Çeşme ve İzmir, TBMM Plan Bütçe Komisyonunda gündeme geldi. Ne zamandır gelmiyordu. Ne güzel değil mi? İzmir ve Çeşme çok hayati sorunları olan şehirlerimiz. Küresel ısınma ve kuraklığa bağlı susuzluk can yakıcı önemde.

Deprem riski bakımından da İzmir, çok hassas konumda. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Konak Belediyesi hizmet binaları yıkıldı önlem olarak, ama yüzbinlerce riskli binalarda, milyonlar yaşıyor. Yine Körfez kirliliği de bir türlü çözülemeyen sorunlar arasında yer alıyor.

Deprembilimciler İzmir’deki riskli bölgeleri sayarken, İzmir’in büyük bölümüne yer veriyorlar listelerinde. Su bilimciler ise hem Körfez hem de barajlar konusunda çok gecikmiş önlemlerden söz ediyor.

Plan Bütçe Komisyonunda söz alan AKP İzmir Milletvekili Yaşar Karapınar, İzmir’in çok önemli alt yapı ve çöp sorunu yaşadığını ifade etti. CHP’li belediyeler kendi görevlerini yerine getiremiyor, bu nedenle hükümetimizin İzmir’e yönelik yatırımlara engel olunmasını doğru bulmuyoruz diye de eklemiş.

Peki, hükümet İzmir’e nasıl yatırımlar yapmak istiyordu da kimler nasıl engel olmuş? Onu da açıklıyor Sayın Vekil. Çeşme Projesi kapsamında satılacak hazine arazilerinden yaklaşık yirmi milyar dolar gelir elde edilecek ve bu İzmir’in alt yapısına harcanacakmış. Buna engel olunduğu için bu sorunlar yaşanıyormuş.

Ne kadar ilginç değil mi? CHP’li belediyeler asli görevlerini yapamıyor. Bence de doğru. Ama hükümet, zaten yapamasınlar diye, CHP’li belediyeleri silkelemiyor mu?

Ayrıca 23 yıldır hükümet İzmir ve Çeşme’ye nasıl bir alt yapı ve turizm yatırımı yapmış ki ya da yapmaya kalkıp da engellenmiş. Turizm yatırımı denilen şey, sadece arazi satma ve inşaat faaliyeti midir?

Çeşme hazine arazileri satılmaz ise, İzmir’in çöpü toplanmayacak mı? Körfezi temizlenmeyecek mi? Depreme karşı önlemler alınmayacak mı?

Sayın Vekil’e sormak lazım, Urfa, Kayseri, Kocaeli, Gazi Antep’e alt yapı hizmetleri gitmesi için bu şehirlerde hangi arazileri satma koşulu getirildi? İzmir Milletvekili olarak 23 yıldır Kültür ve Turizm Bakanlığının, kültür ve turizm özellikli hangi yatırımı oldu Çeşme’de?

Çeşme’de bu süre içerisinde, çağdaş turizm normlarına aykırı, kıyı işgalleri, rezidans işgalleri ve adrese teslim imar planları dışında nasıl bir hükümet girişimi oldu ki? Turizm imar alanlarındaki inşaatların rezidanslara dönüştürülmesi mi turizm?

AKP’li vekil Karapınar, önceki Başkan Soyer ve Çeşme Belediye Başkanı bizimle birlikte idi bu projede ama sonra ne olduysa fikir değiştirdiler demiş. Aslında fikir değiştirmediler, çünkü Bilirkişi Raporu belli oldu, bu projede kamu yararı olmadığı gibi, telafisi imkansız zararlar verecek özelliklere sahip ifadesini görünce, önce CHP Genel Merkezi, “karşıyız” açıklaması yaptı, ardından da belediye başkanları, “o zaman biz de karşıyız” demek zorunda kaldılar.

Şimdi Büyükşehir Belediye Başkanı ve Çeşme Belediye yönetiminin bu projeye sıcak baktığını ima ediyor Karapınar. Zaten bu mesajlar basına da yansıdı. Ama burada kritik soru şu, İzmir Milletvekili ve CHP sözcüsü Deniz Yücel, “Çeşme’yi yağmalatmayacağız” açıklaması yapalı epey zaman geçti. Acaba CHP Genel Merkezi de Büyükşehir ve İlçe Belediye yönetimi gibi, ikna mı oldu, yoksa pek çok konuda olduğu gibi, CHP’de herkes kafasına göre mi hareket ediyor? Çünkü yine CHP milletvekili olan Mahir Polat ise, bizden görünenler ile Çeşme’yi yağmalayacaklar dedi.

AKP’li Vekilin, İzmir’in altyapı ve çöp sorunlarının çözümünü, Çeşme hazine arazilerinin satılma koşuluna bağlaması, çok dramatik bir beyan doğrusu. Yani bakanlık bütçelerinden İzmir’e bütçe yok, Belediye bütçelerinde kesintilere devam ama arazi satıp kaynak aktaralım diyor.

Çeşme ve Yarımada, taşıyabileceği bina ve nüfus kapasitesini zaten aşmış durumda, buna rağmen, sırf milyarlarca dolar rant hesabı ile bir bölgeye bu ihanet yapılamaz. Turizm, bu işin ideolojik kılıfı. Yoksa Yunan adalarına akın akın giden turistler, daha çok otel ve bina var diye mi gidiyor?

Ya da madem turizm konusunda duyarlısınız, ne diye turizm imarlı bölgeleri özel ticari alanlara çeviriyorsunuz? Çelişkilerle dolu açıklamalardan da anlaşılacağı gibi, bütün şehircilik ilkelerine aykırı bu proje, ne Çeşme’nin ne de İzmir’in sorunlarını çözmeye yöneliktir. Tam tersine yeni sorunlar üretecektir.

Körfezinde tonlarca ölü balığın kıyılara vurduğu bir şehir İzmir. Lağımları denize boşalan bir turistik yer Çeşme. Üstelik sadece bu yaz binden fazla dev orkinos ölüsünün kıyıya vurduğu yer. Şimdi bunca yılın birikmiş bu sorunlarını çözmek için tek koşul, hazine arazilerinin satışından elde edilecek rant mı?