Takvimlere bakmaya gerek yok...

Tam bir ay önce yaşadık acıların kocamanını...

Türkiye’nin canı yandı; kavruldu...

“Pençe – Kilit Operasyonu”nda...

12 kahraman Mehmetçik...

Girdikleri mağarada gazdan zehirlediler...

Kınalı kuzuların tamamı şehit oldu!

Millet kahroldu...

***

...Ve, taaaa bir ay sonra...

Ne olduğu...

Ne olmadığı...

Milli Savunma Bakanlığı’nın açıklamasındaki...

Şu satırlardan belli oluyor:

“O gün, keşif köpeği mağaraya gönderildi; olumsuz bir duruma rastlanmadığı için (dikkat! can alıcı cümle budur...) gaz ölçümüne ihtiyaç duyulmadığı ve müteakiben mağaraya usulüne uygun olarak girildi...”

Yani...

O köpek gazdan zehirlenip son nefesini vermediği için...

Hangi noktaya gelivermiş kutsal görev?

“Gaz ölçümü (yapmamaya) karar verilmiştir!”

Olacak şey değil...

Ama “oluvermiş” işte!

Aslında...

Uzman değiliz ama...

Üstünde durulması gereken “büyük hata” işte budur...

***

İşin ilginç yanı...

İdari tahkikattan sonra...

Milli Savunma Bakanlığı...

Milletime ve memleketime şöyle sesleniyor:

“Olayda doğrudan bir (ihmal) ya da (kasıt) unsuru bulunmadı...”

“Yok artık!” diyeceğim ama...

Ha’di içimize atalım...

Bizim memleketimizde “ihmal” günlük alışkanlıklarımızdandır...

Ama...

“Kasıt” demeye kalkarsak...

Acının rengi birdenbire değişir...

Çünkü...

Türk Ordusu’nda...

Bilerek, isteyerek kahraman Mehmetçik’e kalkan el kırılır!

***

İnsanın kanı donacak gibi oluyor...

Milli Savunma Bakanlığı’nın...

Ezber bozan “bir davranış” veya olay yerindeki “doktor sayısı” bile...

Kurtarma faaliyeti raporunun içinde yer alıyor ama...

O kahraman Mehmetçikler arasından sağ kurtulan yok ki!

En az onun kadar önemli...

Mesela...

“Biz nerede hata yaptık?” diyen var mı?

Duydunuz mu böyle acıklı bir ifade?

Yok!

***

Milli Savunma Bakanlığı diyor ki:

“Sonuç olarak yaşanan bu olay...

İstisnai, öngörülemez ve olağan dışı bir durum olarak gelişmiş; istenmeyen ve hepimizi derinden etkileyen bir şekilde sonuçlanmıştır...”

***

Bi’şi, unutuluyor...

Allah korusun...

Kanlı bir savaşın içinde olsak...

Üsteki cümlenin kıymet-i harbiyesi olur muydu?

Türk Ordusu için hep şöyle denir:

“Dosta güven, düşmana korku...”

Yüzyıllar boyu böyle değil miydi?

Ve biz, gerekli dersleri çıkarmadık mı?

***

Bitiriyoruz...

Böyle bir faciadan sonra...

Milli Savunma Bakanlığı’nın açıklaması...

Gerçekten dikkat çekicidir:

“Olayda doğrudan bir ihmal ya da kasıt unsuru bulunmadı!”

Milletçe kahrolduk ama...

Buraya kadar bile...

Yazdıkça acımız katmerleniyor...

Bu büyük acıyı da yazayım bi’kenara...

Ve...

Bu son olsun; son...

Ve...

Bazıları da...

“Ders aldık...” demeye devam ediyor...

Hayret ki...

Ne hayret...

Nokta...

Sonsöz: “Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir... Her zaferin mayası sendedir Mehmetçik... / Gazi Mustafa Kemal Atatürk...”