaşkanlığı Çatı Adayı adayı...

“Ekmeleddin İhsanoğlu” için gösterilen tepkilere...

CHP’nin...

O günlerdeki “her seçimden yenik çıkan” kaptanı...

Şöyle karşılık vermişti; göğsünü gere gere:

“Tıpış tıpış oylarınızı vereceksiniz!"

Ne var ki...

Ekmeleddin Bey hikayesinin başlığı şöyle olmuştu:

“Geldim... Gördüm... Yenildim...”

...Ve zaten geldiği gibi kanatlandı gitti?

Sonra n’oldu?

CHP’nin canı yandı!

Çünkü...

Altıok’un Kaptanı, feci şekilde yanılmış ya da yanıltılmıştı!

***

Hatırlar mısınız?

“Ekmek için Ekmeleddin...” sloganıyla şov yapmışlardı...

Doğal olarak...

Yaşanan ne varsa; uçtu gitti...

CHP’ye gönül verenlerin hevesi kursağında kaldı...

Bir kez daha hayal kırıklığı yaşandı...

Yıllar sonra vatandaşı şaşkına çeviren...

“Altılı masanın devrilmesi...”

İyi mi oldu?

Hayaller yıkılmadı mı?

Ama...

En acısı...

Fırtınanın yaklaştığını...

“Masa Beyi” dahil...

Kimsecikler anlayamadı...

Aslında...

“Altılı Masa”nın projesi dört dörtlüktü...

Ama...

Ah şu “kibir” yok mu?

***

Kibirlilerin neredeyse tamamı...

Tartışmasız...

“Ben...” diyerek konuşmaya başlar...

O’nları şıppadanak tanırsınız...

Çünkü...

Kendi fikir ve davranışlarının...

En doğrusu olduğuna inanıp...

Kendilerine aşırı güvendikleri içen...

Başkalarını dinleme... Empati kurma... Sempati gösterme...

Alışkanlıkları yoktur...

Kendilerini her defasında...

Duygularının... Düşüncelerinin... Davranışlarının...

Merkezine koydukları için...

Başkalarını hep “küçük” görürler...

Yetmezmiş gibi...

Her projeden “yenilmiş” olarak çıkarlar!

Sanki alın yazısı gibi!

***

Bitiriyoruz...

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ve...

Her defasında “gururlu” bir siyasetçi olarak anılan Mansur Yavaş...

Ne dedi dün?

Şunları dedi:

“Bu saatten sonra Kılıçdaroğlu'yla görüşme olacağını sanmıyorum... Bu iş kavgaya dönüştü... Erdoğan’ın da istediği bu! Her şey konuşuldu, bir görüşme daha olacağını hiç sanmıyorum...”

O zaman...

Yakalarında “Altıoklu Rozeti” taşıyan...

Bugünlerin...

“Kibirli” ile “Gururlu” iki lideri...

CHP’nin yarınları için neden farklı düşünüyorlar?

Nokta...

(*)Kibirliler: Kendini beğenmiş kimseler olarak kabul edilir... Eğer biri kimseyi beğenmiyor, sürekli kendini övüyor ve kendini herkesten üstün görüyorsa o kişi “kibirli” demektir... Bu arada hepimizin aşina olduğu “Fakir ama gururlu bir gençti...” repliği ile de şunu anlıyoruz: (*)“Gururlu” olan kişiler her konuda her zaman kendini beğenir ve över...”

Sonsöz: “Bu dava en başından itibaren reddedilmeliydi! / Mansur Yavaş – Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı – Hukukçu...