Türkiye yarınlarını aydınlatacak, güven ve huzur veren bir güzel yüreğini, Ferdi Zeyrek’i kaybetti… Başın sağ olsun üzgün ülkem…
Kalbi, sevgiyle, umutla, çalışkanlıkla atan bir genç insanı, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’i kaybettik. 48 yaşında, hayatının baharında, evinin bahçesinde, sıradan bir akşamda, bir havuz motoru arızasına müdahale ederken elektrik akımına kapılarak hayata veda etti. Bu kadar basit, bu kadar trajik, bu kadar beklenmedik. Kimse böyle bir ölümü hak etmez. Bu ülkede yaşamak bedava, ölmek ise sudan ucuz…
Ferdi Zeyrek, Manisa’nın umudu, halkın sesi, geleceğin mimarıydı. 31 Mart 2024’te, Manisa halkının büyük desteğiyle belediye başkanı seçildiğinde, sadece bir koltuğu değil, bir şehrin hayallerini omuzlarına almıştı. CHP’nin Manisa İl Başkanı olarak geçirdiği yıllarda, halkın arasında, onların dertleriyle dertlenen bir liderdi. Sosyal belediyecilik vizyonuyla, eşitlik ve adalet için attığı adımlarla, Manisa’da değil, tüm Türkiye’de kalplerde yer edinmişti. O, sadece bir belediye başkanı değil, bir yol arkadaşı, bir Manisa sevdalısıydı.
6 Haziran gecesi, Kurban Bayramı’nın ilk gününde, evinin havuz makine dairesinde başlayan kâbus, 66 saatlik bir yaşam mücadelesiyle son buldu. Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi’nde, ECMO cihazına bağlı, diyalizle desteklenen bir beden, ne yazık ki o güçlü ruhu taşıyamadı. “Kardiyak arrest” denilen soğuk bir tıbbi terimle, Ferdi Zeyrek’in hikayesini bitirdi. Ama o hikâye, Manisa’nın sokaklarında, meydanlarında, kalplerinde yaşamaya devam edecek.
Trajedi, sadece bir insanın kaybıyla sınırlı değil. Ferdi Zeyrek’in kızı Nehir’in, “Babamın kanını yerde bırakmayın” feryadı, bir evladın acısını değil, bir toplumun adalet arayışını yansıtıyor. Eşi Nurcan Zeyrek’in cenaze töreninde, “O Manisa sevdalısıydı, hepinizi çok seviyordu,” diyerek on binleri gözyaşlarına boğması, bir ailenin değil, bir şehrin yasını özetliyor. Annesi Gülten Zeyrek’in, oğlunun ölüm haberiyle aynı hastanede fenalaşması, bu acının katmerli ağırlığını gözler önüne seriyor.
Ve Manisa… Onun için ayakta, onun için hastane önünde saatlerce gözyaşlarıyla bekleyen Manisalılar… Cumhuriyet Meydanı’nda kılınan cenaze namazı, Hatuniye Camii’nden yükselen dualar, belediye binası önündeki tören… Hepsi, Ferdi Zeyrek’in bu şehre dokunduğu sevginin, emeğin, vefanın birer nişanesi. Spor kulüplerinden, “Onu her zaman saygı ve minnetle anacağız,” diyen Manisa Basket’e; “Acımız büyük,” diye haykıran Manisa FK’ya kadar, herkes onun izini taşıyor.
Ama bu ülkede ölmek sudan ucuz. Bir havuz motorunda 68 ila 80 voltluk kaçak akım, bir belediye başkanını, bir babayı, bir eşi, bir dostu aramızdan aldı. Soruşturmalar sürüyor, ihmal araştırılıyor, tanıklar dinleniyor. Peki, ya sonrası? Nehir’in feryadı duyulacak mı? Nurcan Zeyrek’in “Üç yavruma hem anne hem baba olacağım” sözü, bu ülkenin ihmallerle dolu hikayelerine bir çare olacak mı?
Ferdi Zeyrek’in ölümü, bir kaza değil, bir aynadır. Bu ülkede hayat, bir anlık dikkatsizliğin, bir küçük ihmalkârlığın pençesinde bu kadar kolay sönebiliyor. Onun gidişi, sadece Manisa’yı değil, benim gibi hiç tanışmamış olanları bile yasa boğdu. Çünkü o, halkın içinden, halkın kendisiydi. Ve şimdi, o umudu yaşatmakhepimizin borcu.
Manisa ağlıyor, Türkiye ağlıyor. Ama gözyaşları yetmez. Bu ülkede yaşamak bedava olabilir, ama ölümü bu kadar ucuz olmaktan çıkarmak için bir şeyler yapmalı. Ferdi Zeyrek’in anısına, onun inandığı eşitlik, adalet ve sevgi için, bu borcu ödemeliyiz. Mekânın cennet olsun, Ferdi Başkan. Seni unutmayacağız.