Ekrem İmamoğlu, CHP içerisindeki liderliğini İzmir programında ilan ederek yola çıktı ve yürüteceği kampanyanın da ipuçlarını da verdi. Konuşması ise uzun ve oldukça çarpıcıydı.
Kitabın ortasından başlayalım;
-Ekrem İmamoğlu’nun İzmir’den startı vermesinin nedeni kentin Hasan Tahsin ile Zübeyde Hanım ile simgeleşmesinin yanında başka anlamlar da barındırıyor. İmamoğlu, parti içinde heyecan oluşursa kamuoyunda heyecan oluşturacağını biliyor. İlk programını “kale”den yapması, iç motivasyon oluşturmak adına oldukça önemliydi. Çünkü İzmir, uzun yıllardır AK Parti’ye direnç gösteren bir kent ve partinin en yüksek üyeye sahip ikinci kenti olma özelliğini taşıyor. İzmir’de en az yüzde 90’ı yakalaması gerekiyor ön seçim tartışmalı hale gelmesin, liderliği tartışılmasın.
-İmamoğlu’nun ilk derdi parti içinde birliği sağlamak… Çünkü geçtiğimiz seçimin sağlanamayan birlik üzerinden kaybedildiğini çok iyi biliyor. Özgür Özel’in liderliğinin halen tartışmalı olduğu evrede ayrışmalar, yoğun iç tartışmalar var. Örneğin, Kılıçdaroğlu’na yakın olan İzmir Milletvekilleri Sevda Erdan Kılıç, Mahir Polat, Tuncay Özkan, Rıfat Nalbantoğlu ve Rahmi Aşkın Türeli salonda yoktular. İmamoğlu’nun yapması gereken iç heyecanı oluşturmaktı ve salon performansı ile bunu sağladığını söyleyebiliriz. Yani salona gelip de ‘vah vah Tuncay Özkan nerede” diyen olmamıştır.
-İmamoğlu’nun kürsü performansı oldukça tempoluydu. Ve en dikkat çekici mesajı Erdoğan’a “senin devrin bitti” demesiydi. İmamoğlu, artık Erdoğan ile kendisini kıyaslıyor. Uzun süredir Erdoğan’ın salon performanslarında düşüklük göze çarpıyor. Erdoğan eskisi kadar kendi kitlesini heyecanlandıran konuşmaları yapamadığı görülüyor. Kongre sürecindeki performansı da eski Erdoğan performansı değildi, kongreleri coşturamadı. İmamoğlu, Erdoğan’a “senin devrin bitti” derken bu noktaya da vuruş yaptığını söyleyebiliriz.
-İmamoğlu’nun bir diğer altını çizdiği söylem ise “korkma” idi. İmamoğlu’ndan “korkmuyorum” sözünü bol bol duyacağız. Ki İmamoğlu yakın zamanda “Korkma” başlıklı bir video yayınlamış ve kampanyasının ilk işaret fişeğini yakmıştı. İmamoğlu konuşmasında sık sık Erdoğan’dan korkmadığını vurguladı, açılan davalara da atıf yaptı. “İmamoğlusuz seçim mi yapmak istiyorsunuz” diyerek kendisine yakın isimlerin mal varlıklarının dondurulmasına, kendisine yakın belediye başkanlarının tutuklanmasından diploma olayına kadar pek çok konuda yaşanan olayı puzzle gibi birleştirdi ve kendisine karşı kumpas kurulmak istediğini anlattı. İktidarın mağduriyet yaratarak “İmamoğlusuz seçim” yaparak seçim kazanmak istediğini yüksek sesle dillendirdi.
-Bir diğer enteresan nokta ise AK Parti’nin deneyimli siyasetçisi Hamza Dağ’ın İmamoğlu sahneye çıkmadan önce yaptığı sosyal medya paylaşımı idi. AK Partili Dağ, İmamoğlu’nun “temayül yoklaması”ndan istediğini alamayacağını ve parti içinde karşılık bulamayacağını söyledi. Dağ’ın tezi tutar mı bilinmez, izleyip göreceğiz. Şu anda CHP örgütü bu paylaşımı pekala lehte kullanabilir, bu paylaşım CHP içinde ekstra bir motivasyon yaratabilir. Dağ’ın ve devamında gelebilme potansiyeli yüksek açıklamaların sandığa gidip gitmeme arasında olan CHP’lileri daha fazla sandığa çekebilir.
İktidar cenahında “erken seçim yok” açıklamaları gelse de CHP, geçen seçimin hatalarından sıyrılarak hareket edeceğinin emarelerini vermeye başladı. Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmasını şimdiden sonlandırıyor ve sahaya seçim kaybetmeyen lider olarak İmamoğlu ile sahaya iniyor, toplumda muhalefet lehine bir sinerji oluşturmak istiyor. Erdoğan’ın uzun süre iktidarda kalmasının en büyük sebeplerinden birisi alternatifsiz olmasıydı. Üç kez Erdoğan’ı yenen İmamoğlu ise oldukça stratejik davranıyor. Ekonomik krizden bunalan ve yeni çözüm sürecinde de kafası oldukça karışık olan toplumsal kesimlerin yüzünü daha dinamik, daha mağdur olana dönebilir. Öyle ki İmamoğlu’na yapılacak her operasyon ve verilecek her ceza İmamoğlu’nu daha fazla büyütme potansiyeli de taşıyor. Muhalefet, İmamoğlu’nun performansı ile üzerindeki ölü toprağı atacak gibi görünüyor.
Erdoğan’ın ise bir ajandası var ve bu ajandada neler var bilinmiyor. Tüm bunlar olurken kendisinden oldukça emin bir şekilde ülkeyi yönetmeye devam ediyor.