25 yıl önce ve bugünden “iki gün” önce...
Takvimler...
2000 yılının 3 Temmuz’unu gösteriyor...
Günlerden Pazartesi...
Usta yönetmen Ali Özgentürk...
Yeni filmi “Balalayka”yı Batum’da çekmeyi planlıyor...
Başrolde...
Efsane oyuncu Kemal Sunal var...
THY’nin “Trabzon” uçağı kalkmak üzere...
Hava eskisi gibi neşeli değil; çünkü...
Kemal Sunal'ın uçak korkusu var ya; sorun orada…
Usta aktör...
Yönetmen Özgentürk'e şakasını yapıştırıyor:
“Uçakta yanımda oturursan gideriz...”
Bi'yanında yönetmeni, diğer yanında oğlu Ali Sunal…
Gerisini Özgentürk anlatıyor:
“Uçak kalkmamıştı bile… Çok gırgır, tatlı şeyler konuşuyorduk… Uçak yavaştan yürümeye başladı, konuşmamız durdu… Kemal'in korktuğuna dair hiç bir belirti yoktu… Birden başı omzuma düştü… Ali de oturduğu yerden kalktı… Ben (Doktor yok mu?) diye çığlık attım... Bayılmışım... Sonrasını hatırlamıyorum…”
***
Türkiye’yi güldüren Kemal Sunal...
İşte böyle hayatımızdan çıktı, gitti!
O sırada 55 yaşına yeni adım atmıştı...
***
Kafadan “üç nesil” büyüttü!
Melek oldu; “yetmez” dedi...
Vefatından bu yana...
Neredeyse iki nesil daha geliverdi “Şaban Sever” olarak...
Onları da büyüttü!
İşte bu nedenle...
“İnek Şaban'ı hiç ama hiç unutamıyoruz?”
Yaşasaydı...
Bugünlerde “81 yaşının” tadını çıkaracaktı...
Ve emin olun...
Hala...
Üçüncü kuşağı da güldürüyor olurdu!
***
Hayatı boyunca…
Bi’kez olsun...
Doğduğu gün(!)...
Yaş günü pastasındaki mumları üfleyemedi…
Daha doğrusu…
“Bilerek ve isteyerek yaş gününü kutlamadı!”
Hep ertesi güne bıraktı…
Çünkü…
Ulu Önder Atatürk'ü kaybettiğimiz günde…
10 Kasım'da dünyaya gelmişti…
Yakınlarına gururla hep şöyle derdi:
“Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefat ettiği günde doğum günü kutlayamam, sevinemem... 11 Kasım doğum günüm olsun…”
Bu nedenledir ki…
O “10 Kasım” prensibini hiç bozmamış…
***
İnanır mısınız?
“İnek Şaban”ı izleyerek büyüyenlerin…
Şimdi…
“Kemal Sunal Sevdalısı” torunları var…
Bu memlekette bundan daha güzel ne olabilir?
***
Alın size harbi bi'örnek…
Günlerden bir gün…
Kemal Sunal' ın kızı Ezo Sunal'ı…
Yolda giderken gençten biri durdurmuş ve...
“Beni babanız büyüttü!” demez mi?
Ezo Sunal şaşkın...
“Nasıl yani?” diye sorumuş…
Genç adamın cevabı öyle hüzünlü ki:
“Babamı kaybettikten sonra ablam çalışmak zorunda kaldı… Annem de çalışıyordu… Evdeki videoya iki Kemal Sunal filmini arka arkaya koyar, giderlerdi… Bilirlerdi ki; ben onları izlemeden oradan kalkmam…”
Kahkahalarınızı tutmayın; gülmek serbest!
***
80'li yılların ortasında…
'Gurbetçi Şaban' filmini çekiyor…
Rol gereği, Alman patronun fabrikasını satın alacak…
Duvardaki Atatürk fotoğrafını gösteriyor Alman'a…
Tam 40 saniyelik bir sahne…
(Sanıyorum senaryoda yok, doğaçlama yani…)
Ve diyor ki Alman patrona:
'Tanıdınız mı? Atatürk… Dünyanın en büyük adamı… Selam verecekseniz, bana değil O'na vereceksiniz…'
O sahne…
Bugüne değin milyonlarca kez tıklandı…
Hala tıklanmaya devam ediyor…
***
İstanbul'daki tarihi Vefa Lisesi'ni…
11 yılda bitirerek Türkiye rekoru kırmış…
Marmara Üniversitesi Gazetecilik bölümünü kazanmış ama…
80 Darbesi nedeniyle yarım bırakmak zorunda kalmış…
Yılmamış…
95'te aynı üniversiteden mezun olmuş…
40'lı yaşların ortasına geldiğinde…
Yüksek lisans yapmaya karar vermiş…
Tez için konu ararken…
Bi'bakmış ki…
“Beni kimse araştırmayacak galiba, onu da ben yapayım bari…” diyerek…
İşe koyulmuş…
Ortaya…
“Televizyon ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü…” çıkmış…
***
Tezin sadece son satırları bile yarınları anlatmaya yeterli:
“Sonuç olarak, Kemal Sunal filmlerini 3 yaşından 123 yaşına kadar Türkiye'de herkes izliyor… Türkiye'de her gün 3 yaşına kaç çocuk giriyorsa hepsi Kemal Sunal'ın yeni seyircisi oluyor… Bu da gösteriyor ki, Kemal Sunal daha uzun yıllar izlenme rekorları kırmaya devam edecek…”
***

Kanıtı basit…
Bugün, yoldan geçen ilkokul birinci sınıf öğrencisine sorun:
“İnek Şaban kim?”
Cevap bi'solukta gelir:
“Kemal Sunal…”
***
Bitiriyoruz...
Kemal Sunal, büyük aktördü…
Düzgün insandı…
Ahlakı, saygısı çok güçlüydü…
Filmlerindeki mizahın yarısını kendisi üretirdi…
Bizim ulusal komiğimizdi…
Ama…
Aynı zamanda çok ciddi bir insandı…
O “Şaban” karakterini ciddi bir yoldan elde etti…
Ne ilginçtir ki…
Türk Sineması, neredeyse çeyrek asırdır…
Bir Kemal Sunal daha yaratamadı…
Hak ediyor; o zaman...
Biz de kalbimizden geçeni ekleyiverelim:
“SEN GÜLDÜN KEMAL USTA, TÜRKİYE GÜLDÜ...”
Nokta…
Sonsöz: “Kemal Sunal'ı minnetle anıyoruz... Öncelikle, bizi “biz” gibi anlatırken Türkiye'yi güldürmeyi başardığı için...”