Acı ama gerçek!

Türkiye her yeni güne bir “vahşet” ile uyanıyor…

Peş peşe uykuları kaçıran olaylar…

İliklerinizi donduran cinayet başlıkları…

Eskiden üçüncü sayfalarda yer bulan “it-uğursuz” haberleri…

Artık…

Manşetlerden inmiyor…

Daha vahim olanı…

Yaşıyoruz… Seyrediyoruz… Okuyoruz…

“Hayat devam ediyor!” diyerek…

Kendimizi…

O hayatın “iyi-kötü” akışına bırakıyoruz…

Biz…

Milletçe böyle miydik?

***

Annesinin kafasını kesip sokağa atıyor bir evlat…

Kesik baş, yoldan geçen bir kuryenin önüne düşüyor…

Annesini doğrayan genç…

Evi de ateşe veriyor…

Mahalleli kafayı kırmak üzere…

Az sonra kapıyı kıran polis, canavarı götürüyor…

***

Aynı gün; olay yeri Adana…

23 yaşındaki kadın…

Üç yaşındaki kızını ormanlık alana götürüp…

Tabancasıyla öldürüyor…

Sonra aynı silahı kafasına dayıyor ve tetiği çekiyor…

Ana-kızın cansız bedenlerini…

Tesadüfen buluyorlar…

Genç kadın kısa bir süre önce eşinden ayrılmış…

Tam bir cinnet!

***

Yine aynı gün; bu kez adres Gaziantep…

Polis bir eve baskın yapıyor…

Aramada derin dondurucunun kapağını açan polisler…

Şaşkına dönüyor…

Çünkü…

Karşılarında…

Gözleri açık, üç yaşında bir kız çocuğu cesedi…

***

Bu üç olayın tamamı…

Korku filmlerini aratmayacak kadar kan dondurucu…

“Neler oluyor?” demeye kalmadan…

Türkiye…

Her yeni güne bir “vahşet” ile uyanıyor…

Aynı gün yaşanan bunca vahşi cinayeti…

Nasıl kaldırır bu ülkenin insanı?

***

Gencecik bir annenin…

Doğurup, sütüyle beslediği…

Üç yaşındaki kızını tabancayla öldürüp…

Son kurşunu kafasına sıkması “bireysel travma” diye geçiştirilir mi?

***

Dikkat!

Şiddet…

Vahşet’e doğru evriliyor!

Öyle olmasa…

Bir evlat boğazladığı annesinin başını…

Gövdeden ayırıp…

Balkondan sokağa fırlatır mı?

***

Bu ülkede futbol maçına “satır sallayarak” giden taraftar var!

Fotoğrafları çarşaf çarşaf…

Güvenlik güçleri engelleyebiliyor mu?

Neyse…

Bu ayrıntıyı unutun gitsin!

***

Şu tersliğe bakar mısınız?

Peygamberimiz Hz. Muhammed’in bir hadisi var:

“Cennet annelerin ayakları altındadır!”

Ne Cenneti?

Annesini dilim dilim doğrayan var!

***

Kadın Cinayetleri’nin kökü nasıl kazınır? demeye kalmıyor…

Parçalanmış bir ceset çöp konteynerinden çıkıyor!

Kadın’a şiddet…

Azalacağı yerde artıyor…

Çocuklar bile…

Artık sadece şiddetin odağı değil…

Cinayetlerin hedefi oluyor…

En acıklısı şu:

Çocuklarını öldürüp, canlarına kıyan ana-babalar çoğaldı!

Bu gidiş…

İyi gidiş değil!

***

“Türkiye bu acıları neden yaşıyor?”

İşte sebebi…

***

İyice bakın, memleketimdeki son gelişmelere…

Tepemizde savaş var…

Rusya ile Ukrayna birbirini yiyor…

Onlardaki enflasyon…

Bizdekinin beşte biri; bırakın acı acı gülmeyi...

Çaresizliğe mahkum olan biziz…

Para yok… İş yok… Emekli maaşı yetmiyor…

Su, elektrik, doğalgaz faturaları “mütevazı ev kirası”nı çoktan geçti…

Mutsuzluk…

En büyük sendrom şu sırada…

Sevdiklerinin yaşamına son verip, intihar yolunu tercih etmek…

Bu güzel ülkede çözüm olmamalı…

***

Başka bir pencereden bakalım…

Adam psikopat…

Ya da kendini öyle pazarlıyor…

Duruşmaya siyah takım elbise ve kravatla geliyor…

Süt dökmüş kedi gibi…

Boynu eğik…

Yaptığına pişman rolü kusursuz…

Zoraki gözyaşlarıyla…

Filmlerdeki gibi…

“Pişmanım, çok pişmanım… Şimdiki aklım olsa…” diye başlayan…

Çocukların bile inanmayacağı…

Bol acı soslu replikler dudak ucunda...

Karısını sanki bu hayattan koparmış “Merhamet Dilencisi” o sanık…

Bunca yıllık hayat arkadaşını…

Nasıl gözünü kırpmadan öldürüp, parçalara ayırarak…

Her parçasını da farklı semtlerdeki çöp konteynerlerine atan…

O koca / sevgili…

Nasıl olur da…

İyi halden ve derin pişmanlıktan yararlanarak…

Birkaç yıl sonra…

Aramızda dolaşmaya başlar?

***

Bitiriyoruz…

İzmir’in tanınmış psikiyatri uzmanlarından Doktor Hüsnü Uçar’ın…

Türkiye’nin son yıllarda tanık olduğu…

“Vahşetin Çağrısı”ndan farksız…

Cinayet ve intihar silsilesi gölgesinde dile getirdiğimiz…

“Neler oluyor bize?” sorusuna…

Kısacık bir cevabı var…

Aslında ışık saçan bir “netice”yi seslendirdi yılların hekimi…

Ve dedi ki:

“Şöyle bir düşünün…

Bu ülkede 30 yıl önceki psikopat sayısı…

Birdenbire artmış olabilir mi?

Mümkün değil…

O zaman esas sorun kanunlarımızda ve tabii ki…

Onları uygulayanlarda…

Eskisi gibi olabilir miyiz?

Zor değil…

Arzu edilen hukuk düzeni gelirse her şey rayına oturur…”

Farkında değil misiniz?

Yedi-sekiz yıl süren davalar var…

Otobüste mini etek giymiş kıza saldırıp, yumruk atan…

Eğer serbest kalıyorsa(!)

E, daha “bilimsel” nasıl anlatsın yaşadıklarımızı Dr. Hüsnü Uçar?

Nokta…

Sonsöz: “Yasaların uygulanması, onların yapılmasından daha zordur! / Thomas Jefferson – Amerika Birleşik Devletleri’nin üçüncü başkanı…”