Bilenler, bilir...
Sıkça da sözü edilir...
“Alın Yazısı” ifadesinin...
Konuşma dilindeki karşılığını “kader” diye adlandırıyoruz...
Olmuş... Olmakta olan... Ve olacak olan...
Her şeyi önceden bilmemiz mümkün mü?
Sizin... Bizim... Hepimizin...
Silmeye çalışsak da...
Değiştiremeyeceğimiz tek şey "kaderimiz"dir...
***
Okumaya başladığınız bu yaşanmış “hayat” dilimi...
Kaderin “anahtar” görev yaptığı...
Gözyaşının “yağmur” olduğu “kadersiz” bir hayat parçacığıdır...
***
Günseli Başar...
Bu öykünün “güzeller güzeli” kızı...
Taaaa...
“22 Ocak 1932”de...
Subay babacığının...
Görev yeri Diyarbakır’da açtı o şahane yemyeşil gözlerini...
Anne tarafı Rumelili, baba tarafı Gürcü’ydü...
***
...Ve, ne garip tesadüftür ki...
(İnanılacak gibi değil ama gerçek...)
Günseli Başar’ın doğduğu günden altı ay sonra...
Keriman Halis...
Belçika’nın “Spa” kentinde gerçekleştirilen yarışmada...
“Türkiye’nin ilk Dünya Güzeli seçildi...”
Ve, henüz 19 yaşındaydı...
Atatürk, O’na “Ece” soyadını hediye etti...
***
...Ve, yeniden dönüyoruz...
Çağla badem gözlü Günseli Başar’a...
Takvimler...
“20 Ağustos 1952”yi...
Yani...
“73 yıl önce dünkü tarihi” gösteriyordu...
Ve yemyeşil gözleriyle...
Erkeklerin başını döndüren Günseli Başar...
İtalya’nın Napoli kentinde düzenlenen...
“Avrupa Güzellik Yarışması”nda birinciliği yakalamıştı...
Günseli...
O sırada 19 yaşındaydı...
İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğrenciydi...
Ve...
Avrupalı 19 yarışmacıyı geride bırakmıştı...
Minik bir hatırlatma...
Bu “Avrupa birinciliği”...
Türkiye’nin...
Avrupa topraklarında kazandığı “ilk birincilik” olarak tarihe geçti...
***
Günseli Başar...
Avrupa Güzellik Yarışması tacıyla Türkiye’ye döndüğünde...
İstanbul’dan Ankara’ya...
Ankara’dan İzmir’e özel bir trenle gezdirildi...
Özellikle de kendisi gibi “Güzel İzmir”de...
Gerçek bir “kraliçe” gibi ilgi gördü, ağırlandı...
Ah, bu İzmir...
Sevda ateşinin hiç sönmediği şehir...
Yaptı, yapacağını!..
Avrupa’nın en güzel kızı unvanıyla “İzmir”i gezerken...
O günlerin İzmir Belediye Başkanı Faruk Tunca’ya aşık oldu...
17 Mart 1958’de “masal gibi o gece” dünya evine girdiler...
Ardından...
Tunca Ailesi’nin Birinci Kordon’daki...
“Sakız” tipi yalısına yerleştiler...
1960 yılında “Aslı Tunca” adında bir kızı dünyaya geldi...
1964 yılında boşandılar...
Ardından...
Kendisinden 18 yaş büyük iş insanı Kutsi Beğdeş ile...
Dünya evine girdi ama yine mutlu olamadı; O’dan da ayrıldı...
***
Günseli Başar...
Olağanüstü güzel ve çekici bir kadındı...
Yeşilçam’dan ve sahnelerden teklif almaya başladı...
Hepsini eliyle itti...
Sonunda...
Hürriyet Gazetesi’nin patronu...
Merhum Erol Simavi’nin teklifine “Hayır” diyemedi...
***
Ve, o uğursuz yıl; “1978”...
İşe giderken geçirdiği trafik kazası her şeyin sonu oldu...
O sırada 46 yaşındaydı...
O bebek gibi güzel yüzüne 33 dikiş attılar...
Kafatasında çatlak vardı ve...
Ne acıdır ki, bir kolu kopmuştu...
Defalarca ameliyat oldu ama...
Bi’türlü eski haline dönemedi...
***

Öyle şanssızdı ki...
1995’ten beri Bodrum’da yaşıyordu...
Günseli Başar...
Ömrünün son yıllarında Alzheimer hastalığına yakalanınca...
İstanbul‘da yaşayan kızı Aslı Tunca’nın evinde taşındı...
Ve...
Türkiye’nin ilk “Avrupa Güzeli Günseli Başar”...
20 Nisan 2013’te...
81 yaşında İstanbul’da son nefesini verdi...
Bu dünyadan ayrılmadan önce...
Vasiyet etmişti...
Bodrum Turgut Reis Akçaalan Mezarlığı’nda toprağa verildi...
Nokta...
Hamiş 1: Günseli Başar, ömrü boyunca her zaman “Atatürk’ün çocuğu olmaktan onur duyduğunu” dile getirdi...
Hamiş 2: İstanbul Üniversitesi rektörlük binası önünde yıllar önce büyük bir heyecanla açılışı yapılan Atatürk ve Gençlik Heykeli’ndeki “kadın” gençlik çağındaki Günseli Başar’dır...
Sonsöz: Yazıya başlarken ne demiştik? Silmeye çalışsak da değiştiremeyeceğimiz tek şey "kaderimiz"dir...