İzmir iş dünyası 2016’dan neler bekliyor?

Onur DENİZ / EGEDESONSÖZ -  Türkiye iki genel seçim ve artan terör olaylarının gölgesinde gergin bir yılı geride bırakırken, 2015 ekonomide kayıp sene olarak kayıtlara geçti.

Egedesonsöz’e konuşan İzmir iş dünyasının önde gelen isimleri yeni yıldan beklentilerini sıraladı. Hükümet tarafından verilen reform sözlerinin tutulması gerektiğini söyleyen başkanlar, ekonomik kalkınma için öncelikle barış ortamının sağlanması gerektiğini söyledi.



ÖNCELİKLE BARIŞ
Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar: Mevcut durum itibariyle, belirsizliklerle dolu bir atmosfer altında ve oldukça zor geçecek olan bir yıla giriyoruz. 2016’da gerek bir vatandaş, gerekse bir iş adamı olarak en öncelikli beklentim, barışa kesin biçimde sahip çıkılmasıdır. Savaş çanları duyuldukça belirsizlikler asla azalmayacaktır. Böyle bir ortamda da; ne toplumsal huzurdan, ne de güçlü bir ülkeden bahsetmek mümkündür. Bununla birlikte, ‘tek başına iş başına’ sloganı ile kurulan Hükümetimizden ekonomiden siyasete, sağlıktan eğitime kadar uzanan geniş bir alanda reform adımları bekliyoruz. Türkiye’nin sürdürülebilir büyümeye ulaşması ve kapsayıcılığının artırılarak çift haneye ulaşan işsizliğe çözüm olacak şekilde sanayiye dayalı bir büyüme modelini hayata geçirmesi gerekmektedir. O nedenle, reel sektörü geliştirmeye yönelik olmayan bir ekonomik model, uzun vadede ne büyüme, ne de istihdam üzerinde işe yarar niteliktedir.  Bu bağlamda, ilgili ortamlarda sıklıkla belirttiğim üzere, yeni bir sanayi hikayesine yani; yenilikçi ve yaratıcı sanayi politikalarına her zamankinden çok ihtiyaç duyuyoruz.”
 
“Ege Bölgesi Sanayi Odası, ülkemizin hak ettiği istikrarı, kalkınmayı ve toplumsal gelişimi yakalayabilmesi için işbirliğine ve üstüne düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeye hazırdır. Gerek barış ortamını ve istikrarı tesis etmemizin, gerekse ekonomik gücümüzü arttırmamızın hepimizin sorumluluğu olduğunu ve bunun için işbirliği anlayışımızı geliştirmemizin önemini vurgulayarak, herkese barış ve huzur dolu bir yıl diliyorum.”
 


İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş: 2016 yılında dolar inişler ve çıkışlar gösterse de, genel eğilimi çıkış yönünde olacak. Bu nedenle 2016 yılı yatırımcılar için bekleme ve izleme yılı olacak. Seçimler bitti, istikrar sağlandı, işlerimiz açılacak derken istediğimiz noktaya yine gelemedik. İç piyasadaki durgunluk işlerimizin açılmasına engel. 2015’i bekleyerek geçirdik, zaman kaybettik. 2016’da ise kaybedecek bir tek günümüz dahi yok. Artık icraat zamanı. Yapısal reformlar gerçekleştirilmeli. 2016’da para bulmak zor ve pahalı olacak.
 


SON 10 YILIN EN KRİTİK ADIMLARI 2016’DA
İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli: Türkiye’nin önünde dört yıllık bir reform dönemi fırsatı var. Bu dört yıl, Türkiye’nin orta vadeli geleceğinin şekilleneceği çok önemli bir dönem. Diyebilirim ki Türkiye ekonomisinin gelecek 10 yılının en kritik adımları, 2016 yılında atılacak. Başarı ya da başarısızlığımızı da bu adımların isabeti belirleyecek. İzmir, bu dönemde ülkenin büyüme ve gelişme planının lokomotifi olmayı hedeflemek zorunda. Bunun için altyapı yatırımlarından mega projelere kadar İzmir’i verimli ve dengeli bir şekilde büyütecek önemli adımlar için kentte bir konsensüs sağlanması ön şart. İzmir’i hak ettiği gibi değerli kılacak adımların başında daha ulaşılabilir bir kent olması geliyor.”
 
“Biz İTB olarak 2016’da bu yıl 125 yaşına giriyoruz. 2016 yılında çok önemli etkinliklerimiz olacak. Bu önemli yılın planlaması için uzun bir süredir çalışıyoruz. Kentimizde ve ülkemizde, tarıma ve insana dokunan proje ve kampanyalarımız olacak. Bu sektörün geleceğine ilişkin önemli entelektüel tartışmaların yapılacağı organizasyonlar planlıyoruz. Bu önemli yılda İzmir ve Ege tarımının yeniden planlanması da temel beklentilerimiz arasında. Yeni bir Bakanımız var. Bu nedenle Ankara ile eşgüdümlü çalışmayı önemsiyoruz.”
 


İHRACATA ÇOK GÖREV DÜŞÜYOR
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk: 2016'da Türkiye ekonomiye odaklanmalı ve ihracatımız büyüme ve istihdama katkı sağlayacak şekilde kurgulanmalı. 7 Haziran seçimleri sonrasında oluşan siyasi belirsizlik ve artan terör olaylarına rağmen bütçe disiplininden taviz vermeyen Türkiye'nin 2015 yılında cari açığını azalttı, hatta Eylül ayında cari fazla verdi. Yılın ilk çeyreğinde 2.3, ikinci çeyreğinde 3.8 büyüme rakamlarına ulaştı. Dünya genelinde rakipleriyle karşılaştırıldığında ihracatı daha iyi noktada olan bir konumda… 2015 yılını 150 milyar dolar civarında bir ihracat rakamıyla tamamlayacak. 1 Kasım seçimleri sonrasında oluşan siyasi tablo ekonomik göstergelerin daha iyi hale gelmesine olanak sağlayacak konumda. İhracatçılar olarak beklentimiz, 2016 ve sonraki yıllarda ihracat büyümeye, istihdama katkı sağlayacak şekilde kurgulanmasıdır. Gelişmekte olan ekonomilerde ortalama büyümenin yüzde 4'e düştüğü bir ortamda Türkiye, 2016 yılında yüzde 4, 2017 yılında yüzde 4.5 ve 2018 yılında yüzde 5 büyüme hedefi ortaya koymuş durumda. Bu hedefleri üretim ve ihracat ile tutturacak formüller hayata geçirilmelidir. Toplumda bireyleri borçlandırarak sağlanacak büyüme rakamları ilerleyen süreçte toplumda tamiri zor hasarlara yol açabilir. O nedenle, üretim ve ihracatla büyüme hedeflenmelidir.
 
“Türk ihracatçılarına önümüzdeki süreçte düşen görev ise ihracat pazarlarımızı çeşitlendirmek İhracatta 6 bin çeşit olan mal ihraç kalemlerimizi 18 - 20 bin çeşit mala çıkarmaktır. Türkiye, gelişmekte olan bir ülke ve önünde büyük hedefleri var. Dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmeyi hedefleyen Türkiye, 2023 yılı için 2 trilyon dolar gayri safi milli hasıla, 500 milyar dolar ihracat, 10 tane dünya markası, kişi başı 25 bin dolar milli gelir, Ar-Ge'ye GSMH'nın yüzde 3'ü pay ayırma gibi büyük hedefler belirlemiş durumda. Bu hedeflere ulaşmak için 2016 yılında ihracatçılarımıza; döviz kredisi kullanımlarını döviz gelirleriyle neyse onunla yapmalarını, dolar pazarlarına ihracatlarını arttırmalarını, verimliliklerini arttıracak tedbirleri almalarını tavsiye ediyorum.”


 
İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şube Başkanı Yusuf Öztürk: 2016 yılına Denizcilik sektöründen bakarsak eğer, 46 tane alt sektörü var. 2016’nın 46 alt sektör için nasıl geçeceğini kestirmek gerçekten zor. Kimi için iyi kimi için zor geçecektir. Genel anlamda dünyadaki 2008 krizine bakarsak denizcilik sektörü krizlerden en erken etkilenen sektördür. Dünyada kriz olunca ilk önce denizcilik sektörü bundan payını alır. 2008 yılından sonra Denizcilik navlun açısından hala toparlanmış değildir. Yakın zamanda da toparlanacağını düşünmüyorum. Çünkü hala 2016 yılında yük hareketi az ve gemi de çok olunca git gide geriye doğru bir gidiş var. Bunun 2016’da da devam edeceğini düşünüyorum. 71 tane tersanemizde bakım ve onarıma yönelik güzel işler yapılmaya başlandı. Tek tek saydığımızda çokta pesimist olmak istemiyorum ama denizcilik maalesef iyi durumda değil. Türkiye ekonomisi açısından da tek parti döneminde iyi şeyler olacağını düşünüyorum. Avrupa Birliği olan ilişkiler memnuniyet verici fakat Rusya ile olan ilişkiler ezelden beridir dost olan bir ülke ile ilişkiler dikkat çekici boyuttadır. Burada Rusya ile olan ilişkiden dolayı ekonomiyi konuşmanın hiçbir anlamı yok. Ama 2016’nın Türkiye için hayırlı geçmesini diliyorum”
 


Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Emre Kızılgüneşler: 2015 yılı içerisinde faaliyetlerine başlayan teknik tekstiller ve arge merkezimiz (TEKSMER) teknik tekstiller konusunda firmalarımıza destek vermeye devam edecektir. Bildiğiniz üzere sektörümüz, hammaddeler ile birlikte ülkemizde en çok ihracat yapan sektör, en çok kadın istihdamını sağlayan sektör olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu doğrultuda hazırgiyim ihracatçısının rakipleri ile olan rekabet şartlarının yakınlaşması, aynı zamanda üretici konumunda bulunan sektörümüzdeki motivasyonun artması amacıyla geçmiş dönemlerde çalışmalarına başladığımız "nitelikli sanayici belgesi" sektörümüzün büyümesini sağlayabilecek en önemli unsurlardan biridir. Özetle 2015 yılı ihracatçı sektörlerimiz için çok parlak bir yıl değildi ancak 2016 yılının artık ülkemizin tekrar üretime ve üretim odaklı büyümeye odaklandığı bir yıl olması gerektiğini düşünüyoruz."
 


İZMİR, GELECEK 10 YILDA…
Ege Genç İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Seda Kaya: 2015 yılında iki seçim atlattık. İç siyasetten dış politikaya kadar, ekonomiden teröre kadar pek çok farklı alanlarda karmaşık bir sene geçirdik. Bu çerçevede, 2015 senesi tüm Türkiye’de olduğu gibi İzmir için de zor bir yıl oldu. Ancak bu olumsuzlukların içinde 2015 İzmir için çeşitli açılımların gerçekleştiği bir yıl da oldu. Limanlar, tüp geçit, otoyol, yeni kent merkezi, hava ulaşımı tartışmaları içinde İzmir kendine yeni bir vizyon aralamayı başardı. Dünyada taşımacılık sektörünün gittikçe büyüdüğü bir dönemde, İzmir’in liman kenti olması kaçınılmazdır. İzmir olarak büyüyen pastadan daha fazla pay almamız için Çandarlı Limanının ve Alsancak Limanının daha aktif rol alması gerekmekte Limanın özelleştirilmesi için start verilmelidir. Ayrıca Çandarlı Limanın da Uluslararası aktarma limanı olması için gerekli yatırımlar yapılmalıdır. Körfez Tüp Geçit Projesi’nin İzmir’e artı değer katacak bir başka proje olduğunu düşünüyorum. Bunun yanında, İzmir’in merkezi, “Yeni Kent Merkezi Projesi” dahilinde kurulduğu yer olan Smyrna’ya dönüyor. Değeri 18 milyar doların üzerinde olan Yeni Kent Merkezi Projesi, beraberinde yeni alt yapı beklentilerini ve trafik sorunlarını da getirecektir. Gökdelenlerin tümünün kullanılmaya başlanmasıyla bölgedeki sirkülasyon 50 binleri bulurken, alt yapı ve trafik sorununun gözden kaçırılmaması gerekir. Uçuşlar konusunda da İzmir’e gereken önceliğin tanınacağına inanıyoruz. THY Genel Müdürü Temel Kotil'e EGİAD olarak konuyu bizzat biz iletip önermiştik. O zaman kendisi de bunun uygun olacağını belirterek olumlu sinyal vermişti. İstanbul artık kapasiteyi karşılayamıyor. İzmir 2. Hub noktası olursa İzmir sanayi, ticaret ve turizm alanında gerçekten üst noktaya ulaşacaktır. İzmir’in elini güçlendirecek bir diğer proje, İstanbul İzmir otoyolunun tamamlanmasıyla iki kent arasındaki ulaşım süresi 3 saate düşerek, iki kent arasındaki ticari birliktelik artacaktır. İstanbul’u tercih eden turist, günübirlik İzmir’e gelebilecektir. Tüm bu projelerin hayata geçirilmesi ile İzmir’de birçok sektörün canlanacağını söyleyebiliriz. İzmir olarak önümüzdeki 10 yılı iyi planlamalıyız.  Ege’nin incisi İzmir, hak ettiği noktaya gelmelidir. Türkiye’nin öncü şehri olarak İzmir'e sahip çıkmak hepimizin sorumluluğudur. Bu projelerin gerçekleşmesi ile 10 yıl içinde İzmir, Türkiye’nin en önemli lokomotifi olacaktır.
 


İzmir Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Hasan Küçükkurt:  2016’da Türkiye olarak duble performans göstermemiz gerekiyor. AR-GE ve inovasyona maksimum destek verilmeli, üretim ve istihdama dönük politikalar hızla hayata geçirilmeli, Aynı süreçte bir yandan da barış ve kardeşlik ortamı bir daha bozulmamak üzere tesis edilmeli.  İş dünyası olarak bizler, özlenen Türkiye için desteğe hazırız. İzmir özelinde ise Körfez Geçişi, Körfez Temizliği, Kent Dönüşümü  gibi projeler bir an önce hayata geçirilmeli.  Yine İzmir’in HUB olması için gereken adımlar artık atılmalı.
 
Müteahhitler Federasyonu Başkanı ve İnşaat Mühendisi Necip Nasır: 2016 yılında İzmir'in gerek altyapı gerekse de üstyapı anlamındaki eksiklerinin tamamlanmasının ve marka kent kimliğine yakışan projelerin yaşama geçirilmesinin öncelikli hedefler arasında olmasını istiyoruz. MÜFED olarak, kentsel dönüşüm, ada bazlı kent planlamasının yapılması, depreme dayanıklı binalar ve çevreci bir şehir düzenlemesi konularına yıllardır dikkat çekmek için çalışıyoruz. İzmir'deki bazı yatırımlar, açılan davalar sonucunda yarım kalıyor, kentin yarınlarının kurulması için mutlaka yeni adımların atılması gerekiyor. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanımız Binali Yıldırım’ın, İzmir’in iki yakasını buluşturacak Körfez Tüp Geçit Projesi de bu bağlamda kentimize değer katacaktır.