Günümüzde kaç erkek…

Sevdiği kadına şöyle seslenir?

“Bir şarkısın sen, ömür boyu sürecek…

Dudaklarımdan yıllarca düşmeyecek…”

***

Az, biraz imkansız gibi görünse de…

Derin aşk…

Bundan daha güzel nasıl anlatılır?

***

Sevgiliye, “Bir şarkısın sen…” demenin modası…

Taaaa, 55 yıl önce başladı bu memlekette…

Benim ve yaşıtlarımın lise iki’de filan olduğu zamanlar…

Hikayesini bilen parmakla gösterilir ama…

O öykü en az “şarkısı kadar” şahanedir…

***

Takvimler 1967 yazını işaret ederken…

Yeşilçam’ın ünlü şirketlerinden Erman Film…

Kerime Nadir’in “Samanyolu” romanını sinema filmi yaptı…

Başrolde Ediz Hun ve Hülya Koçyiğit var…

Aslında platonik bir aşk hikayesi…

Yönetmen Orhan Aksoy’un usta işi çalışmasında…

“Zülal ile Nejat”ın büyük aşkı anlatılıyor…

Yakışıklı Nejat…

Güzeller güzeli Zülal’i hiç bitmeyen bir aşkla severken…

Zülal ise züppe arkadaşlarının önünde Nejat’ı rencide ediyor…

Gerisini anlamışsınızdır…

Mendiller ıslanıyor…

Hıçkırıklar çoğu kez filmin sesini bastırıyor…

Öylesi bir duygu seli yani…

***

Film, 10 numara 5 yıldız ama…

Bir de “insanı kendinden geçiren” fon müziği var ki…

Allah… Allah…

Tam “kalplere vur bir zımba” türünden…

Gönül kulağı ile dinle…

Ağlayacağın yoksa bile gözlerin nemlenir; o kadar yani…

İnanılacak gibi değil…

“Samanyolu plağı çıktı mı?” diye, çarşı çarşı dolaşanlar var…

Filmin yapımcısı Hürrem Erman…

Görüyor, fon müziğin filmle yarıştığını…

Besteyi yapan Metin Bükey’e tüyo veriyor:

“Filmin müziği çok sevildi, hemen plak yap… Ama, şarkıya esaslı söz yazdırman lazım…”

***

Metin Bükey, koşturuyor Teoman Alpay’a…

Giriyorlar bir meyhaneye…

Teoman Alpay, bi’çırpıda peçetelere sözleri yazıveriyor…

İddiaya göre…

O şarkıyı plağa okuması için ilk teklifi Timur Selçuk’a yapıyorlar…

Büyük usta şarkıyı plağa okumayı kabul etmiyor…

Güya…

O güzel eseri çok alaturka bulmuş…

Metin Bükey’in aklına…

Vasfi Uçaroğlu Orkestrası’nın solisti Berkant geliyor…

Adı yeni yeni duyuluyor ama…

Tek kelimeyle “kadife” gibi sesi var…

28 yaşındaki Berkant, o günlerde…

İzmir Fuarı’nda sahneye çıkıyor…

Davet önemli yerden; ilk uçakla İstanbul’a geliyor…

Prova filan derken, ortaya mis gibi “Samanyolu” şarkısı çıkıyor…

Ve…

Ortalığı kırıp, geçiriyor…

Seven kalplere silinmeyen imzalar atıyor…

Aynen…

Şarkı sözlerinde olduğu gibi:

“Ruhum senin, kalbim senin, ömrüm senin…

Yıllar geçse ölmeyecek bende sevgin…”

***

“Samanyolu” plağının piyasaya çıktığı gün milat oldu…

Herkes, her yerde bu şarkıyı söylüyordu…

Futbol maçında taraftarların heyecanlı sesinde…

Siyaset sahnesinde politikacıların dilinde…

Ama en çok da aşıkların dudaklarında…

“Samanyolu” bir anda…

Berkant’ın imzası ile aşkın, siyasetin ve futbolun ortak şarkısı olmuştu:

“Uzaklara kaçıversek seninle biz…

Bir gün elbet göze gelir bu sevgimiz…”

***

“Samanyolu” şarkısının aslında…

Türkiye’yi gururlandıran bir rekoru var…

Sadece 1968 yılında…

O plak 100 binin üstünde sattı…

Türkiye’nin ilk Platin Plak unvanını alan şarkı oldu…

Ve o tarihte…

Türkiye’nin nüfusu 30 milyonun bi’tık üstündeydi!

İlgiyi düşünün gari…

***

Ancaaak…

“Samanyolu”nun asıl erişilmez bir rekoru var ki…

Ben, o nedenle…

“Samanyolu”na ay-yıldız kokartlı şarkı diyorum…

Efendim…

Bu şarkı…

Türkiye’nin, 16 yabancı dile çevrilmiş…

Tek şarkısıdır…

Türkiye’de patladıktan bir yıl sonra…

1969’da Hollandalı David Alexander Winter tarafından…

“Oh Lady Mary” adıyla seslendirilince…

Batı’da tanınan bir parça haline geldi…

“Samanyolu”nu asıl dünyaya tanıtan ise…

İtalyan asıllı Fransız şarkıcı Patricia Carli oldu…

Yani…

Harika bir gurur örneği…

***

Aslında…

“Katibim” şarkısının da…

“Samanyolu” gibi…

Uluslararası müzik arenasında…

Çok kimlikli ve paylaşılamayan bir hikayesi vardır ama…

O’nu da…

Kısmetse başka bir Cumartesi yazısında anlatmaya çalışırız…

***

Berkant’a gelince…

Dünyada “tek şarkı” ile şöhreti yakalayan…

Ve de…

Aramızdan ayrılıncaya kadar…

Sönmeyen “tek yıldız” olarak anılarda kalabilen bir isimdir…

10 yıl önce “bugün” (01 Ekim)…

74 yaşındayken kansere yenik düştü, sevenlerine veda etti…

Aradan koca bir 10 yıl geçti…

Yaşasaydı…

Bugün, 84 yaşında olacaktı…

Zaten…

Bi’daha da…

“Samanyolu” şarkısını O’nun gibi seslendiren gelmedi!

Nokta…

Sonsöz: “Seni bağrıma değil, bağrımı ve başımı ayağının altına bastım… Gözüm toprak olacak ama gönlüm daima aşk kokacak… / Hz. Mevlana…”