Sanayi sermayesi ile AKP iktidarının 2. döneminde gerilmeye başlayan ilişkiler bir daha hiç düzelmedi. 15 yıl kadar önce, Rahmi Koç’un sanayi üretimini gerileten ekonomik programa itirazı ve Erdoğan’ın verdiği ağır yanıt, işaret fişeği gibiydi.

5’li çete veya beton sermayesi olarak adlandırılan iktidara yakın sermaye grupları ile sanayi sermayesi arasında süren iktidar mücadelesinde, AKP ve CHP son viraja girdi. Bu virajda yeni anayasa ve terörsüz Türkiye var.

İmamoğlu’nun başına getirilenler, İstanbul sermayesi ile Saray arasındaki hesaplaşmanın tezahürüdür. Ayni süreçte, TÜSİAD’ın tepesindeki iki ismin başına gelenler tesadüf değil.

Federasyon fikrini savunan Saray, yeni anayasa hazırlığı yapılan bu kritik süreçte, Diyanet İşleri Başkanlığı’na verdiği yetkiyle akılları iyice karıştırdı. Kuran-ı Kerim meali denetim yetkisi, “Emevî İslamı”nın etkisini artıracak. Kürt, Arap, Türk Federasyonu yolda…

Buna karşılık, İmamoğlu’nu destekleyen İstanbul sermayesinin ne dediği, nasıl tepki verdiği bilinmiyor.

Hakeza, İstanbul sermayesi-Avrupa Konseyi hattında güç aktararak siyasette öne çıkanların Türkiye için nasıl bir kaygı taşıdıkları pek bilinmiyor.

Evet, büyük hesaplaşmanın ayak sesleri giderek yaklaşıyor. Ancak, bu koşullarda hesaplaşmanın Türkiye Cumhuriyeti’ne ne getirip ne götüreceği oldukça belirsiz.

Nedenine gelince, sorunların nasıl ele alınacağına dair bir mutabakat yok. Yani, problematik sorunu var. Sorunlar ve çözüm yollarının doğru dürüst konuşulamadığı koşullarda, çözüm niyetine dayatılanların getirecekleri belirsiz.

Yeni Dünya düzeninde, Türkiye Cumhuriyeti’nin Ortadoğu’ya dahil edilmesi fikri, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesi ve kuruluş ilkeleriyle bağdaşmıyor. Cumhuriyet’in Doğu politikası, Ortadoğu ile oldukça mesafeliydi.

Bugün, Cumhuriyet’in yüzyıllık dış politikası ortadan kaldırılırken, Türkiye, 3’lü Federasyon ile Ortadoğu’ya itiliyor.

Seksen darbesinden sonra, DTÖ marifetiyle ticaret sermayesi öne çıkarılırken, kimlik siyaseti de siyasal alana hâkim oldu. Bu son aşamada da Federasyon fikri dayatılmış bulunuyor.

Evet, bir plan yürümüş ve son aşamasına gelmiş. BOP veya başka bir şey…

Şimdi, bir karar vereceğiz. Ya direneceğiz ya da teslim olacağız.

Belirsizliğin bütün dengeleri alt üst ettiği koşullarda, ülke sürekli kan kaybediyor; ticaret sermayesi ile sanayi sermayesi, muhafazakârlar ile sosyal demokratlar, Türkler ile etnisite grupları, dindarlar ile laikler; yeni toplumsal mutabakat için bir araya gelerek çözüm yollarını konuşmayı artık düşünmeli.

Büyük hesaplaşmanın son aşamasındayız. Türkiye Cumhuriyeti ile Arap-Kürt-Türk Federasyonu yanlıları arasında oluşan gerilim hattında, Cumhuriyet devrimi büyük sınav verecek.