İZMİR - Milli Emlak Müdürlüğü tarafından Çeşme Belediyesi’ne yazılan bir yazıyla ortaya çıkan durum hakkında gerekli itirazın yapıldığını söyleyen Çeşme Belediyesi AK Partili Meclis üyesi Hüseyin Boyacı, yapılmak istenen RES’lere yerleşim birimlerinden uzak olmak kaydıyla karşı olmadıklarını söyledi. Boyacı, “Karadağ’da Okman Enerji tarafından kurulmak istenen RES’e karşı imza kampanyası ile sesimizi duyurmaya çalışırken, Çeşme ile Çiftlikköy ve Ovacık arasında kalan ve yerleşim birimleriyle iç içe olan mevkide şimdi de ABK firması tarafından hazine ve şahıs arazileri üzerinde kurulmak istenen RES için hayvan barınağımıza bile talip olunduğunu öğrendik. Bu yatırımcıları insafa davet ediyoruz. 1994 yılında ‘Başıboş Hayvanların Denetim ve Koruma Merkezi’ olarak Maliye Bakanlığı Milli Emlak Müdürlüğü tarafından Çeşme Belediyesi’ne tahsis edilen araziye göz dikmeleri Çeşmelileri adeta çileden çıkardı. Yolda önümü kesip hesap soruyorlar. Bu kadarı da olmaz diyorlar. Zavallı hayvanlardan ne istiyorlar diye tepki gösteriyorlar” diye konuştu.
ÖZEL MÜLKİYETLER NE OLACAK?
Bu konuda belediye ile bilgi paylaşımı ve halkı bilgilendirme olanağı olmadığını, tüm ilçeyi ilgilendiren konularda RES yatırımcılarının yöre halkını gerek basın, gerek belediye ilan tahtası, belediye hoperlöründen duyuruyla ya da diğer iletişim yolları ile haberdar etmediğine dikkat çeken Hüseyin Boyacı sözlerini şöyle sürdürdü:
“İlgili firmanın 2009 senesi yaptığı müracaata belediye meclisi tarafından olumsuz görüş bildirilmişti. Çeşme'de Karadağ, Çeşmeköy - Ovacık arası, Mamurbaba ve Kızılkaya’da ön lisans almış görünen dört firma, kendilerine göre en uygun yatırım ve işletme maliyetini düşünürken, Çeşme'nin gelecek 50 yılına ipotek koymaya çalışıyorlar. ABK’nın RES kuracağı bölgedeki özel mülkiyetler üzerinde boyları 100 metreye yaklaşan devasa sekiz türbin ve koruma alanları, şalt merkezi ve depolama alanı, gerekse yeraltı ve yer üstü yüksek gerilim nakil hatları için kullanım hakkı tesisi ve istimlak söz konu olacaktır. Geleceğini turizmden kurgulayan güzide ilçemiz Çeşme başka yere gidemez ama RES alanları Çanakkale - Datça arasında bir çok alana tesisi edilebilir. İşin kolaycılığına Çeşme kurban edilemez. Yatırımcıların bu konuda toplum adına daha duyarlı davranmalarını beklemek Çeşme’nin hakkıdır. Ayrıca dikilecek 8 türbin arası birbirleriyle yeraltı nakil hattıyla bağlanacak. Türbinler arasında kalan özel mülkiyetler kazılarak taciz edilmeyecek mi? Bu özel mülk sahiplerinin mağduriyeti ne olacak? Yoksa kuşaklar boyu sahip oldukları araziler tek kalemde kamulaştırılıp yerlerinden yurtlarından mı edilecekler?”
İNSAN VE YOĞUN CANLI VARLIĞININ OLDUĞU YERLERDEN UZAKTA OLMALI
Çeşme için her zaman teyakkuz durumunda ve paylaşım içinde olmak zorunda olduklarını, yatırımcı için alternatifi var olan bir çok bölgeye karşın Çeşmeliler için başka Çeşme olmadığını vurgulayan Hüseyin Boyacı, “Sedece Çeşmelileri değil tüm Türkiye’deki hayvan hakları savunucusu sivil toplum kuruluşu örgütlerine çağrıda bulunuyorum. Tüm Türkiye’ye örnek hayvan barınağına sahip çıkalım. Üç kuruşluk rant uğruna açık arazide ve kulübelerde yaşayan hayvanlarımızı huzursuz etmeyelim. Ayrıca RES’ler insan kulağının duyamadığı, fakat hayvanları etkileyen, arıların yaşam düzenini bozan, bazı ağaç cinslerinde kurumalara sebebiyet veren desibel altı ve desibel üstü sesler üreterek doğal dengeyi bozarlar. Rüzgar enerjisi üretim sahaları çok dağınıklık arz ettiği için, bu sistemlerin ürettiği enerjinin ulusal dağıtım ve nakil hatlarına bağlanması için her bir üretim sahasından ana sisteme taşıma hatları çok büyük tehlikeler içermektedir. Yapılan bir çok bilimsel araştırma göstermiştir ki, yüksek gerilim nakil hatları geçiş güzergahları boyunca, 500 metrelik bir bölge manyetik alandan etkilenmektedir. Bunun doğadaki özgür hayvanları nasıl etkiyeceğini de bir düşünelim ve ortak tepkimizi gösterelim. RES’lerin insan ve yoğun canlı varlığından uzak, bitki ve hayvan yaşayamayan yerlerde kurulması, mümkünse denizler de oluşturulması konusunda hassasiyetimi dile getirelim” dedi.