Galatasaray-Göztepe maçını yorumlamaya gerek duymuyorum. Bu karşılaşma için vicdanlar ve kafalar rahatsa söyleyecek tek bir sözümüz dahi olamaz. İçimden geçen tek cümle "Haram olsun, Yazıklar olsun!"

Öyle bir ilk devre izledik ki içerisinde bütün pislikleri fazlasıyla barındırıyordu. TEMİZ FUTBOL haricinde her türlü şaibeye şahitlik eden, verilen kararlarla saç baş yolan, sinir krizi geçirmeden maçı tamamlayabilen eminim ki çok az sayıda Göztepeli vardır. Hakkıyla mücadele edenin kazanacağı bir ortam Süper Lig’de kesinlikle istenmiyor, asla uygun görülmüyor. Fenerbahçe ve Galatasaray haricinde hiç kimseye nefes dahi almayacaksınız mesajları veriliyor. Lanet olsun böyle düzene, lanet olsun yaşattığınız karanlık 90 dakikalara…

Futbol adına konuşulacak hiçbir şey yok! 1-0 öne geçen bir Göztepe’nin ilerleyen dakikalarda olası direnç göstermesinden korkan sözde hakemle ona büyük destek veren Galatasaraylı oyuncuların müthiş tiyatrosu ilk yarının en kısa özetidir. Kendini sürekli yere atmaya alışmışlarla buna tolerans gösterip rezil düzene yol verenler bir defa daha başarılı olmuşlardır.

Göztepe’ye verilen kırmızı kart Süper Lig’in kirli özetidir, aynı durum Galatasaray’ın başına gelse tam 1 hafta "mağdur edebiyatıyla" kafa şişiren demeçler eksik olmayacaktı. Kendilerini garanti altına alıp Göztepe’yi 10 kişi bırakanlar sahiplerine karşı görevlerini eksiksiz yerine getirmişlerdir.

Şimdi sormak isterim, Sayın Mehmet Sepil veya Rasmus Ankersen bu KARA GECE ile ilgili herhangi bir açıklamada bulunacaklar mı? Bulunmayacaklarsa bizim hakkımızı kim savunacak? İnce ince değil açık apaçık göstere göstere parçaladılar takımımızı, buna da mı sessiz kalacaksınız?

Son cümlem şudur ki...

Her sezon aynı tezgah, aynı rezillikler. Bıktık, usandık, nefret ettik. Anadolu Ligi kurulsun, bu eziyet sona ersin, bu sirkte yer almaktan memnun olan varsa futbolun zerresinden nasibini almamıştır, almaya da niyeti olmayanlardır!