Yönetmen, senarist, yazar, milletvekili ve son olarak TBMM Başkanvekili... 7 Temmuz 1962'de Adıyaman'da başlayan ve 3 Mayıs 2025'te ardında derin bir iz bırakarak sona eren 62 yıllık bir yaşam.
Sırrı Süreyya Önder, Türkiye'nin siyasi ve sanatsal hafızasında esprili dili, hazırcevaplığı, keskin zekası ve en zorlu anlarda bile barıştan yana olan tavizsiz duruşuyla yer edindi.
Cezaevlerinde işkenceyi de gördü, Meclis'i yönettiği koltuğu da; babasızlığı da tattı, milyonları sinema salonlarına çeken filmler yapmayı da...
DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, geçirdiği kalp krizi sonrası 18 gün süren yaşam mücadelesini kaybetti. Vefatı, siyasetten sanata toplumun her kesiminde büyük bir üzüntüyle karşılandı.
İşte, onun Adıyaman'da başlayan ve Türkiye'nin en kritik dönemlerine tanıklık eden yaşam öyküsü.

Sırrı Süreyya Önder'in Hayatı
Önder, yaşamını "mücadele" kelimesiyle özetliyordu. Adıyaman'da, kendi deyimiyle "kentin birkaç sosyalist ailesinden birinin çocuğu" olarak dünyaya geldi.
Bu kimlik, onun tüm hayatını şekillendirecekti. Babasından kalan kitaplarla sol düşünceyle tanıştı, genç yaşta devrimci gruplar içinde yer aldı. 1978'de henüz lise öğrencisiyken Maraş Katliamı'nı protesto ettiği için ilk kez tutuklandı.
12 Eylül 1980 darbesi olduğunda 18 yaşındaydı ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde öğrenciydi. Darbeden bir yıl sonra siyasi faaliyetleri nedeniyle gözaltına alındı, ağır işkencelerden geçti ve 7 yılını Mamak Cezaevi'nde geçirdi.

Sırrı Süreyya Önder'in Babası Kimdir?
Sırrı Süreyya Önder'in siyasi kimliğinin temelleri aileden geliyordu. Henüz 8 yaşındayken kaybettiği babası Ziya Önder, Türkiye İşçi Partisi'nin (TİP) Adıyaman kurucularındandı.
Önder, aile yapısındaki çeşitliliği "Kentin neredeyse tek Nurcusu tek komünistine bacısını vermiş. Dayım Said-i Nursi talebesiydi. Ya babam ya dayım ya da ikisi birden içerideydi" sözleriyle anlatarak, Türkiye'nin toplumsal kodlarını bu denklem üzerinden çözdüğünü belirtmişti.
Sırrı Süreyya Önder kimdir, nerelidir?
Sırrı Süreyya Önder, 7 Temmuz 1962 tarihinde Adıyaman'da dünyaya gelmiştir. Hayatının ilk yıllarını ve gençliğini Adıyaman'da geçirmiştir.
Sırrı Süreyya Önder Kürt mü?
Hayır. Önder, Adıyaman'da çevresindeki neredeyse herkesin ana dilinin Kürtçe olduğu bir ortamda büyümüş olmasına rağmen, ailesinin köken olarak Türkmen olduğunu ifade etmiştir.
Bu durumu, empati yeteneğini ve barış dilini geliştiren bir unsur olarak görmüştür. 2014'te Emine Erdoğan'ın "Nerelisiniz?" sorusuna verdiği "Adıyamanlıyım, çok affedersiniz Türk'üm, tedavi oluyorum" şeklindeki esprili yanıtı, bu konudaki duruşunun en bilinen örneklerindendir.
Sırrı Süreyya Önder kimdir, Alevi mi? Sırrı Süreyya Önder'in dini inancı
Sırrı Süreyya Önder'in Alevi olduğuna dair bir bilgi bulunmamaktadır. Babasının sosyalist, dayısının ise Nurcu bir gelenekten geldiğini belirtmesi, onun seküler ve sol bir dünya görüşüne sahip olduğunu göstermektedir.
Kendisi, dini inancını kamuoyu önünde spesifik bir kimlikle tanımlamamıştır.

Sırrı Süreyya Önder'in eşi kimdir? Sırrı Süreyya Önder kimdir, evli mi?
Sırrı Süreyya Önder, özel hayatını kameralardan uzakta yaşamayı tercih etmiştir. Edinen bilgilere göre, 1991 yılında Halide Tülay Demirsöz ile bir evlilik yapmış ancak bu evlilik kısa bir süre sonra boşanmayla sonuçlanmıştır.
Bu evlilikten Ceren Önder adında bir kızı bulunmaktadır. Ceren Önder'in de bir çocuğu olduğu, dolayısıyla Sırrı Süreyya Önder'in bir torunu olduğu bilinmektedir.
Sinema ve Yazarlıkla Gelen Tanınması
Cezaevinden sonra bambaşka bir Türkiye'ye adım atan Önder, İstanbul'da çeşitli işlerde çalışırken sinema ve yazarlık tutkusunu hiç bırakmadı.
2006'da senaryosunu yazdığı ve yönetmenliğini üstlendiği, kendi hayatından derin izler taşıyan "Beynelmilel" filmiyle büyük bir çıkış yakaladı. "O... Çocukları", "Düğün Dernek", "Yeraltı" gibi birçok filmde senarist, yönetmen, danışman ve oyuncu olarak yer aldı.
Birgün ve Radikal'deki köşe yazıları ve katıldığı televizyon programlarındaki farklı üslubuyla geniş kitlelerce tanındı ve sevildi.

Parlamenter Siyaset ve Gezi Direnişi
2011'de siyasete atılan Önder, İstanbul'dan bağımsız milletvekili seçilerek Meclis'e girdi. 2013'teki Gezi Parkı eylemlerinde ise en ön safta yer alan isimlerden biriydi. İş makinelerinin önüne geçerek söylediği "Ben ağaçların da vekiliyim" sözü, direnişin sembollerinden biri oldu.
Çözüm Sürecinin Kilit İsmi: İmralı'dan Dolmabahçe'ye
Önder, Türkiye'nin en kritik dönemlerinden biri olan 2013-2015 "çözüm sürecinin" mimarlarından ve en önemli aktörlerindendi.
Abdullah Öcalan ile görüşen İmralı Heyeti içinde yer aldı. 2013'te Diyarbakır'daki tarihi Nevruz'da Öcalan'ın "Silahlı unsurlarımız sınır ötesine çekilsin" çağrısını içeren mektubunu okuyan isimdi.
Bu sürecin zirvesi olan 28 Şubat 2015'teki Dolmabahçe Mutabakatı'nın 10 maddelik metnini de yine Sırrı Süreyya Önder kamuoyuna duyurdu.

Yeniden Cezaevi ve Son Yılları
Çözüm sürecinin bitmesi ve 15 Temmuz darbe girişimi sonrası HDP'ye yönelik operasyonlar kapsamında Önder de "terör propagandası yapmak" suçlamasıyla 6 Aralık 2018'de tutuklandı ve yaklaşık bir yıl sonra serbest bırakıldı.
2023 seçimlerinde DEM Parti'den yeniden milletvekili seçildi ve TBMM Başkanvekilliği görevini üstlendi. Yönettiği oturumlardaki adil, esprili ve toparlayıcı üslubu tüm partilerce takdir topladı.
Son döneminde, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin çağrısıyla yeniden başlayan diyalog sürecinde İmralı Heyeti'nde yer alarak barış için son bir çaba daha gösterdi.
Son Günleri ve Vefatı

15 Nisan 2025 akşamı geçirdiği ağır kalp krizi sonucu hastaneye kaldırılan Önder, aort damarındaki yırtık nedeniyle 12 saat süren çok zorlu bir ameliyat geçirdi.
Yoğun bakımda 18 gün süren yaşam mücadelesini 3 Mayıs 2025'te çoklu organ yetmezliğine bağlı olarak kaybetti. Önder, geride bıraktığı filmler, yazılar ve en önemlisi barış ve demokrasi adına verdiği mücadeleyle hatırlanacak.
Sırrı Süreyya Önder'in hayatı, Türkiye'nin çalkantılı yakın tarihinin bir yansıması gibi. Onun mücadelesi hakkında sizin düşünceleriniz neler? Yorumlarda bizimle paylaşın.




