CHP’nin Kurultay davası 8 Eylül’e ertelendi. Saray memnun. Hengâme sürecek.
CHP’li yöneticiler açıklama yaptı; İktidar ülke sorunlarını konuşmamızı istemiyor. Ama başaramadılar, sorunları konuşmaya devam edeceğiz…
Sorunları konuşmak…
Bilindiği gibi, bölgede ülke haritalarının yeniden çizileceğine dair emareler giderek güçleniyor. Ve Özgür Özel, Almanya’da Sosyal Demokrat Parti Kongresi’nde konuşuyor, Türkiye’de olanları anlatıyor, İmamoğlu’na destek istiyor.
Yanı sıra, sosyal demokratların yeni Dünya düzenine nasıl baktığı ve çözüm önerileri üzerine konuşmasını beklerdim.
Liberal dönem sonlanırken, geçiş sürecinde kamucu ekonominin ve milliyetçiliğin öne çıktığı koşullarda, sosyal demokrat parti programlarının ayırt edici özelliğini anlatsa, ne iyi olurdu.
Türkiye, bölgesinde ağırlığı olan bir ülke…Ne ki CHP bu ağırlığı siyasete taşımak konusunda tembel. Batı ile ilişkilerinde CHP yönetiminin kafası sanki karışık.
Yürüyen gerçek; Avrupa Lozan’dan beri Türkiye Cumhuriyeti’ne mesafeli…
1957’de Roma Antlaşmasıyla kurulan AET, 1993’te kurulan AB’ye entegre edildi. Yani, 1957’den beri Türkiye kapı önünde… Türkiye’yi AB’ye almak yerine bekleme odasında tutmayı yeğleyen Batı, Gümrük Birliği ile konuyu kapattı.
Yeni Dünya düzeninde AB’nin sürdürülebilirliği tartışılırken gerek NATO’da gerek AB’de yeniden yapılanmanın zarureti üzerine konuşmak gerekirdi.
Durum gerçekten vahim. Bir tarafta, Emevî İslamı’nı “en üst kimlik” kabul eden federasyonu savunan Cumhur İttifakı; diğer tarafta ise, CHP’nin tarihi misyonu. Ortada da kimlik siyasetinin getirdiklerinden beslenen Erdoğan rejimini ayakta tutmaktan yorgun toplum.
Bu gidiş endişe veriyor. İktidarın CHP’yi karıştırmak için yaptığı baskı karşısında salt mağduriyeti oya tahvil etmek için konuşanların unuttuğu bir şey var;İktidarlara direnirken başı derde giren halk öncüleri, hiçbir zaman diyet istememiştir. Mahkeme kürsülerinden yaptıkları savunmalar insanlığa ışık olmuş, tarihe geçmiştir. Bu insanlar, mücadelenin bedelini onurlarıyla ödedikleri için halk indinde kahraman olmuşlardır.
CHP’nin işi giderek zorlaşıyor. Deniz Baykal’dan sonra başlayan değişim CHP’de elan sürüyor. Ancak değişen CHP’nin memleket meselelerine bakışı sıkıntılı. Gerçeğin bilgisine genellikle uzak duruyor.
Erdoğan ile itişerek mücadele, Erdoğan’ın da arzu ettiği mücadele biçimidir.
Dahası parti içi nefret ilişkileri CHP’yi tüketiyor. Gruplar arası husumete son verecek akla ihtiyaç var.
Türkiye, din ve etnisite gruplarının öne çıktığı yeni anayasa ve toplumsal mutabakata zorlanıyor. Yeni bir toplumsal mutabakata ihtiyaç var. Ancak laiklik ilkesi kırmızı çizgidir. “Ya onlar ölecekler ya biz öleceğiz.”diyenlere alkış tutanların dikkatine…
Kemal Kılıçdaroğlu’nungeri dönüş tartışmaları tesadüf değil.Leman Dergisi olayı hiç tesadüf değil.
Her şey için çok geç olmadan, CHP’nin kendine gelmesi ve tarihi misyonuyla homojen siyaset yapması, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının dileğidir.