Yapay zekadan güç aktaran kurnaz insan o zekayı kendisinin inşa ettiğinin farkında değil veya değilmiş gibi yapıyor.

Şimdi de dürüst yapay zekâ yapılacakmış… Niyete göre yapay zekâ… Kurnazın budalalığı, işte…

Gidişata bakılırsa, insan zihninde yarattığı tanrılara tapar gibi yapay zekaya da tapacak. Deizmin yükselişi boşuna değil.

“Yapay zekaya sordum.” “Bak, yapay zekâ ne diyor!” Bu sözler, akan suları durduruyor. Tanrı kelamı gibi…

Aydınlar, bilişim dilinin yarattığı kavram fetişizminin kendilerine sunduğu yeni tatmin alanında söz israfıyla mutlu mu mutlu...

Doksanlı yıllardan itibaren bilişim teknolojilerinde, yazılım alanında doğru dürüst devlet politikası oluşturamayan Türkiye, ikibinli yıllarda treni kaçırdı. Dijital devrimin getirdiklerini sisteme entegre etmek için imkanlar sınırlı, olan biteni tam olarak kavramak zor olacak. Türkiye, muhtemelen, kurulmakta olan yeni Dünya düzeninin ancak periferisinde yer alabilecek.

Hal böyle olunca, “yapay zekâ kullanıyorum” demek suretiyle çağ atlama şarlatanlığı trend oldu. “O bilgi, o teknoloji üretilirken neredeydik?” sorusunun yanıtı ise yok. Sistemin kıyısında bir yerlere ilişiriz olur biter… Gerisi, nasıl olsa, yapay zekâ magazini…

Acı bilgi; Yeryüzü, akıllı sistemlerle yönetilecek. Yani, aptal toplumu oluşturan %95’lik kitle, %5’in kontrolüne girecek. Muktedirler, bu defa, insanlığı yapay zekâ ile yönetecek. Yani, muktedirler toplumları yönetim biçimini değiştiriyor. Yeni sosyoloji yolda…

“Yapay zekâ insana hükmedecek” ön yargısına gelince, ancak aptal toplum efsanesi olabilir. Muktedirler istemedikçe yapay zekanın insanı yönetmesi mümkün değil. Yapay zekâ, olmayan iradesini nasıl kullanacak? Yanlışlıkla durumdan görev çıkarırsa, belki... İnsan kendi sonunu yazıyor olabilir mi?

İnsanla baş etmek hiç kolay değil. Ancak buradaki problem, yapay zekanın sağladığı kolaylıklar ve konforun insan beynini tembelleştirmesidir.

Zaman zaman haberlere konu olan robotlara ve yapay zekaya yaptırılan işlere yüklenen fantastik anlamlar, komplo teorisinden başka bir şey olamaz. Yapay zekanın kontrolden çıkması teknik bir konudur. Bununla birlikte, kontrolden çıkma ihtimalinin tehdit olarak hayli kullanışlı olduğu bir gerçektir.

Yapay zekanın sağladığı imkanlar itibarıyla, sonlanan endüstri devrimi ve çökmekte olan kapitalist sistemin belirsizliğinde, yeni dünya düzeninin inşasında belirleyici yol oynayacağı artık meçhulümüz değil. Ayrıca, getirdiği kolaylıkların yol açacağı sorunlarla baş etmenin zorlukları da biliniyor.

Dünya ölçeğinde dengeden çıkan sistemde, bilim ve teknolojinin öngördüğü insansız üretimin getirdikleriyle nasıl başa çıkılacağı henüz bilinmiyor.

Bilim, ilerleme falan derken yapay zekâ ile zirveyi bulan budalalık, sistemin boşa çıkardığı insanın yeni durumuna tekabül ediyor.

Acı ama gerçek, yapay zekâ budalalığı, dijital devrimin toplumda yarattığı etkilerin sonucudur. Dijitalleşme toplumsal yaşama hükmettikçe budalalık derinleşecektir.

Bir küçük hatırlatma; İlle de endişe etmek gerekiyorsa, dev yapay zekâ veri merkezlerinin yol açtığı sorunlara bakmakta yarar var. Bu sistemlerin yan etkileri, artan elektrik faturalarından, su kaynaklarına dolan tortulara ve gece gökyüzünü kaplayan ışık kirliliğine kadar gündelik hayatta telafisi güç hasarlara yol açıyor.