İki gün sonra...
(03 Mart 2025)
O’nun aramızdan ayrılışının üstünden koca bir 12 yıl geçti...
O’nu hep...
“Ruhuyla şarkı söyleyen sanatçı”... diye adlandırdılar...
Bazen...
Mırıltılı bir şekilde kulağınıza gelen bir melodi bile...
Yılın şarkısı olabiliyordu O’nun sesinden...
Azıcık, geçmişe gidelim birlikte...
***
1985 veya 86 yıllarıydı…
Neredeyse 40 yıl geçmiş aradan...
Hürriyet'teydim, o sırada…
Yanımda Hülya Avşar, Coşkun Sabah, Erol Atar, Altınkapı Levent Özesen ve Cahide Sultan vardı…
Maksat…
Topçu'da çöp şiş faslından sonra…
“Ha’di bi’pavyon yapalım” diyerek...
Rota’yı “Pırlanta”ya çevirdik...
Kafaları boşaltıyoruz, tatlı bir İzmir akşamında…
Bir ara müzik kesildi, sahne hızla yeniden hazırlandı…
Uzun boylu siyah kıvırcık saçlı bir sanatçı adam geldi…
Arabesk söylüyor ama sözler pek anlaşılmıyor…
Sanatçı “mırıldar” gibi seslendiriyor şarkısını…
Coşkun Sabah, garsonu çağırdı:
“Ses duyulmuyor, mikrofon kapalı galiba…”
Garsonun cevabı hepimizi şaşırttı:
“Müslüm Bey'in tarzı bu…”
***
Yanlış anlaşılmasın ama...
Ne o gün, ne bugün...
Şahsen “arabesk” dinlemem…
Ama, “Sevmiyorum” da demem…
Milyonları peşinden sürüklüyorsa bir sanatçı…
Şarkılarının tarzı “arabesk” de olsa…
Tahammül edin, dinleyin derim...
Baştan savma not filan da vermeyin…
Neden?
Bi’sebebi var da ondan...
***
Türkiye...
O’nun şarkılarını ve...
Özellikle da “tarzı”nı ve “yorumu”nu özlüyor...
Hatırlayın...
Hepimizi etkileyen o şarkıları...
“Hangimiz Sevmedik”... “Senden Vazgeçmem”... “İtirazım Var"... “Tanrı İstemezse”... “Mutlu Ol Yeter”...
...Ve, o şarkılar...
Nasıl da ezberindeydi her yaştan sevenlerinin...
Ve nasıl da...
Hayran yarattı milyonları, milyonlara ekleyerek...
***

Asıl sürpriz...
“Müslüm” filmiydi hayranları için...
Yedi yıl önce vizyona girdi...
(26 Ekim 2018)
Ünlü sanatçıyı...
Başarılı aktör Timuçin Esen canlandırdı...
Muhterem Nur’u ise...
Zerrin Tekindor hayata geçirdi...
Müslüm’ün unutulmaz şarkılarını...
Bizzat...
Timuçin Esen, seslendirdi; ayakta alkışlandı...
O film...
Tarihe geçecek bir gişe yaptı…
Aynı gün Türkiye'nin “921 salon”unda gösterime girdi…
Bu kırılması imkansız bir rekordu ve...
Sadece üç günde…
600 binden fazla seyirciyi sinema salonlarına çekti…
Yine sadece 72 saat içinde…
9 milyon TL.'ye yakın (eski para ile 9 trilyon…) hasılat elde etti…
Dijital görüntüleri bulursanız izleyin...
O sahneleri...
İliklerinizde hissedeceksiniz!
***
12 yıl önce kaybettik Müslüm Gürses'i…
Sonradan 'Gürses' soyadını aldı ama…
Bana sorarsanız sesi “gür” filan değildi ama…
Yorumcunun Allahı'ydı…
Gerçekten…
Hiçbir ses sanatçısında olmayan bir tarzı vardı…
Hafiften perdeli bir ses…
Duygu yüklü şarkı sözleri…
Pul biber gibi(!)
Acının en acısı…
Kahırdan gözyaşlarını kendiliğinden akıttıran…
Şarkıya ruhunu veren emsalsiz bir yorum…
Sevenlerine hep aynı mesajı veriyor, millet kendinden geçiyordu...
Nasıl derler?
“Aşığın gözü kör, kulağı sağır; doğruyu yanlışı ondan görmez!”
Duyunca kendini yere atarsın ama…
Yüzde 100 doğru, yaşanmış bir anı…
Filmin setindeyiz...
Ünlü sanatçı...
Senaryo gereği adam öldürecek; eli kana bulaşacak…
Tam da o sırada...
Yönetmene itiraz ediyor Müslüm Baba:
“Kavga etmeye, adam öldürmeye varım, ama cinayete asla!”
Bu kadar “içi / dışı bir” sanatçı yani...
Yaşasaydı 72’inci yaşını kutlayacaktı...
***
Aslında...
Urfalı bir köylü çocuğuydu…
İlkokuldan ötesini okuyamadı…
Adana'ya göç ettiler…
Terzi çıraklığı yaptı, kunduracılık yaptı…
Ailesine ekmek götürdü…
Ne zaman ki…
Annesini ve kardeşini arka arkaya kara toprağa verdi…
O Müslüm, bir anda…
İçine kapandı, kimseyle konuşmayan, sadece müzikle uğraşan biri oldu…
Yanık yanık okuduğu için türküleri…
Herkes sesine bayılıyordu…
14 yaşında bir ses yarışmasına katılmaya heves etti…
Babası karşı çıktı…
Bit pazarından elbise aldı…
Babası bu kez yarışmaya katılmasın diye uyurken saçlarını kesti…
Bana mısın demedi…
Yarışmaya girdi birinci oldu…
Gelin görün ki, şarkıcılığı tutturamadı, yine terziliğe döndü…
Bir gece Adana'daki gazinonun solisti hastalandı…
Apar topar Müslüm'ü getirdiler…
O gece eline aldığı mikrofonu bi'daha bırakmadı…
Çünkü…
Türkiye'nin “Bam Teli”ne basmıştı!
***
16 yaşında “Emmioğlu”nu plak yaptı…
O kırkbeşlik var ya...
O tarihte 300.000 sattı…
Birkaç yıl sonra…
Şoförün uyuduğu bir arabada kaza kurbanı oldu…
Doktorlar öldü diye morga kaldırırlar…
Müslüm gözünü morgda açtı…
Yaşadığı anlaşılınca hemen ameliyata aldılar…
Sonra bi'daha hiç eskisi gibi olamadı…
Ne var ki...
Artık koku alamıyor, az işitiyor, yavaş konuşuyordu…
Mırıldar gibi şarkı söylemesinin sebebi buydu!
***
90'lı yılların başında zirveye yerleşti…
“Müslümcüler” diye fanatik kitlesi oluştu…
Hayata duydukları “öfke” ve “ayrılık acısı”nı dışa vuranlar…
Fenomen oldu…
O, “Yapmayın arkadaşlar” dese de…
Konsere gelenlerin bazıları jilet kullanarak…
Vücuduna zarar vermeye başladı…
“Ben n'apıcam şimdi?” diye…
Kara kara düşünürken aklına bir fikir geldi…
O günlerde bir şarkısının klipini…
Lüks bir yatın içinde çekti…
“Vay, sen bunu bize nasıl yaparsın?” diyen hayranları ile…
Bir anda ters geldi…
***
Değişim rüzgarı şart olmuştu…
O müthiş ses ne yaptı dersiniz?
Pop yıldızları Nilüfer'in “Olmadı Yar”, Teoman'ın “Paramparça” ve Tarkan'ın “İkimizin Yerine” şarkılarını…
Öyle farklı biçimde yorumladı ki…
Yer yerinden oynadı…
***
Kadere bakar mısınız?
Çocukluğundan beri hiçbir filmini kaçırmadığı…
Hayallerini süsleyen büyük aşkı…
Sinema oyuncusu Muhterem Nur ile…
Malatya'daki bir turnede pişti oldu…
O tarihlerde…
Muhterem Nur'un parlak zamanları sona eriyor…
Müslüm Gürses'in yükselişi başlıyordu…
İşin garibi…
Muhterem Nur da…
Müslüm'ün “Ben İnsan Değil miyim?” şarkısını…
Dinleyip dinleyip ağlıyor ama…
Bu şarkıyı kimin söylediğini bile bilmiyordu…
Aralarında 21 yaş vardı…
Gözlerini kararttılar; “Seven Ne Yapmaz?” deyip, evleniverdiler!
Muhterem Nur…
O'nun hem hayat arkadaşı hem annesi olmuştu…
Ömür boyu aradıkları mutluluğu…
Birbirlerinde bulmuşlardı…
Yaş farkı onları hiç incitmedi…
Sevdiler, sevildiler…
***
Müslüm Gürses yıllar önce…
By-pass ameliyatı geçirdi…
Dört ay yoğun bakımda kaldı…
12 yıl önce de bir Mart sabahı…
Milyonlarca sevenine veda etti, bu hayattan ayrıldı…
***
Acaba diyorum, O'nu tanıdıktan sonra…
'İtirazım Var' şarkısı, aslında…
Farkında olmadan 'Müslüm'ün hikayesi miydi?
“İtirazım var bu zalim kadere… / İtirazım var bu sonsuz kedere… / Feleğin cilvesine… / Hayatın sillesine… / Dertlerin cümlesine… / İtirazım var… / Yarım kalan sevgiye… / Şu emanet gülmeye… / Yaşamadan ölmeye… / İtirazım var…”
***
Bitiriyoruz...
Hayattaki boşlukları kapatan hep “bir yıldız” doğuyor…
Farkında olmadığımız zaman dilimlerinde…
Ne kadar kıymetini bilemesek de…
O yıldızlar hiç sönmüyor…
Hamiş: Bana sorarsanız, ünlü sanatçıların unutulmaz şarkılarını onlardan daha farklı ve onlardan daha çarpıcı seslendirdi... Birkaç örnek; hatırlayın... Bana hak vereceksiniz: “Kayahan'ın "Sarı Saçlarından Sen Suçlusun", Zülfü Livaneli'nin "Belalım, Çırak Aranıyor" Nilüfer’in "İnkar Etme, Olmadı Yar", Adnan Ergil'in "Böyle Ayrılık Olmaz, Hava Nasıl Oralarda?", Teoman’ın "Paramparça", Tarkan’ın "İkimizin Yerine", Bülent Ortaçgil'in "Sensiz Olmaz", Murathan Mungan'ın "Olmasa Mektubun", Kenan Doğulu'nun "Tutamıyorum Zamanı", Sezen Aksu'nun "Sorma, Vazgeçtim", Fikret Kızılok'un "Gönül" ve Şebnem Ferah'ın "Sigara" adlı çalışmaları...
Sonsöz: “Hayat bir nefestir, aldığın kadar… Hayat bir kafestir, kaldığın kadar… Hayat bir hevestir, daldığın kadar… / Hz. Mevlana…”