Metehan UD/ EGEDESONSÖZ – Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Aydın’ın Didim ilçesinde açılmak istenen taş ocağı ile ilgili ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verdi.
Yapılan başvuruya göre D.Y.M Değişim Yapı Market İnşaat isimli şirket 24,8315 hektarlık alanda yılda 2 milyon ton kalker çıkaracak. Ayrıca ocağa ek olarak 1,2 milyon ton kapasiteli kırma eleme tesisi açılacak.
ORMAN SAHASI
ÇED sahası Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi, 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda ‘ormanlık’ işaretlenmiş alanda kalıyor. Ocak sahası Akbük Mahallesi’ne ise 2 kilometre uzaklıkta yer alacak.

3 GÜNDE BİR PATLATMA
Hammadde ise dinamit patlatma yöntemiyle çıkarılacak. 3 günde bir aynı noktada 82 noktada patlatma yapılacak. Saatte 562 kilo toz havaya karışacak.
YARGIYA TAŞINDI!
Didim Derneği, projenin hukuka aykırı olduğunu savunarak, Aydın Valiliği tarafından 23 Temmuz 2025’te verilen “ÇED gerekli değildir” kararının iptali için dava açtıklarını duyurdu.

Açıklama şu şekilde:
Akbük Ormanları mı, Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi mi?
Üstün Kamu Yararı Bulunmayan Proje, Hem Kamuya Hem Çevreye Zararı Olacaktır
İlçemiz Akbük Mahallesi civarında planlanan kalker ocağı ve kırma-eleme tesisi projesiyle ilgili olarak, T.C. Aydın Valiliği tarafından 23.07.2025 tarihinde verilen "ÇED Gerekli Değildir" kararının iptali için dava açtık.
Proje sahibi şirket, 99,82 hektarlık büyük bir ruhsat sahasını 25 hektarın altındaki parçalara bölerek çevresel denetimden kaçmayı amaçlamaktadır. Oysa ÇED Yönetmeliği, projelerin çevresel etkilerini belirlemeyi, olumsuz etkileri önlemeyi veya azaltmayı ve alınacak önlemleri izlemeyi zorunlu kılmaktadır.
Akbük Mahallesi’nin ekosistem ve yerleşim özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, yalnızca kalker ocağı ve kırma-eleme tesisi olarak değerlendirme yapmak eksiktir. Bölgede ekosistem, orman alanları, toprak ve su rejimi doğrudan etkilenecek; patlatma ve makine kullanımı yangın ve sismik riskleri artıracaktır. Bu durum, halk sağlığı ve çevre üzerinde geri dönüşü olmayan zararlar doğurma ihtimali taşımaktadır.
Çevre hukukunun temelini oluşturan ihtiyat ilkesi gereği, olası zarar riski mevcut olduğunda, faaliyeti gerçekleştirmek isteyenlerin bu zararsızlığı bilimsel olarak kanıtlaması zorunludur. Çevre hakkı, hem mevcut kuşakların hem de gelecek kuşakların temel haklarını güvence altına aldığından, Didim Derneği olarak, ilçemizin doğal değerlerini korumak ve gelecek kuşaklara sağlıklı bir çevre bırakmak için bu konudaki hukuki takiplerimizi kararlılıkla sürdüreceğimizi kamuoyuyla paylaşma isteriz.01.10.2025
Didim Derneği Yönetim Kurulu





